bugün

yalanlardan doğan güzel gerçekler

tanım: uludağ sözlük öykü dergisi söykü için yazılmıştır.

Hikayemiz ömrü boyunca yalanlarla uyutulmuş bir kadının, seçerek yaşadığı tek gerçek son ile uzun bir uykudan uyanması hakkında. uğruna hayata veda ettiklerinin, maviliklere her bakışında, yazdıklarının her okunuşunda, istediği hayatı düşlerde yaşaması hakkında.

Ardında bıraktığı iki mektup, ona yazılan bir not, iki ölüm sonunda yeniden doğan iki hayat, bu kadının tek tesellisi ve büyük mirası...

Oğluma Mektup

Ebeveyinleri yüzünden bahtsız, üst üste iki kayıp yaşamak zorunda bırakılmış, güzel oğlum. Babanla ben bahtını yapamadık ama tahtını yapmak benim en büyük emelim. Biliyorum şu son iki haftada olanlara anlam veremiyorsun ve büyük bir şaşkınlık içindesin. Ama hayat böyle işte oğlum. Acılar, kayıplar ansızın çöreklenir yüreğine aynı sevinçler, aşklar gibi. Babanın ölümüne üzüldüğünü biliyorum ama benin ölümüm hele bir de altın vuruşla intihar edişim seni şaşkına çevirmiş olmalı. Bu satırları okurken gözlerinden taşan öfkeyi görebiliyorum, altındaki çaresizliği ve büyük özlemi de. Başka bir yol bulabilseydim bunları sana yaşatmazdım ama inan tek çıkar yol buydu. Beni anlamanı beklemiyorum ama seni hep çok sevdiğimi ölümsüz ruhumun, hep seni çok seveceğini asla unutma. Avukatımız Ali Bey verdiğim talimatla yurtdışında yakılmamı sağladı ve bu mektupla beraber sana küllerimi de ulaştırmış olmalı. Sana acını hatırlatacak bir mezartaşım olsun istemedim. Çocukluğundan beri çok sevdiğin denizülkesi masallarına karışmak istedim. Küllerimi boğazdan ya da akdenizden denize savur oğlum. Ben bir şekilde ulaşırım o denizaltı ülkesine ve sen her denize, mavliklere baktıkça sana dalgalarımla, yakamozlarımla göz kırparım.
Avukatımız, babanın hayat sigortasından kalan bir milyon doları, tek mirasçı olarak senin hesabına yatırmıştır sanırım. Bir kaç gün sonra, sana güzel bir kadın tanıştıracak, belki de hayattaki tek akraban o olacak. Ayrıntıları anlatmayı avukatımıza ve o esrarlı güzele bırakıyorum. Ama şundan emin ol, herşeyi bilerek ve kimseye küskün olmayarak çıktım bu ölüm yoluna. Belki de hayatımda ilk defa, aldatılmadan, kendi gerçeğimi yaşadığım için de mutluyum.
Baban sanatını sermaye karşısında bile isteye ertelemiş bir fotoğrafçıydı. Biraz cesareti olsaydı, reklam fotoğrafları çeken, mutsuz bir kaybeden olmaktansa, hayallerini vizöre aktaran bir sanatçı olabilirdi. Ama ya geçmişi ya da karakteri buna mani oldu. Onun içindir ki sevmeye de cesaret gösteremedi, ne seni ne beni dolu dolu kucaklayamadı. Yıllar önce ilk tanıştığımızda da böyleydi. Ben de o zamanlar, büyük bir ayrılık yaşadığımdan ondan farksız değildim. Ama bakışlarında, içime süzülen bir şeyler hissettim. O an dedim ki 'iki yarım, aşkla belki bir tam olur' . Ama aşkta hatta hayatta matematik değil sibernetik felsefe işliyor. Çok sevdiğin