bugün

çocukken mutluluk

babanın işten eve gelmesini beklemek.
o gelmeden neler getireceğini düşünmek.
en çok da getirdiği fatih marka kurşun kalemlere sevinmek.
sadece bıyıkları çıkan babanın* tek tük çıkan sakallarını kucağına oturup saymak*
bazen 82 bazen 87 çıkan* sakallarını ben saymayı bitirene kadar bana sabretmesi.
hatta kucağından inmemek için "yanlış oldu galiba, ben bir daha sayayım" dememi öpücük tufanı ile karşılaması.
(bkz: babayı özlemek)