kuran ı kerim

bilginin kıymetli olduğu kadim zamanlarda, kendisi herkese açılmazmış. haketmek için uzun aydınlanma evrelerinden, büyük kişisel (ruhsal ve bilişsel) gelişimler göstermesi beklenirmiş bilgiye talip olanlardan. dedik ya, kıymetliymiş bilgi, ve mutlak güçmüş, herkesin harcı değilmiş yani.

bilgiyi numerolojiyle açıklamaya çalışmak kuran'dan da eski bir geleneğin işi olmalı. kendisine ortalama (ve genel) insanı hedef kitle olarak belirleyen bir öğretinin bu kadar gizli mesajlarla aktarılmasında bir tuhaflık seziyorum ben.

okur-yazar seviyesi daha 20.yüzyılın sonlarında %60'ların üstüne ulaşabilmiş bir "cemaat"in faydalanması için gönderilmediği çok açık.

ben de okuduğunu kolay anlamayan, her anladığını sorgulamadan içselleştiremeyenlerden olarak; namazın hangi dualarla kaç rekat kılınacağına, örtünmenin nerelerden nerelere kadar olduğuna dair kavga dövüşü ortadan kaldıracak, dört mezhep ayrılığına yol açmayacak detaylar içermediği halde "kölelerinize iyi davranın", "iz kalmayacak kadar dövün", detaylarının yer alması benim kafamı karıştırıyor.

ben ulyses'i de anlamadım, kuran'ı da. ben anlamadıysam bana yazılmış değildir. Başkasının algısını sorgulamadan kabul edemeyecek tuhaf bir "direnç"le donatmış yaratan, üstesinden gelemiyorum.