şairin dediği gibi sen sonsuz göğün altında aşkla aşkın sonsuz çarpımını ara ve yaşa oğlum. Tel cambazı ve şahane serseri olmaktan hiçbir zaman vazgeçme. Babanın ve benim eğreti hayatımız, sana ders olsun. Kendine güven, kendini her daim sev, hayallerinin okyanusunda sevgi kutup yıldızın, cesaret sarsılmaz gemin olsun. Sana bırakacağım ilk miras mahzun bir hayattan devşirilen ve senin geleceğine bir top ümitle gönderilen bu dilekler. Diğer mirasım ise çatı katında seni bekliyor.
Dur hemen heycanlanıp koşma merdivenleri, biraz sabır, anlatacaklarım tüm bunları anlamana yardım edecek.
Küçüklüğünden beri senin ve benim evde girmeye yasaklı olduğumuz tek yer, babanın filmlerini bastığı, karanlık odasıydı. Uzun saatler dışarda olmasına rağmen eve geldiğinde de o karanlık odaya kapanırdı. ikimiz de yıllarca bekledik onu o odanın eşiğinde. Belki emekli olunca, karanlık odadan bize gelir diye umut ettik. Ama bildiğin gibi öyle olmadı. Karanlık odanın kapısı kilitlendi ve baban yatma vaktine kadar bizden uzakta, dışarda vaktini geçirdi. işte bu hayalkırıklığıyla dolu günlerde, çatıkatı benim aydınlık odam oldu. Yukarı çıkınca göreceksin orası duvarları bembeyaz, tepesi camla gökyüzüne bakan, boş, aydınlık bir oda. içinde, oturduğum şilteden başka hiçbir eşya yok. Çünkü orada benim hayalgücümden başka hiçbir şeye gerek yok. Yıllarca örnek bir eş ve ev kadını olarak yaşadığım, bu evdeki sen hariç renksiz hayatım, bu oda ile gökkuşağına kavuştu. Tabi biraz da yaratıcılığımı tetikleyen, bana farklı bir boyutun kapılarını açan uyuşturucularım yardımıyla. Meraklanma madde bağımlısı olmamıştım, hatta gençliğimdeki büyük bir ruh bunalımından beni kurtaran psikiyatristimin de kontürolünde kullanıyordum ilham meleklerimi. Evet onbeş günde bir, bize yemeğe gelen o çok sevdiğin, ton ton ahmet amcan benim gençlik yıllarımdan beri ruh doktorum. Anlayacağın annen her zaman gözetim altındaydı ve hayatındaki sen hariç herşey onu tutsaklaştırıyordu. işte bu aydınlık oda, bana yeni bir varoluş için güç ve umut verdi. Yıllardır bastırdığım duygular açığa çıktı, gün oldu yanardağlar gibi lavlarını akıttı, gün oldu sel suları gibi çağladı, döktü tüm acılarını, hüzünlerini, keşkelerini, umutlarını, düşlerini bembeyaz sayfalara. Günümün büyük bölümünü aydınlık odamda yaşadım ben. Ya sen dışardayken açılırdı bu kapı ya da erken yatma bahanesiyle odam yerine buraya çıktığımda. Bir ara edebiyat derneğine bile katıldım, arkadaşlar edindim. Yazdıklarımı okuyanlardan beğenenler bile çıktı. işte yukarda bulacağın; bir roman, dokuz hikaye ve ellibeş şiir benim sana son mirasım. ister bunları yayınla ister kendine sakla. her halikarda ben her kelime ile seninle yaşamaya devam edeceğim ve sana kendimi anlatacağım. Aslında bedenen senden ve bu dünyadan ayrı olsam da belki de manen doğumum ve sana kavuşmam bu şekilde gerçekleşmiş olacak.

