bugün

ilk buluşma anıları

insan ilk buluşmada kesinlikle kendisi olmalı özellikle hiç edinmediği hobileri varmış ya da ilgisi olmayan alanlarla ilgiliymiş gibi davranmamalı. bu sonucu çıkarmama sebep olan tecrübeyi yaşamadan önce zaten öyle davranırım niye tersi olsun ki diye düşünürdüm.

lakin bir gün ilk buluşma yaşadığım sevgili adayım -ki daha önceden telefonla konuşmuşluğumuz vardı sadece- tarihe olan ilgisinden herkesin tarihini bilmesi gerektiğinden söz etti ve kendi tarihini bilmeyenleri eleştirdi. eyvah dedim içimden çok alakasız olduğum bir yerden geldi mevzu ama dışımdan ona katıldım hatta öyle bir katıldım ki baya bunun üzerine tarihle ilgilenmeyen insanları yerden yere vurduk.

neyse konu kapandı herhalde tamam ya biraz zamanım var bu iş olursa bir tarihçiden özel ders alırım gibi düşünceler kafamdan geçiyordu ki başka bir şehirden Ankara'ya gelen sevgili adayı Anıtkabir'i görmek istedi. uzun yıllar önce görmüşmüş içindeki müzenin yenilendiği söyleniyormuş çok merak ediyormuş. içimden ilk buluşmada müzeye gitmek isteyen biri ile ömür geçer mi diye düşünürken dışımdan aa tabi ki buraya kadar geldin orası görülmeden gidilmez dedim.

Sonuç olarak iki saat boyunca iki kilometre uzunluğundaki duvarlarda yazan yazıları okudu, resimler üzerine yorumlar yaptı, orada bahsedilen olaylardan başka olayları hatırladı onları ilişkilendirdi. çok büyük ihtimalle bu sohbetin karşılıklı olmasını tercih ederdi. insan iki çift laf edemez mi kendi tarihiyle ilgili, kelimenin tam anlamıyla apışıp kaldım. sonrasında bir daha görüşmedik. Ama o gün Anıtkabir'den aldığımız anahtarlık hala benimle. gördükçe bu konuda ne kadar yetersiz olduğumu hatırlayıp bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum bir de her zaman kendim olmaya...