bugün

islamiyete inanmak

inanmak bir istek-tercih arası kabullenme ve aidiyet biçimidir. bir insanın zihinsel ve zeka seviyesini göstermez. tam aksi yönde karar almak da böyledir. şükrü altına sıçtığın için ifa ediyorsun, gel benim gibi inanmamayı tercih et delikanlı ol şeklindeki tavsiyeler, kendisine tavsiyede bulunulan kişinin inanç sahibi olmaklığından kaynaklı şükür ve hamd eylemlerini korkaklığa tekabül ettiğini göstermez. bir işi şundan dolayı yapıyırsam bir başkası bunu yapmadığı için şöyledir şeklinde gelişen inanış kendini tanımayı da engeller. dini yönelmelerde pragmatizmi ön plana çıkartanlar kendi insani ilişkilerini bu çerçevede değerlendirebildikleri an objektif olabilirler. çünkü pragmatizm hayatın her noktasını ele alan bir tez-öğretidir. allahla ilişkisinde fedakarlık ya da iyilikseverlik ölçülerine riayet edene faydacı diyen biri yakın çevresiyle (buna patronuna günaydın demesi de dahil) iyi ilişkiler kurması durumunda kendi pozisyonuna aynı yorumu getiremezse ilk adımda kendini inkar etmiş olur.