bugün

necdet menzir

eski istanbul emniyet müdürlerindendir.bir konuşmasına istinaden:

istanbul'un yürekli ve vatanperver emniyet müdürü sayın Menzir bir şehidin töreninde dayanamadı, gönlünde biriken duyguların tümünü dile getiriverdi. Konuşmasını dinlediğim zaman gönlüm büyük bir haz coşkusuna kapıldı. Çünkü sayın Menzir, coşkusunu bir isyan değil, mukaddes bir dua halinde dile getirmişti. Hepinizin hatırlayacağı şekilde bu sütunlarda üzerine basa basa vurguladığımız iki önemli gerçek.

Laiklik perdesi arkasındaki inançsızların fitnesi ve Atatürk maskesi arkasında komünistlerin iğrençliği bu kez devletin bütün arşivlerine sahip yalan söylemezliği bütün milletin gönlüne sinmiş bir yetkili tarafından açıklanıyordu.

Menzir'in gönlünde billûrlaşan bu gerçekler aslında Allah'ın; bir yetkili ağzından Türk milletine verdiği çok önemli bir mesajdır. Dürüstlüğü ve vatanseverliği sayın Menzir'i öyle bir noktaya getirmiştir ki gerçekleri apaçık görmüş, cesaret ve coşkuyla millete yansıtmıştır. Allah ondan razı olsun.

Rabbim gafletten tıkanmış gönüllere Menzir'in bu duasını idrak ettirsin. Herkes kendine gelsin. Çünkü bu sözler bu milletin geleceği için, bekâsı için üzerinde çok ciddi bir hassasiyetle durulacak sözlerdir. Temennimiz odur ki bütün millet bu hikmetli sözlerin anlamını içine sindirsin.

Dünyanın her yerinde güzel fikirler, hatta inançlar onların arkalarına saklanan şer fitneleriyle zaafa uğrar, hatta yok olur. Sırf inançlar açısından ele alırsak Musevilik, Yahudilerin dünya ihtirasları yüzünden, Hıristiyanlık Roma'nın, Bizans'ın Hıristiyanlık perdesi arkasına saklanarak bu yüce dini zaafa uğratmaları yüzünden perişan olmuştur.

Laik kavramı temelde inanç özgürlüğünü temsil eden hayırlı bir tanım olduğu halde, bunun arkasına saklanan din düşmanları bu masum tanımı iğrenç bir yafta haline getirmişlerdir.Ve inanınız ki laiklik kavramı Türkiye'de yaşayan inanç düşmanları sayesinde yok olmaya mahkum olmuştur. Ne kadar tantana yaparsanız yapın, laikliği yaşatmak, savunmak imkanı bulamazsınız. Aynı sözleri ne çare ki Atatürkçülük konusunda da söyleyeceğiz. Bu milletin evlatları düşmanını perişan eden bir kumandana karşı hiçbir zaman bir vefasızlık göstermemiştir.

Ancak komünistler piyasaya çıkıp en iğrenç planlarını memleketi parçalamaya, daha eski yıllarda Rusya'nın uydusu haline getirmeye yönelik tasarılarını Atatürkçülüğün arkasına saklanarak gündeme getirmeye başlayınca milletin içinde büyük tepkiler doğmaya başlamıştır. Aslında bu tepkiler Mustafa Kemal'in şahsına değil, onu kendilerine göre yorumlayan marksist ve ateistlere karşıdır.

Nerede bir açıkoturum olmuşsa, nerede inanç sahiplerine kalemle saldıran bir yarar çıkmışsa hemen hemen arkasında bir marksistin, bir ateistin fotoğrafı görülmüştür. Hatta o kadar ileri götürülmüştür ki, marksist devrimlerini Atatürk’ün devrimcilik ilkesi ile bağdaştırmışlardır. Ne yazık ki milliyetçilik istikametini hiç kimse Atatürkçülük olarak görmek istememiş, görmek isteyenler de marksistler tarafından susturulmuştur. Böylece milleti bölmek isteyenler hergün yeni bir fitne çıkararak Atatürkçülük ve laiklik maskeleriyle milleti devamlı taciz eder olmuşlardır.

işte Menzir'i isyan ettiren, onun büyük bir yüreklilikle tespit ettiği bu gerçeklerdir.

Memleketi karıştıran, zaman zaman iç harp tezgahları hazırlayan Avrupa'nın dikkatlerini ikide bir Türkiye'de özgürlük olmadığını iddia ederek dışarıdan destek alanların tümünü Menzir dosyalarıyla birlikte tanımaktadır. Rus marksizminin yıkılmasından sonra komünistliği masum bir fanteziye indirgemek isteyen bazı çevreler çok tehlikeli bir oyun oynamaktadırlar. Çünkü Türkiye'deki koşullar marksist fikirlerin ince ince işlenerek gençliğe sokulmasına müsait değildir. Bu tehlikeli oyun her geçen gün bir çığ gibi çoğalan inançlı gençliğin bir anda tahammül hudutlarını aşıverir. Sonu gelmez maceralara sürükleniriz. işte Menzir bu gerçeği de bildiği için çok telaşlıdır. Ve son beyanları ile tarihe karşı nasıl bir sorumluluk taşıdığının bilincini ortaya koymuştur. Türkiye'de sol fikirlerin ve eylemlerin küçülmesi bizim istikbale ait en ciddi sigortamızdır. Ancak bu küçülme solu ümitsizliğin hırçınlığına itebilir. Bu da elbette endişe verici rahatsızlıklar doğurabilir. Bence Menzir'in konuşmasındaki inceliği özellikle genç kuşaklar çok iyi kavramalı, marksizmin ve ateizmin çirkin yüzüne kırmızı kart göstermelidir. Marksistler ve ateistler sustuğu ya da ortadan çekildiği takdirde bu milletin bünyesinde Atatürkçülük ve laiklik ihtilaf konusu olmaktan bir anda çıkar. Millet kendi kararını marksist ve ateistlerin yalanları istikametinde değil de kendi istikametleri şeklinde kullanır.

Son yılların tarihinde bana göre en önemli açıklama istanbul Emniyet Müdürü Sn. Menzir'den gelmiştir. Marksistler ve ateistler gözünüzü dört açın! Ne tehlikeli bir virüs olduğunuz teşhis edilmiştir. Artık millet kendisini sizin telkin ve davranışlarınızdan koruma imkanını mutlaka bulacaktır.

Kimin aklına gelirdi ki oradan oraya hoplayan bu hain çekirge Menzir'in avucunda can versin!..