bugün
- gideon reid morgan jj39
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı8
- manyak olmaya karar verdim10
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla15
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması20
- hakemlerle şampiyon olmak11
- jose mourinho29
- anın görüntüsü13
- sözlük erkeklerinin fotoları başlığına bakan erkek8
- yazarlardan akıl almak18
- fenerbahçe9
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- siradansiradisibiri8
- kuresele yavsayan gotler tam liste24
- meral akşener11
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir16
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması15
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi8
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak23
- aydinoglu bombala22
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- erkeklerin çoğunun yalnız olması11
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan8
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- ali koç12
- sözlükten hatun kaldırmak24
- magicovento14
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
aşağıdaki metin Prof. Dr. Nevzat tarhanın kitabından, ahmed şahin tarafından özetlenmiştir.
- Bediüzzaman'ı incelerken hem Doğu'yu hem de Batı'yı bilen farklı bir kişilikle karşı karşıya olduğumu anladım. Hayret duyguları veren fikir ve davranışlarını, abartıdan arındırılmış ilmi ölçülerle tarif ve tespite ihtiyaç duydum. işte bu anlayışla diyorum ki:
- O bir idealistti: Çünkü Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu insanlığa kanıtlamak için 28 yıllık sürgün ve çilelere rağmen geri adım atmamıştı.
- O bir innovatifti: Çünkü iman ilimlerinde değişim üretmişti ve 'ulu kişi' merkezli değil, kitap merkezli değişimi hayata geçirmişti!
- O bir realistti: Çünkü amacına ulaşmak için gücünün yettiği ve kontrol edebileceği çözümler üretebilmişti. Şiddete karşıydı. Namık Kemal'in "Barika-i hakikat müsademe-i efkardan çıkar" yani "Fikirlerin çarpışmasından hakikat kıvılcımları çıkar" sözünü önemsemişti.
- O bir aktivistti: Çünkü sadece eser yazmadı, eserleri Anadolu'da yaygın olarak okunması için vatan sathını bir mektep yaptı.
- O bir sosyolog gibiydi: Çünkü yüz yıl önceden bugünü görebilmişti, o zamanda bile Güneydoğu'nun sorununu eğitimin çözeceğini görerek ırkçılığa karşı eğitim istedi. "Cehalet, zaruret ve ihtilaf"ı, üç düşman olarak tanımlayıp Abdülhamid'e çağrıda bulundu ve doğuda din ilimleriyle fen bilimlerini buluşturan bir üniversite kurarak aydınlanmayı savundu.
- O bir psikolog gibiydi: Çünkü yazdığı Hastalar Risalesi ve Vesvese Risalesi gibi eserleri, önleyici sağlıkta çözüm üretme kapasitesine sahipti. Hutbe-i Şamiye isimli eserinde ise toplumsal psikolojiyi ilginç biçimde analiz etti ve ümit aşıladı.
- O bir savaşçıydı: Çünkü, saldırgan mataryalizmi akıl yürütme yöntemleri kullanarak tek tek çürütebiliyordu. "Büyük cihad, manevi cihaddır" tespitiyle, bu çağda maddi kılıçların kınına girmesi gerektiğini, buna karşılık bu zamanın hakikat kılıcıyla yapılacak bir manevi cihadın zamanı olduğunu söyledi.
- O bir direnişçiydi: Çünkü tek partili dönemlerde toplumsal muhalefeti tek başına temsil etti, 18 defa zehirlendiği halde geri adım atmadı, sivil itaatsizliğin bir örneğini sundu.
- O bir barışçıydı: Çünkü geliştirdiği müspet hareket metodu ile kavga çıkarmadan amacına ilerledi. Cihad kavramında bu çağa, manevi cihad anlayışının uyduğunu savundu. "Medenilere galebe ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir." diyerek barış içinde mücadeleyi seçmiş, şiddeti reddetmişti. Hatta dini din için seven Hıristiyanlara dahi çok sıcak yaklaşmıştı. Fener Patriği'ni makamında ziyaret etmesi ilginçti.
- O bir spiritüalistti: Çünkü ihlas ve samimiyet olarak adlandırdığı büyülü gücü her haliyle yaşayabilmişti.
- O bir bilgin ve bilge idi: Çünkü ilimle hikmeti birleştirmişti.
- O sahici bir insan, şefkatli bir üstad, yoksul ama kanaat zengini bir hoca, müthiş bir bellek, keskin bir zekâ, şaşırtıcı bir muhakeme gücüne sahip müstesna kimlikti...
- Tarihte onun kadar yanlış anlaşılmış bir başka yüksek kamete az rastlanır diye düşündüm. Balık okyanusta doğar, yaşar ve ölür; fakat okyanusu bilmez. Bunun gibi, hakikatin kölesi olan hür adam Bediüzzaman'ı da muasırları bilememiş, gerçek kimliğiyle henüz tam olarak tanınamamıştır!..
