bugün

1961 anayasası

1961 anayasası, bir başlangıç bölümü, 157 madde ve 22 geçici madde ile o tarihe kadarki osmanlı-türk anayasalarının en uzunu olmuştur. o zamana kadar yaşanan özgürlük ve demokrasi darboğazları, böylesine kapsamlı ve ayrıntılı düzenlemelere gereksinim duyulmasına sebep olmuştur. anayasanın dili özelikle sade olmasıyla dikkat çeker.
en özgürlükçü, en demokratik vb. yakıştırmaları, ilk olarak hazırlanışındaki kapsamlı inceleme ve araştırmalara, yardımcı metinlerin usta ellerden çıkmış olmasına bağlanabilir. diğer sebepler ise:
'devlet'i kutsal sayan 82 anayasasından farklı olarak, 'insan ve birey'i yüce değer saymaktadır(başlangıç bölümü, genel hükümler).
61 anayasasının misyonu 'devlet otoritesi'ni değil, 'özgürlük ve demokrasi'yi kurumsallaştırmaktır(10.madde).
insan ve bireye, 'klasik, sosyal ve siyasal haklar ve özgürlükler' tanımıştır. klasik haklar* 24 anayasasından faklı olarak 'türklere' değil 'herkese' tanınmıştır. sosyal haklar 61 anayasasının sosyal adalet ve sosyal devlet ilkelerinin yanısıra getirmiş olduğu en önemli katkılardandır, sendika, grev, toplu sözleşme hak ve özgürlükleri bunların tipik örneklerindendir (46.-47. maddeler). siyasal haklar ise seçme ve seçilme, siyasi parti kurma gibi haklardır.
tüm bu hak ve özgürlükler bakımından 61 anayasası, dönemin yabancı anayasalarıyla karşılaştırıldığında çok daha dolgundur. ancak asıl önemli olan liste değil, içeriktir. her maddede oldukça ayrıntılı tanım ve güvenceler getirerek, yasamanın takdir alanını hak ve özgürlükler aleyhine büyütmesini engellemiştir.
82 anayasasının 1995 değişikliğine kadar geçerli olacak 'parti değiştirmenin üyeliğin düşmesi yaptırımıyla karşılanması' maddesinden farklı olarak, milletvekillerine parti değiştirebilme olanağı sağlamıştır, bunun temeli ise temsilcilerin kendilerini seçenlerin buyruğu ve onlara hesap verme sorumluluğu altında olmamalarıdır, zira temsilciler kendilerini seçenlerin değil, milletin temsilcisi olarak kabul edilmiştir.
seçim güvenliği konusunda anayasanın katkısı özel bir yer tutar. seçimlerin yönetimi ve denetimi, bu konuda oldukça yanlı kararlar verebilecek olan meclisten alınmış, yüksek seçim kuruluna devredilmiştir. siyasal partilerle ilgili özel bir yaptırım * getirmiştir(19.madde). partiler hakkındaki davalara bakma görevi de adi mahkemelerden alınıp anayasa mahkemesine verilmiştir, böylece esaslı bir güvence sağlanmıştır. ayrıca siyasi parti kurma, izin yöntemi yerine bildirim yöntemi şekline bağlanmıştır, böylece oldukça geniş bir serbestlik sağlanmıştır.
27 mayıs hareketinin temelinde yer alan devrimlerin ve laikliğin geleceği konusunda duyulan tedirginlik, laiklik konusunun ve devrimlerin korunmasının özel bir dikkatle ele alınmasına sebep olmuştur.(atatürk devrimlerine bağlılık esastır, din eğitimi ve öğretimi,bu yönde istekte bulunanlara sunulur vb.) laiklik konusundaki yaklaşım klasik din-devlet ayrılığından farklıdır. laiklik ilkesinin her ülkenin ve dinin özel koşullarına göre değişik düzenlemelere uğrayabileceği görüşü benimsenmiştir.
61 anayasasının cumhuriyete yüklediği nitelikler arasında en yenisi sosyalliktir. daha doğrusu sosyallik ilkesinin anayasallaştırılması 61 anayasasıyla olmuştur, 1961 den önce de bu ilke doğrultusunda işler yapılmış ancak anayasada belirtilmemiştir, güvence altına alınmamıştır. anayasanın gösterdiği sosyal adalet hedefi, kişilere ve gruplara tanıdığı sosyal haklar, devlete yüklediği sosyal ödevler, bir yenilik olarak getirdiği kalkınma planları ve devlet planlama teşkilatı anayasallaşmanın sonuçlarıdır.
bunların dışında teknik konular gibi görülebilecek, ancak somut sonuçlara ulaşan pek çok değişiklik yapılmıştır. ( yasama - yürütme - yargı erklerinin ayrılığı, görev-yetki kelimelerinin değiştirilmesi, bakanlar kurulunun yapısındaki değişiklikler vb.)
sonuç olarak 1961 anayasası bir çok yenilik getirmiş, döneminin yabancı anayasalarıyla karşılaştırıldığında üstünlüğü açıkça belli olan, demokratik ve sosyal içerikli bir anayasadır. 1982 anayasası yapılırken söylenen 'bize bol geldi' manasındaki sözler, anayasa derslerine gelen profosörlerin 61 anayasasını anlatırken hüzünlü bi şekilde iç geçirmeleri, o dönemleri yaşamış büyüklerin anayasadan çok sevimli ama yaramaz bi çocuk gibi bahsetmeleri bunu kanıtlar niteliktedir.