bugün

askerlik anıları

hani böyle dahili telefonu eline geçirirsin, koğuşu arasın, tertiplerinden biri çıkar, astsubay bilmem ne dersin, yerse arkadaşlara anlatır gülersin, yemezse kapatırsın telefonu. ya da gerçekten bir astsubay arar, telefonu açan asker şaka zanneder, olaylar gelişir...

ama bu öyle böyle bir şey değil.

telefonu eline alan dalgacı asker koğuşu arar. astsubay taklidi yapacaktır.

asker: astsubay taner. *
astsubay taner: emredin komutanım. * * *
asker: karnım acıktı benim, hemen git mutfağa, bana yarım ekmek arası domates, peynir bişeyler yapsın.
astsubay taner: emredersiniz komutanım. nereye getireyim.
asker: 1. depoya getirsin, bir de ayran alsın kantinden.
astsubay taner: emredersiniz komutanım.

ilerden gazeteye sarılı yarım ekmek arasını taner astsubayın elinde görmek, bana doğru ilerlemesi, hayatımın son yemeğini yiyecekmişim gibi geldi.

astsubay taner: buyrun komutanım, ekmek arası domates, peyniriniz.
asker: gak guk gık hıck...*
hayatın film şeridi gibi kayması ne demek o zaman anladım. ''taner astsubay geliyor'' denildiğinde millet kendini duvarlardan atardı, görmesin de dayak yemeyelim diye. ekmeği bıraktı, arkasını döndü, ben derin bir ohhh çektim ki...

astsubay taner: sessizdeydi duymamışım!
ben: emredin komutanım.
astsubay taner: ayranı da kendin al lan.
ben: emredersiniz komutanım.

bir daha dahili telefonun yanından bile geçmedim.