- Bu konuda yaptığım araştırmada ulaştığım net bilgileri saklayamazdım. Gerçekleri arayanlara yardımcı olmam gerekir diye düşündüm, böylece alışılmışın üstünde çarpıcı örneklerle dolu 'Çağın Vicdanı' çıktı ortaya...
- Bediüzzaman'ı incelerken hem Doğu'yu hem de Batı'yı bilen farklı bir kişilikle karşı karşıya olduğumu anladım. Hayret duyguları veren fikir ve davranışlarını, abartıdan arındırılmış ilmi ölçülerle tarif ve tespite ihtiyaç duydum. işte bu anlayışla diyorum ki:
- O bir idealistti: Çünkü Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu insanlığa kanıtlamak için 28 yıllık sürgün ve çilelere rağmen geri adım atmamıştı.
- O bir innovatifti: Çünkü iman ilimlerinde değişim üretmişti ve 'ulu kişi' merkezli değil, kitap merkezli değişimi hayata geçirmişti!
- O bir realistti: Çünkü amacına ulaşmak için gücünün yettiği ve kontrol edebileceği çözümler üretebilmişti. Şiddete karşıydı. Namık Kemal'in "Barika-i hakikat müsademe-i efkardan çıkar" yani "Fikirlerin çarpışmasından hakikat kıvılcımları çıkar" sözünü önemsemişti.
- O bir aktivistti: Çünkü sadece eser yazmadı, eserleri Anadolu'da yaygın olarak okunması için vatan sathını bir mektep yaptı.
- O bir sosyolog gibiydi: Çünkü yüz yıl önceden bugünü görebilmişti, o zamanda bile Güneydoğu'nun sorununu eğitimin çözeceğini görerek ırkçılığa karşı eğitim istedi. "Cehalet, zaruret ve ihtilaf"ı, üç düşman olarak tanımlayıp Abdülhamid'e çağrıda bulundu ve doğuda din ilimleriyle fen bilimlerini buluşturan bir üniversite kurarak aydınlanmayı savundu.
- O bir psikolog gibiydi: Çünkü yazdığı Hastalar Risalesi ve Vesvese Risalesi gibi eserleri, önleyici sağlıkta çözüm üretme kapasitesine sahipti. Hutbe-i Şamiye isimli eserinde ise toplumsal psikolojiyi ilginç biçimde analiz etti ve ümit aşıladı.
- O bir savaşçıydı: Çünkü, saldırgan mataryalizmi akıl yürütme yöntemleri kullanarak tek tek çürütebiliyordu. "Büyük cihad, manevi cihaddır" tespitiyle, bu çağda maddi kılıçların kınına girmesi gerektiğini, buna karşılık bu zamanın hakikat kılıcıyla yapılacak bir manevi cihadın zamanı olduğunu söyledi.
- O bir direnişçiydi: Çünkü tek partili dönemlerde toplumsal muhalefeti tek başına temsil etti, 18 defa zehirlendiği halde geri adım atmadı, sivil itaatsizliğin bir örneğini sundu.
- O bir barışçıydı: Çünkü geliştirdiği müspet hareket metodu ile kavga çıkarmadan amacına ilerledi. Cihad kavramında bu çağa, manevi cihad anlayışının uyduğunu savundu. "Medenilere galebe ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir." diyerek barış içinde mücadeleyi seçmiş, şiddeti reddetmişti. Hatta dini din için seven Hıristiyanlara dahi çok sıcak yaklaşmıştı. Fener Patriği'ni makamında ziyaret etmesi ilginçti.
- O bir spiritüalistti: Çünkü ihlas ve samimiyet olarak adlandırdığı büyülü gücü her haliyle yaşayabilmişti.
- O bir bilgin ve bilge idi: Çünkü ilimle hikmeti birleştirmişti.
- O sahici bir insan, şefkatli bir üstad, yoksul ama kanaat zengini bir hoca, müthiş bir bellek, keskin bir zekâ, şaşırtıcı bir muhakeme gücüne sahip müstesna kimlikti...
- Tarihte onun kadar yanlış anlaşılmış bir başka yüksek kamete az rastlanır diye düşündüm. Balık okyanusta doğar, yaşar ve ölür; fakat okyanusu bilmez. Bunun gibi, hakikatin kölesi olan hür adam Bediüzzaman'ı da muasırları bilememiş, gerçek kimliğiyle henüz tam olarak tanınamamıştır!..
- Bu konuda yaptığım araştırmada ulaştığım net bilgileri saklayamazdım. Gerçekleri arayanlara yardımcı olmam gerekir diye düşündüm, böylece alışılmışın üstünde çarpıcı örneklerle dolu 'Çağın Vicdanı' çıktı ortaya...
güncel Önemli Başlıklar