Seni hep çok sevdim ve hep sevmeye devam edeceğim.
Denizaltı ülkesinden dalga dalga sevgilerle...
Annen

Kızıma Mektup

Sana kızım demek ne kadar güzel. Yıllardır bilinçaltımda saklanmış ve sonunda karşıma çıkmış, güzeller güzeli kızım benim. Sen beni tanıyamadın. Kaderimizi bencilce çizen, insafsız insanlar yüzünden birbirimizi tanıyamadık. Ama hayat, sonunda acı ve ölüm içinde de olsa buluşturdu bizi.
Sana acı hiç yabancı değil biliyorum ama inan benim hep yol arkaşım oldu, acı ve yalan. Şairin dediği gibi benim aşklarım hatta hayatım sonuna kadar yaşanmadıkları için bir suçlamaydı ama şeytanın bacağını kırdım altınvuruşla. Hikayem, hikayemiz yalan ve acıyla dolu. Ama yalancı olan ben değilim güzel kızım. Ben en az senin kadar masum ve aldatılmışım. Lisede aşık olduğum benden beş yaş büyük, genç öğretmendi senin baban. Ailem şerefine düşkün ve çok zengin olduğundan hamile kaldığımı öğrenir öğrenmez beni zorla okuldan alıp babandan uzaklaştırdılar. Tabi bunları yaptıkları sırada ben dört aylık hamileydim ve geç kalmışlardı. Seni büyük gizlilik altında gönderildiğim özel bakım evinde doğurdum. Babana, fırsatını bulup bir kaç kere telefon ettim ama benimle konuşmak istemedi. O zaman, aşkımızı ve seni, ailemin parasına kurban ettiğini anladım. Çok kırılmıştım, kalbim ve ruhum sevdiklerim tarafından param parça edilmişti. Geleceğe, hayata dair biricik umudum sendin. Seni doğurdum ve herşey değişti. Zor bir doğumdu ve bir kaç gün sonra kendime gelebildim. Bana senin ölü doğduğunu söylediler. inanmadım, bana mezarını gösterdiler. Aylardır yaşadığım cehennem hayatından elimde kalan, ölü bir kız yavrusunun mezarıydı ve buna dayanamadım. ilk büyük sinir krizimi geçirdim. itibarına düşkün vicdansız ailem, vakit kaybetmeden, beni ünlü bir kiliniğe yatırdı. Orada yaşadıklarımı anlatmam mümkün değil. Hayatta herşeyini kaybetmiş, geleceğe dair hiçbir umudu olmayan, sevgisizliğe terkedilmiş, en sevdikleri tarafından aldatılmış bir kadının uçuruma son sürat koşuşunun ilaç ve elektrik şoklarıyla durdurulmaya çalışılmasıydı. Vakit aldı çaresizliği kabul etmem. Aylar sonra baharda, bahçede hasta bakıcımla yürüyüşe çıktığımızda, tanıştığım başka bir hastanın ziyaretçisi ile ilk defa hayatla temas kurdum. Elindeki çiçek demetinden bana uzattığı tek papatyayı gülerek aldım ve tüm gücümle kokusunu içime çektim. Durumum düzeldikçe bu meçhul ziyaretçi, benim arkadaşım, klinikten çıkınca da önce sevgilim sonra eşim oldu. Şimdi düşünüyorum da burnu büyük ailemin, evliliğimize onay vermesinden kuşkulanmamak tam bir salaklıkmış. Senin sayende yıllardır yaşadığım bu yalanı da öğrendim güzel kızım. iyi ki benim izimi bulup, benden intikam almak için kocamla ilişkiye girmişsin. Ve iyi ki yıllardır vicdan azabı çeken kocamın hayatının en asil davranışını gerçekleştirmesine neden olmuşsun. Tüm bunları viagra yüzünden, daha sana elini süremeden-hastane raporundan öğrendim- kalp krizinden ölmeden saatler önce benim aydınlık odamın kapısına yapıştırdığı bir notla fark ettim. Notta şöyle diyordu:'ben seni ve sevgini hiçbir zaman hak etmedim, artık hayatında kara bir gölge olmayacağım. Sebep olduğum acılar için beni affet. Oğluma ve sana bırakabileceğim tek şeyi bırakarak tüm yalanlarımla gidiyorum.'
