bugün

mutluluğu eskilerde aramak

bırakıp gidemiyorsun hani, pişman olmak istemiyorsun. kalmak da çözüm olmuyor geniş zamanlarda.
o kadar gerekli ki, terk etmek başlangıcı getirmeyecek sular durulsa bile.
Bardakta kalan son damla gibi; ulaşılması zor ve bazen en çok ihtiyaç duyulan... Kimi zaman da o son damlada boğuluyor insan.
kendini kaybediyorsun. "böyle olması gerekiyormuş" diye düşünüyorsun. sen bunları düşünürken, o gidiyor.

biz olmak için iki kişi gerekiyor. ben, sen...
sensiz olmuyor anlayacağın.
ikna etmek için emek harcamak, çabalamak, savaşmak yetiyor mu zannediyorsun çocuk? yetmez.
sen mutluluğu onda ararken, o mutluluğu; hüzünleri bir çiçek gibi tek tek topladığı yerde arıyor. kaybetmiş, arayınca bulacak sanıyor.
mutluluğun beyninin içinde olduğuna inandırmak istiyorsun, düşünceleri yine eskilere götürüyor.
bir de utanmadan mutsuzluktan bahsediyor...

sevmek için izin almak nedir bilir misin?
korkmak, endişelenmek...
sevmeye bile izin yok artık. "sevme beni" diyorlar, savaşıp da kaybetmene izin vermiyorlar.
sanki çok savaşmışlar gibi.
bunlar aşkı; iki dudağa, iki ele, iki göze ve iki nefese satmışlar. ben kalbimi verdim, çok mu?

"hepsinin canı cehenneme, kendi doğrularınla kal."
güncel Önemli Başlıklar