bugün

sözlük yazarlarının itirafları

iyi bir arabesk dinleyicisiyimdir. müslüm gürses, orhan gencebay, güllü, kraliçeler... beni rahatlatıp bir parça samimi bir şey dinleme isteğimden kaynaklandığını düşünmüşümdür hep. dinlemek hoşuma gidiyor cidden. yani ben öyle düşünüyordum. ta ki bir psikologla konuşana kadar. bana bu alışkanlığımın yüksek egodan kaynaklandığını, ben aslında böyle sıradan, halk adamıyım imajını destekler nitelikte olduğunu söyledi. ben ise ona: bunu saçma bulduğumu, bir şeyi sevmesem zaten dinlemeyeceğimi, egoyu neden toplumda statü düşüklüğü olarak gösterilen bir şeyden besleyeceğimi falan söyledim. yine de aklıma bir şeyler düşürdü. benim arabeskle olayım şudur aslında. o insanlar gibi olmaya özlem.

müslüm gürses - gitme.

ben hiç bir ilişkimde gitme demedim. bunu diyebilen bir adam olmak da istemem zaten. sevgi neydi? sevgi emekti yemekti zırvalığına da pis söverim. gideceğim diyen insan gider. gidene kal niye densin ki? ha gitmeyecektir de gitme temalı ilgi görme ve spekülatif değer arttırımına giden insan da ötede dursun zaten. ona da kal denmez. ama müslüm baba diyor işte. binlerce kişi diyor. ben de onlardan biri olabilir miydim diye düşündürür bu şarkılar.

insanın bir başka insanın gözündeki değeri ile sevgisi ile kendi değerini belirleme çabası bence saçma. ama insan üzülüyor sonuçta hayatının bazı zamanlarında. ilk ve son aşkımdın gençlik çağımda diye bağırası geliyor. bu da mı ego tatmini arkadaş? vuslat mı hasret mi adını sen koy.