bugün

mendil satan çocuk

az önce karşılaştığım yağmur ve rüzgarın altında üşüyen 15-16 yaşlarındaki çocuktur.

yağmurla beraber şiddetli rüzgarın yüzümü şamarladığı sırada ıslanan sigaramdan kalan bir kaç fırtı çekerken küfrediyorum. hızlı adımlarla yokuş yukarıya tırmanıyordum kaldırımda yürürken. kirli sakalım ve siyah şapkamla berbat bir görüntüm vardı. arasıra kendime vitrin camlarından bakarak 'tipini sikeyim' diye küfrediyordum. canım fena halde sıkkındı... kaşlarımın çatık ve etrafa öfke dolu baktığımın farkında bile değildim. bir an için karşımda mendil satan çocuğu farkettim. bana bir elinde mendil uzatıyordu ama neredeyse uzattığı gibi geriye çekti mendili. bana sanki bir rüya gibi gelmşti bir kaç saniyelik bu detay. 8-10 adım yürümüştüm ve durdum. geriye doğru dönerek;

+ yeğen ne kadar mendil? diye sordum ses tonumu mümkün olduğunca yumuşatarak.
-ne verirsen abi.
+oğlum ben verebilsem donuma kadar veririm. ne kadar onu söyle?
-okul harçlığım işte abi.
+tamam şimdilik 5 lira vereyim. denk gelirsen bir daha alırım söz.
-sağol abi.
+ok. sende sağol.

alışverişimizi yaptık ve soğuktan kaskatı kesilmiş yanaklarımızla hafif şekilde birbirimize gülümseyerek ayrıldık.

kolay kolay mendil satan birinden mendil almak veya yolda önümü kesen herhangi biriyle -sigara isteyen hariç- muhatab olmam. fakat yaşadığım bir olay sonucu edindiğim farkındalıkla birlikte bu düşüncemi biraz esnetmekte fayda gördüm.

(bkz: #9069346)