bugün

savaş ekonomisi

postmodern çağ'ın entelektüel, aydın gibi paye sahibi düşünürlerince sıkça; amerika ve birkaç yandaşı tarafından; kendi rant çarklarının çevrilmesi için diğer ülkelerdeki ikilemleri, savaşları körükledikleri; sonrasında askeri müdahaleler ile buraları zaptettikleri yönünde dillendirilmektedir. ancak bu insanlar bilmelidirler ki; savaştan hiçbir ülke ekonomisi beslenmez, beslenemez. savaş getirileri yanısıra çok fazla götürüye de gebedir. askeri ve sivil harcamalar, mühimmat ve gıda sevkiyatları, çeşitli lojistik desteğin tedariki gibi konular ışığında, günümüzde hiçbir ülke bir başka ülke toğrağında asker barındırmak, orada hüküm sürmek istemez, dolayısı ile; savaşıda. ondandır ki dünyanın, milletlerarası politikada söz sahibi ükeleri büyük debdebeler olan; dünya savaşları sonrası, barış girişimleri için nato ve birleşmiş milletler gibi kurumları enkarne etmişlerdir. artık; savaş işlerine gelmemektedir onların! zira; eskisi gibi "gir çöle, bir karakol kolluk kuvveti ile hükmet devri" kapanmıştır.

silah satarakta bir ülke ekonomisini düzeltemez. amerika için çok dile getirilir bu varsayım. ancak dünyada silaha ihtiyaç duyan ülkeler bellidir. çin, rusya gibi endüstri devleridir. bunlarda bu ihtiyaçlarından dolayı; kendi silah endüstrilerini çoktan vücuda getirmişlerdir. diğer güçlerin satışına ihtiyaç duymazlar.
peki az da, olsa kimse satılabilir? yunanistan, türkiye ve ortadoğu ülkeleri gibi hassas önemde jepolitik değer sahibi ülkelere satılabilir. ancak; bu ülkelerin, çift kutuplu dönemden bu yana, silah alışverişini yoğun yaptıkları ve bu ihtiyaçlarının minimize edildiği düşünülecek olursa; ne abd ne de diğer kuvvetli ülkeler savaş çıkararak veya silah satarak ekonomilerini ihya edemezler, etmek istemezler. aksi hakkındaki yorum; yıllar yılı faalliğini korumuş, günümüze değin ulaşmış, mesnetsiz bir argümandır sadece.