mahmut nedim hazar

bugün hepimiz ermeniyiz meselesi hakkında nefis bir yazı yazmış olan müstesna insan. yazıyı buraya koyalım da tam olsun.

Hepimiz Ermeni miyiz?

Bilumum soruları, mantıklı/uçuk komplo teorilerini, toplumsal gidişatın geldiği tehlikeli noktayı, katmanlar arası gerilmiş iplerin kopma noktasına gelmesini filan bir kenara bırakalım... Ve hatta işin hüzünlü ve iç burkan yönünü de bir kenara itelim bir süreliğine...

Hrant Dink cinayeti öncesi tüm tartışmaları, atışmaları, 'Milliyetçilik' adı altında genç kuşağa pompalanan bağnaz ırkçılığı da geçici olarak rafa kaldıralım...

Dink'in cenazesinde ortaya çıkan manzara üzerine biraz zihin jimnastiği yapalım:

Bizzat katilin de itiraf ettiği gibi; bu cinayetin bu kadar büyük infial meydana getireceğini kimse bilemezdi. Toplumsal tepkinin bu kadar geniş ve kuvvetli bir şekilde tebarüz edeceğini de tahmin edebilecek kimse olmazdı sanırım.

Tartışmasız etkileyici bir manzaraydı salı günü yaşananlar. Bunda Dink'in kişiliğinin etkisi kadar, Türk toplumunun içten içe tutuşup büyüyen birtakım tehlikelere karşı 'artık yeter' demek istemesinin de etkisi vardı. Cenazedeki kalabalık birkaç ay önce yumurta yağmuruna tutulan mağdurlara kitlelerin verdiği gecikmiş bir destekti belki de...

Biz Türkler sanırım sair tüm milletlerden çok daha fazla duygusal ve fevriyiz... Öfkemiz de, merhametimiz de abartılı olabiliyor çoğu zaman. Ve hele duygularımızın zirve yaptığı zamanlarda kantarın topuzunu kaçırabiliyoruz...

Anladınız; lafı 'Hepimiz Ermeni'yiz... Hepimiz Hrant Dink'iz' içerikli pankartlara getireceğim.

Şüphesiz kimse bu pankartları düz mantık ile algılayıp, bir kimlik ifadesi olarak görmüyor. içerdiği mesajı şahsen ıskalamadığımı bilerek bu yazıyı okumaya devam edin lütfen... Elbette böylesi sinsi, hunharca, kalleşçe, aptalca ya da her ne diyecekseniz o şekildeki saldırıya karşı gösterilen anlamlı bir tepkiydi cenaze kalabalığı.

Ancak bütün bunlar birtakım gerçekleri çarpıtmamızı ve olması gerekenleri yamultmamızı gerektirmiyor.

Duygusalız, dedim; ama Türk medyası Türk halkından çok daha fazla duygusal...

Bugüne kadar birçok özgür düşünceyi (Son örnek Atilla Yayla idi) boğmakta herkesten önce davranan, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasında devletten çok daha paradigmacı olan Türk medyasının suikast sonrası takındığı tavrı abartılı bulduğumu belirtmek isterim. Elbette öncelikle böylesi haince bir cinayeti telin etmesi, olayın üzerine gitmesi sevindirici gelişme... Danıştay saldırısı sonrası yaptığı müptezelliklere tekrar prim vermemesi de... Ancak 'vur derken öldürme'nin de çok anlamı yok...

Bu nedenle 'Hepimiz Ermeni'yiz' pankartlarını 'Malkoçoğlu Benim' formatına çekmek hem yersiz hem de ülkenin yaşadığı sorunun çözümüne değil, meselenin karmaşıklaşmasına katkıda bulunacağı açık.

Eminim Hrant Dink de yaşasaydı rahatsız olurdu. 'Ne münasebet' derdi. 'Sizin Ermenileşmenize gerek yok, Ermeniler ile bir arada kardeşçe yaşamanız yeterli' diye konuşurdu. Ömrünü Türklerdeki Ermeni, Ermenilerdeki Türk düşmanlığını bitirmeye vakfetmiş bir insan, duygusal bir travma sonrası oluşan ruh halinin sürekli ve kalıcı olmasına karşı çıkardı, diye düşünmekteyim.

Sorun Ermenilerin Türkleşmesi -ya da Türkleşmemesi- değildi ki çözüm, Türklerin Ermenileşmesi olsun! Dink'in mücadelesini verdiği dava, herkesi kendi kimliği ile kabul edip, karşılıklı birbirini anlayabilmenin mümkün olduğu kavgasıydı.

Bizim Hrantlaşmamızla çözülmez Ermeni sorunu. Tüm dünyaya Ermeni olduğumuzu ilan etsek bile bu 'sözde soykırım' belasını defetmiş olmayacağımızı herkesin bilmesi lazım. Bir cenazede pankart açarak sorunların çözüleceğini zannediyorsak yanılıyoruz. Kaldı ki, medyanın abartması beni ziyadesiyle rahatsız etmeye başladı.

Evet ben Ermeni değilim, Hrant Dink de kimsenin Ermeni olmasını istemezdi. 'Öteki' olmayı istemektense, öteki oluşturmamayı becermektir marifet.

Adliye kapılarında aydınları yumurta ve domates yağmuruna tutan ırkçı zihniyetin aşısı değildir bu tarz. Belki benzer kapıya çıkan bir aşırılıktır.

Başta medya olmak üzere, bu pankartları yapıp taşıyanların hepsinin tüm mağdur ve mazlumların tarafında olmalarını da beklerim açıkçası. Ne bileyim, 'Hepimiz Elif Şafak'ız', 'Hepimiz başörtülüyüz' filan gibi.

Ve bunu, insanlar ölmeden, testi kırılmadan yapmaktır marifet... Yoksa peynirden bir gemiye dönecek memleket!
27/01/2007