bugün

smallville

ismini superman'in uzaydan düştüğü kasabadan alan dizidir.

şuan ilk sezonunu bitirmek üzereyim. rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki clark kent eğer türk olsaydı içinde bulunacak olduğu aşk trafiğinden doğru düzgün hayat kurtaramazdı. gerçek üstü olayları kurgu edindiği için bok atmak çok kolay. fakat adamların bizim gibi bilim-kurgu yoksunluğundan mahrum olmadıkları için. 10 sezondur her bölüm yeni bir şeyler kurgulayabilmişler demek ki. takdir etmek gerekir. yaptığı en iyi diziler aile dizileri olan biz türkler için apayrı bir kategoride olan bir yabancı diziyi yaftalamak gülünç doğrusu. madem çok iyi biliyorsun gel sen yap derler adama.

toparlamak gerekirse mantık hataları olmasına rağmen eğer bilim-kurgu seviyorsanız* veyahut superman çizgifilmini küçüklüğünüzde çok izlemişseniz bu dizi de hoşunuza gidecektir.

en bariz mantık hatasına gelirsek, clark kent ve takım arkadaşlarının her olayı basit bir şekilde çözmeleri ve polisten önce clark'a haber vermeleri üstüne yaşanan gariplikleri gayet doğal bir şekilde karşılamaları olabilir.

yazar notu: adamların köydeki lise yaşantıları amma renkli lan. özenmiyor değilim. kendi çıkardıkları gazeteleri olsun, spora olan düşkünlükleri olsun, koridorları, sınıfları bile rengarenk amk. geçmişe dönüp kendi lise yaşantıma bakıyorum da gri-sarı beton yığınları arasında geçen 4 yıl. en büyük etkinliklerim ise her sene sınıflar arası futbol turnuvasına katılmış olmam, ha bi' de liseler arası hentbol turnuvasına katılacakken turnuvaya yetersiz lisenin katılması nedeniyle iptal olan turnuvada sadece 3 idman yapmış olmak. *
(bkz: tamam sakinim)

ayrıca konuyu çok fena çarpırtırım, söyleyeyim dedim. *

--spoiler--

bir de şu geldi aklıma: madem bu kadar normal insan gibi olmak istiyor ve özelliklerinin başka bir canlıya elektrik ve meteor aracılığıyla aktarabiliyor, neden bir hayvana aktaramasın? şimdi bir köpeğe aktarması tehlikeli olur diyebilirsiniz fakat en azından bi' solucana bi' fareye bi' çekirgeye neden aktarmamakta?*

--spoiler--

sezon 1 editi:

--spoiler--
ilk sezonda genellikle her bölüm ayrı bir zorlukla karşılaşan clark kent genellikle üstesinden gelebildi bu zorlukların. lana lang'i sevmesine rağmen lana'nın başı bağlı olduğu için chloe ile şansını denedi ve baloda 'date' olarak onun kavalyesi oldu. lex'in dostça tavrı olmasına rağmen her zaman şüpheci davranmakta. babası gibi olmasından korkuyorum. sezon finalinde soundtrakclerini yazan grubun baloda sahne alması güzel bir detaydı. gemi parçası tamamlanınca uçup gitti gittiği yer ise muamma. akılda kalan çok soru var, bakalım 2.sezonda onlar yanıtlanacak mı?
--spoiler--

sezon 2 editi:

--spoiler--
2.sezonun başında geçen sezondan kalan bazı soruların yanıtları verildi. clark yeni update'lerle kendini geliştirmeye başladı.* sonunda clark arkadaşlarından birine sırrını anlatmak zorunda kaldı. şahsi düşüncem chloe ve lana bu sorumluluğu kaldırabilir. hatta bi' aralar lex'e bile anlatması gerektiğini düşündüm. fakat sonra lex'in clark'dan gizli bir şekilde araştırmalarına devam ettiğini öğrenince lex'in bunu haketmediğini düşünür oldum. bu sezonda clark'ın evlatlık işlemlerinin halledilmesinde lionel luther'ın parmağı olduğunu öğreniyoruz. şaşırmadım açıkcası fakat bu durumu mantıklı bir şeye bağlamaları doğru oldu. ve clark'ın gerçek kimliğini öğrenmesi adına önemli olay olan mağaraların bulunması. lionel kör olduğu yalanını bilmeyen clark onun gözleri önünde güçlerini kullandı. ilerde sorun teşkil edebilecek bir olay. lex mağaralarda var bir bokluk diyerekten araştırmaları eline alır. sezon finalinde ise lex ile helen evlenecekler ve clark o gün hayatının belki de en büyük hatasını yapar.
--spoiler--