bugün

din kitlelerin afyonudur

suru psikolojisine vurgu yapiyor olsa bile, asil soylenmek istenenin; ozellikle islam dusunce tarihi boyunca en onemli sorunlardan biri olmus akil-vahiy sorununu ronesans sonrasi avrupasinin carpik bir sekilde ele almasiyla ilgili oldugu belli. bunu, yerinde bir ornek olarak ahlak teorisiyle iliskilendirebiliriz.

suru psikolojisi olayi zaten dinle degil, kitlelerle alakali bir seydir. din ise zorunlu olarak kitlelere hitap etmek zorunda degildir. ancak kitlelere hitap ettiginde, kitlelere hitap edip basarili olan her ideoloji, dusunce, fikir, vs gibi afyon etkisi yapar. bu da suru psikolojisi dedigimiz seydir.

ki, marx'in hic kenevir tohumu, yahut marihuana kullanmadigina inanmamiza neden olacak da bir sozudur. alegori, ama bi yere kadar benzerlik bekliyor insan ne de olsa.

akil-vahiy sorununda ise marx zaten acikca belli olan yerini kesinlestiriyor sanki bu sozuyle. materyalizm uzerine kurulmus kisir bir teori olan marxizm, tek guzel yani olan diyalektigi kullanarak, edebiyat yapiyor. aforizmasinda, dine vururken aslinda dinin popularitesinden faydalaniyor marx.. buyuk bir sey soylemis gibi gorunmek icin.

aslinda soyledigi, "yildizlari kim yaratti bilmiyorum ama kucuk daglari ben yarattim.. tamam hadi ben ayratmadiysam bile en azindan, hukmeden benim.. ve daglarim hakkinda en dogru karari ben veririm.." buna inanmayanlar da, kendilerini kandiriyorlar, ve ipleri baskasina kaptiriyorlar, zavallilar diyor..

sosyolojik bir tespit olarak pek de algilanmamasi lazim bence. cunku, din her yerde oyle yada boyle belli karakteristikleri paylasan bir kurumdur. kanunlari koyma, etigi belirleme, gucu ve tapilacak olani belirleme iddiasina her din sahiptir. tavirlar degisir, ama bu iddia zaten sabittir.

yıllar sonra gelen edit: marx amca hakkındaki düşüncelerim ve fikirlerim yıllar boyunca değişmiş olsa da*, şu metine ekleyeceğim tek bilgi afyonun marx zamanında bir ilaç olarak ağrı kesici özelliğiyle meşhur oluşu.