bugün

sultan süleyman ın tırt bir hükümdar olması

--spoiler--
Kanuni Sultan Süleyman, bir sefer sırasında kurduğu otağının ana direğine karıncalar musallat olunca, karıncaların itlaf edilmesinin dinen caiz olup olmadığını Şeyhülislâm Ebussuud Efendi'ye sorar.

Otağımın direğini karıncalar sarınca,
Günâhı var mıdır karıncayı kırınca?

Ebussuud Efendi, zamanın şeyhülislâmıdır. Kanuni'ye hoş görünmek için, karıncanın ölmesinden ne olur padişahım, diyebilirdi, fakat o ince bir nükteyle bakın ne diyor, bu da sanatkâr bir padişaha sıradan bir cevap değildir:

Yarın Hakk'ın dîvânına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca.

Osmanlı Devleti'nin zirvede olduğu bir devirde, zirve bir padişah ve mesleğine saygılı, şahsiyetli, doğru, zirve bir şeyhülislâm. Bu muhavere basit bir soru-cevap şeklinde olmuyor; estetik bir dille, şiir yoluyla cereyan ediyor. Hele Ebussuud'un beytinde bir edebî sanat olan telmih yoluyla çeşitli hâdiselere atıfta bulunuluyor.
--spoiler--

böyle bir düşünce yapısına sahip olan padişah'ın tırt olduğunu düşünebilecek seviyede iseniz vay halinize. ne diyeyim allah işinizi gücünüzü rast getirsin.