bugün

toplu taşıma araçlarında tacize uğramak

her zaman olduğu gibi işe geç kalmıştım, otobüs durağına hızlı adımlarla yürüken otobüsümün geldiğini görüp koşmaya başladığım monoton bir günün sabahıydı, orta kapından insanları var gücümle içeri doğru iterek binmiştim.

akbilime bağladığım kırmızı kurdeleyi sallayarak öne doğru uzattım, bir kaç durak sonra otobüste oluşan sirkülasyonun sayesinde orta bölümdeydim. artık kısmende olsa nefes alacak bir boşluk bulmuştum. işe o anda kalçamın üstünde bir şeyin gezindiğini hissettim umursamamaya çalıştım ama kalçamın üzerinde daireler çiziyordu öne doğru hamle yapmayı düşündüm imkansızdı sağım solum doluydu o anda eski türk filmlerinde ağaca bağlanıp tecavüz edilen kadınların çaresizliğini hissettim.

aniden dönüp ne yapıyorsun lan sen diye bağırsam, rezillik bütün otobüs bize bakacaktı. tabi ben bunların hesabını yaparken yeni bir girişim olmamıştı. tecavüze uğramış kadınlar gibi kollarımı kenetledim oturmam gerekiyordu tansiyonum düşmüş numarası yapayım. * artık çok geçti yine taarruza geçmişti.otobüsün fren yapmasını beklemiyordu artık ileri geri ileri geri coştu lan bu yeter cesaretimi toplayıp döndüm.

kalçamın üzerinde gezinip sert vuruşlar yapan, göbekli bir amca değilmiş, tıknaz kısa boylu bir kadının çantası vardı.toplu taşıma araçlarını mesken tutmuş sürtünme ile kendilerini mutlu edebilen aşağılık insanların yaşadığı bir şehir olan istanbulda.kadın çantalarının tacizlerinden bıkanlar sessiz kalmayın yeter artık bu zulüm...

edit: bostancı kadıköy hattında, valizden bozma çantalarla binen kızlar bedenime sahip olamayacaksınız.