bugün

24 kasım öğretmenler günü

TAM DA BUGÜN, DAHA BiR KAÇ SAAT ÖNCE YEMiN ETTiK TÖRENDE. ARTIK TAM BiR ÖĞRETMEN OLMUŞ, mesleğe küçük adımlarla başlamışız. her yerden tebrik yağıyor. şimdi de, pansiyon nöbetindeyim. kalıcıyım yani bu gece, okuldan ödünç aldığım laptop ve internet olanağı ile çok da zor değil hani. yemin töreninin ardından hemen geldim pansiyona görevime kaldığım yerden devam etmek için. demin yat yoklamasını aldım. ve okulun tky raporunu yetiştirmek için bir yandan da koşturuyor, bir yandan da öğrencilerin sorularına sorunlarına yetişmeye çalışıyorum. saat 8 buçukta ders var. ama uykuya daha çok...

neyse, niye yazdım bunları bilmiyorum.

ilçe protokolu güzel bir yemek verdi ve bol bol da övgü. bizim günümüz sonuçta, aklımda bir kişinin silüeti gidip geliyor yalnız, 23 ekim van depreminde kaybolan coğrafya öğretmeni dursun demir acaba bulundu mu? ya da şu tören kalabalığında benden başka birinin aklından geçiyor mu diye bir kaç defa sordum kendime, tanrı bilir bunu. sık sık internette haberini ailesi ve arkadaşları dışında soran oldu mu hiç? düşünmedim değil. olmuştur belki, belki de denk gelmiştir. ama bütün anahaber bültenleri konuştu bu çocuğu. acaba noldu? kimbilir? ailesi? diğer meslektaşlarım gibi can mı verdi yoksa hala kayıp mı arkadaşım?

kaybolmamış kendisi meğer sadece bedeni kayıpmış, karıştırılmış ve bir başka anne baba ve kardeşler tarafından başka bir yerde toprağa verilmiş. ailesi, dostları hala onu bir umutla ararken. meğer hep orda hiç tanımadığı toprakta yatarken, sevenlerinin içi yanmış, ateşi sıcak kalmış hep. hayatta bir sevdiğimin kaybolmasını istemezdim ben de, hiç olmazsa bir mezar deriz ya, arada ziyaretine gittiğimiz, anılarımızı canlı tuttuğumuz, sanki karşınızdaymış gibi konuştuğunuz, sevdiğiniz bir yakınınız. sevgili dursun'un bir mezarı var artık. ne mutlu sevenlerine, 1 aydır kabir azabından beter yanan canı ailesi ne kadar da yandı oysa, biz onu tanıyanlar da o kadar yandı. tanımayan meslekdaşları da...

fakültede 3.sınıfta yatay geçişle geldi dursun kardeş sınıfımıza, yine doğudan bir kentten. girişkendi, öğrenmeye hevesliydi, hep şuna yanarım ya, beni derslerde çok başarılı zannederdi, sürekli soru sorardı, nerden bileyim ki be kardeş sen benden daha iyiydin coğrafyada. bir gün dedim, bak kardeş ben sandığın kadar iyi değilim, bunu ilk sınav sonuçlarında görürsün. güldük geçtik. bazı insanları çok tanımazsınız, hakkında bildikleriniz onun sizi hakkında bildikleri kadardır. dursun kardeşle biz öyleydik, ankara dersane piyasasında adlarımızı duyardık en fazla, sıradan bir sınıf arkadaşıydık o kadar. o yüzden hakkında yazabileceğim pek fazla bir şey yok. eminim onun da benim hakkımda söyleyeceği bir kaç şeydir.

üzüldüm. tam da bugün aslında kaybolmadığını ve bu hayattan bir daha dönememecesine ayrıldığını duymak bu kadar tesadüf olur. milli eğitimdeki 2. ayında başına gelen bu felaketle sevenlerini yasa boğdun ya. bugün senin günün. artık bir mezarın var en azından ziyaret edilecek, en çok ailen için buna sevindim kardeş. kusura bakma buna seviniliyor işte.

bugün tüm tebrikler senin için dursun kardeş. dualarımız seninle, geçmişe dair arkamızda ortak bıraktığımız tek şey mezuniyet fotoğrafı oldu. buna da şükür. ruhun şad olsun. dilerim mekanın cennet olur.