bugün

immanuel tolstoyevski

kendisinden alıntılamak gerekirse;

"ataturk dusmanligi, tipki ataturkcu dusunce gibi, ici bos ve tehlikeli bir kavram oldu. ataturkun mirasini korumayi cani gonulden isteyenler, ornegin yayilmacilik dusmani ve savas karsiti olabilirler, laiklik yanlisi olabilirler, kadin erkek esitligini ve bilimselligi savunabilirler. yani zaten bu kavramlar vardir, o anki konuya gore gereken on plana cikarilir ve mudafa hatti o paralelde kurulur. bunun onemi, o kavramlarin altlarinin dolu olmasidir, bu nedenle de istismar edilmeleri daha zordur. oysa bunlari es gecip, kriteri "ataturk sevgisinden" ibaret tutunca, kimse neyi savundugunu, neye dusman oldugunu anlamiyor cunku o anda tartisilan konunun detaylari arada kaynayiveriyor, daha cok bagiranin elinde kaliyor ataturk." gibi sapasağlam savunmaları defalarca yapan, bugüne değin karşıma çıktığı için sevindiğim ender insanlardandır. olayların yalnızca üç boyutlu* olduğunu sananlara ders niteliğinde okutulması gereken bir adamdır.

adamın dilinde tüy kalmadı sanıyorum. ben bile yalnızca yazdıklarını okuyan birisi olarak sıkıldım kendisini bu konuda sürekli savunmasından.