Yıllardır yaşadığım yalan uykudan uyandım senin sayende. Kocamın ölümüne sebep olduğun için üzülme çünkü bu onun seçimiydi. Eminim, merhum ailemin, yıllardır senin peşine taktığı dedektif, ona herşeyi anlatmıştır ve benim güçsüz, sevgili kocam, yalanlarını bana anlatmaktansa ölmeyi tercih etmiştir. Belki de benim için yaptığı tek ve en büyük fedakarlıktır bu. Bilemiyorum ama yine de hayatı boyunca gerçekten mutlu ve özgür olamamış bu adama kızamıyorum. Nasıl benimle buluştuğun kafede, kocamın ihanetini ve seni terk ettiğim için bana olan nefretini kustuğun o gün, sana kızamadığım gibi. Sesin sert, bakışların öfke doluydu. Ama derinlerde o büyük özlemi ve sevgiyi gördüm, güzel kızım. Ne kadar güzeldin ne kadar hayallerimde yaşattığım kızıma benziyordu gözlerin. Klinik günlerimden sonra ruh doktorumun tedavilerinden biri de ölmüş kızım için bir günlük tutmaktı. Bütün ilaçlara, psikoterapiye rağmen Her gece bebek ağlamalarıyla uyandığım için bunu önermişti. Ve işe yaradı. Kayıp kızıma, sana kendimi, hayatı ve hayalimdeki seni anlatan bir günlük tutmaya başladım. Oğlum doğduğunda bile bırakmadım. Sana kardeşini, onunla hayali oyunlarınızı anlattım. Yıllardır tüm sırlarımı seninle bu günlükte paylaştım güzel kızım. Sen bu mektubu okurken avukatım sana bu beş defter dolusu sevgiyi, özlemi ve güzel düşü, asıl sahibine verecek. Birbirimizi tanımamıza, benim iyiliğimi düşünen ailem ve sevdiklerim mani olsa da kelimelerle buluşmamıza kimse engel olamayacak. O sayfalarda yıllardır uzağında olduğun ama seni çok seven anneni bulacaksın. Baban ise trafik kazasında ölen ailesinin ardından, kalmakta olduğu bakımevinde geçen sene hakkın rahmetine kavuştu. Beni ve seni unutması zor olmadı, ertesi yıl evlendi ve çocukları oldu ama o da acıdan ve ölümden kaçamadı. Eğer onun hakkında daha fazla bilgi istersen avukatım sana yardımcı olur. Ben son nefesine kadar ondan bir özür bekledim ama olmadı işte. Senin kaybından sonra tüm ilişkimi kestiğim, zengin ailemin tek mirasçısı olan benim haklarımı da sana devrediyorum. Avukatım satım işlemlerini gerçekleştirdikten sonra yaşarken reddettiğim ailemin servetini, senin hesabına aktaracak. Bunu dünya üzerinde hak eden tek kişi sensin, sana ve bana çektirdiklerine karşılık küçük bir bedel ama vicdanları az, paraları bol olduğundan, sana yeni bir yaşam kurman, bağımsız, özgür bir hayat yaşaman için gerekli serveti fersah fersah sağlar.
Bahsettiğim gibi bir erkek kardeşin var. Sen onun, hayattaki tek akrabasısın ve onunla tanışmanı istiyorum. Sadece senden küçük bir ricam var. Hem onun hem de senin iyiliğin için, ilişkinizin üstünde ölüm nefesi olmaması için ona kendini, babasının eski bir ilişkisinden olan ve babasının varlığından haberi dahi olmadığı kızı olarak tanıt. Ona yazdığım mektupta gelecek bir kaç gün içinde güzel bir kadının, onun ziyaretine geleceğini yazdım. Ayrıntılar için yine avukatımı görevlendirdim. Eminim birbirinizi çok seveceksiniz. Benim ölümüm için ise üzülmeni ya da kendini suçlamanı istemiyorum. Bu benim hayattaki tek özgür seçimimdi ve ömrüm boyunca yaşadığım tüm yalanlardan doğan sen ve oğlum benim en güzel gerçeklerim, altınvuruşla ölüme uçmak ise benim en özel varoluşum. Kardeşin, küllerimi isteğim üzerine denize savuracak. Eminim birgün, iki güzel yavruma denizaltı ülkemden, maviliklerden göz kırpacağım.
Yıllardır yaşadığım yalan uykudan beni uyandırdığın; bana, kardeşine ve kendine yeniden doğuş fırsatı verdiğin için teşekkürler benim güzeller güzeli, biricik kızım.

Seni hep çok sevdim ve hep sevmeye devam edeceğim.
Denizaltı ülkesinden dalga dalga sevgilerle...
Annen