siroz

hepatit b, c, alkol ve safra kesesi rahatsızlıklarının yol açtığı, karaciğerin, asit dökülmüş gibi erimesine, işlevini yerine getirmemesine yol açan hastalık.sanılır ki alkol alınmadığında tedavi ile iyileşeceksiniz, sanılır ki, sirozli karaciğer kendini yenileyecek, mümkün değildir, yalnızca, kişinin ömrü 5 bilemedin 10 yol uzar, tedavi ile değil, organ nakli ile mümkündür bu. Tabi ki hastalığın ilk safhasında hiç bir doktor bunu size söylemez, efendim önce bir ilaç tedavisi yapalım, bol bol harnup pekmezi, enginar falan yiyin,stresten uzak durun, daha başlangıç seviyesindesiniz, sizi aylarca oyalar durur, siz bu dönemde umutlusunuzdur çünkü hastalığınızı tam olarak anlayamamışsınızdır, zamanla karın şişmeye başlar, bacaklar incelir, kafa küçülür, yüz ve vücut tamamen sararmıştır, iştah kaybı, asabiyet, vücudun her yerine giren eklem ağrıları, artık sirozun ne olduğunu ailecek bilirsiniz, hele hepatite bağlı sirozsa hastalığın ilerlemesi öyle hızlıdır ki, hasta 5 ay içinde çöker, inanamazsınız, hele hele sürekli hastanın yanındaysanız, iyileşme var, iyiye gidiyor dersiniz oysaki hasta ziyaretine gelen 2.derece yakınlar hastanın ve sizin durumunuza inanamaz. günden güne kötüye gider hasta, bir gün gelir, canınız kadar sevdiğiniz babanız sizi tanıyamaz, anneniz yanınızda yoktur, korkmuşsunuzdur, baba kendine gel diye ağlamaya başlarsınız, ağlasanız da boştur, dışarıya küçücük ellerinizle taşımaya çalışırsınız babanızı, bakkaldan gelen anneniz sizi ambulansın kapısı kapanıken görür, onun gözlerindeki korku daha çok yakar canınızı. ne oluyor dersiniz yol boyu, bişey mi dokundu, canını bişeye mi sıktı, inşallah önemli bişey yokturlarla kendinizi yiyip bitirirsiniz. hastaneye gelirsiniz, hemen fakülteye gönderir sizi, durumu ağır derler, acil organ nakli der 6 aydır bir ton para bayıldığınız prof, peki babamın böbrekleri kanama yaparken, zihni bile açık değilken yapılabilir mi organ nakli, bizi başından sonuna kadar oyalayan doktora mı yanalım, yoksa neden daha evvel organ naklini düşünmediğimize mi. Bir hafta yoğun bakımda kaldı, hep bekledik, bir kez adımı sayıklamış, bunun üzerine beni içeri aldılar, yanına gittim elini tuttum, artık gitmemin vakti zamanı geldi iyileşmek istesem de iyileşemem dedi, hepinizi çok seviyorum dedi. Her gece bir çay bardağında hazırladığınız harnup pekmezi yoktur artık, onunla beraber keyifle izlediğiniz diziler, onunla beraber yaptığınız hoş sohbet yoktur, o yoktur çünkü. Bu illet hastalıktan kurtulmak mümkün değildir organ nakli olmadan, biz de onu başaramadık, belki yeterince araştırmadık, kolayına gittik, inanmak istedik, ilkel tedavi yöntemlerinden güç aldık, adam gibi bir doktora düşmenin bizim gibi bir ülkede ne kadar önemli olduğunu unuttuk. Tedavisi olan bir hastalığa çare bulamadık, diğer çaresiz insanlar gibi, biz de çare aradık, olmadı.