bugün

black

black hakkında söylenecek her şey söylenmiş aslında. herkesin hayatının içine bir şekilde işlemiş, tıpkı bir dövme gibi, yıkayamayacağınız, zor kurtulabileceğiniz, izler bırakan...

disclaimer: bu çeviriler, kafiye amacı güdülerek, birebir çeviri yapmak amacıyla yapılmış çeviriler değil; tamamen şarkının derinindeki anlamları yakalayabilmek adına, düz yazı amaçlanarak yapılmış çevirilerdir. bazı şarkılarda, şarkının yapısıyla paralel bir şekilde kafiyeler görülebilir. katkıda bulunmak, yanlış olabilecek bir yeri işaret edecek yazarların eleştirileri, daha doğrusu iyi/kötü tüm eleştiriler kabuldür.

***

boş tuvaller misali,
dokunulmamış killer misali örtüler
uzanıyordu önümde, tıpkı bir zamanlar
onun bedeninin uzandığı gibi.
beş ufuğun hepsi ruhunun etrafında dönerdi,
tıpkı dünyanın güneşin etrafında döndüğü gibi.
şimdi, ağzımdaki ve ciğerlerimdeki havanın tadı, değişti.

ah, ona öğrettim bildiğim her şeyi,
ah, biliyorum, o verdi bana her şeyini.
ve artık acıyan ellerim,
gölgelenmiş bir zamanlar her şeyim olan
bulutların altında.
ah, tüm resimler yakılmış,
hepsi siyahla yıkanmış;
içine işlemiş her şeyin.

dışarıya, yürüyüşe çıkıyorum
etrafımda oynayan çocuklar,
hissedebiliyorum onların neşesini
öyleyse neden dağlanmış içim?
ah, kafamın içinde dönüp duran
o çarpık düşünceler...
dönüyorum, ah dönüyorum!
nasıl oldu da güneş,
bu kadar çabuk kayboluyor?

ve artık acıyan ellerim kucaklamış,
bir zamanlar her şeyim olan
kırılmış cam parçalarını.
tüm resimler yakılmış,
hepsi siyahla yıkanmış;
içine işlemiş her şeyin.
aşk, kaybolup gitmiş,
dünyamı simsiyah etmiş,
içine işlemiş tüm gördüklerimin, benliğimin, geleceğimin!

biliyorum, bir gün güzel bir hayatın olacak
biliyorum, başka birinin gökyüzündeki
bir yıldız olacaksın;
peki neden, neden, neden o gökyüzü,
o gökyüzü benimki değil?

biz aidiz birbirimize,
aidiz, aidiz, birbirimize...

***