bugün

insan haklarına oldukca fazla yer verilmesiyle bilinen en özgürlükce anayasamızdır.
kanimca en demoktatik anayasadir.
ihtilal sonrası milli birlik komitesinin bazı üniversite ve hukuk profesörlerinin isteği doğrultusunda aldıkları kararla oluşturulan kurucu meclis üyeleri tarafından hayata geçirilmiştir.tasarı halk oyuna sunulmuş ve halkın yüzde 60'ının desteği alınmıştır.kurucu mecliste hiç dp üyesinin bulunmaması ve dolayısıyla toplumun önemli bir kesiminin anayasanın yapılışında dışarda bırakılması,61 anayasasının daha başında yara almasına sebebiyet vermiştir..
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu başyapıcılarındandır
en demokratik anayasamızdır... daha sonraki darbelerle ortadan kaldırılmıştır.
belki de dünyanın en özgürlüçü anayasasıdır. bireylerin hareket alanını genişleten ve onların haklarını en çok müdafaa eden, tarihde ki yerini alan anaysadır.
1961 anayasasının hazırlanışı ve kabulü üç bölüme ayrılır: ön tasarılar, kurucu meclis ve halkoylaması.

ön tasarılar, biri istanbul üniversitesi hukuk fakültesi, diğeri de ankara siyasal bilgiler fakültesi çıkışlı olmak üzere iki tanedir.

kurucu meclis, türkiye tarihindeki ilk kurucu meclistir. öncelikli amacı yeni bir anayasa hazırlanmasıdır. anayasa hazırlık aşamasında ön tasarıların yanında, 1945 ten beri siyasal partilerin üretmiş oldukları metinlerle istanbul bilim kurulunun anayasa anketinin sonuçlarından yararlanıldı. hazırlık çalışmalarında yararlanılan dış metinler, fransız, italyan ve federal almanya anayasaları ile fransız insan ve yurttaş hakları bildirgesi (1789), insan hakları evrensel bildirgesi (1948), avrupa insan hakları sözleşmesi (1950) olmuştur. böylece, temsilciler meclisi anayasa komisyonunun hazırladığı tasarı, öncelikle temsilciler meclisinde tartışılmış, görüşmelerin tamamlanmasının ardından, milli birlik komitesi tarafından incelenmiştir. temsilciler meclisi ile milli birlik komitesinin üzerinde uyuşamadığı maddeler kurucu meclis toplantılarında çözülmüştür. kurucu meclis 27 mayıs 1961 tarihinde anayasa metnini kabul etmiştir, böylece anayasa yapıcılığı görevini de tamamlamıştır.

halkoylaması, türkiye tarihinde anayasanın yürürlüğe girişini belirleyecek ilk halkoylamasıdır. gene bir ilk olarak siyasal söylemler türk dilinin inceliklerini yansıtır oldu, zira propaganda döneminde kısıtlama ve yasaklamalar olmasa da, içerisinde bulunan fiili durum açıkça 'anayasaya hayır' demeye elverişli sayılmazdı. bu sebepten ötürü demokrat partinin devamı sayılabilecek adalet partisinin kampanya sırasında 'oyların hayır-lı olması' ve 'hayır-da hayır vardır' gibi imalarda bulunması gerekti. oylama 9 temmuz 1961 günü yapıldı. katılım %80 nin üstündeydi. geçerli oyların %61.5 i 'evet', %38.5 i 'hayır' yönünde çıktı. halkoylamasının ardından yapılan genel seçimle meclis tekrar oluşturuldu ve yeni anayasal düzene geçildi.

(kaynak: bülent tanör - osmanlı-türk anayasal gelişmeleri)
1961 anayasası, bir başlangıç bölümü, 157 madde ve 22 geçici madde ile o tarihe kadarki osmanlı-türk anayasalarının en uzunu olmuştur. o zamana kadar yaşanan özgürlük ve demokrasi darboğazları, böylesine kapsamlı ve ayrıntılı düzenlemelere gereksinim duyulmasına sebep olmuştur. anayasanın dili özelikle sade olmasıyla dikkat çeker.
en özgürlükçü, en demokratik vb. yakıştırmaları, ilk olarak hazırlanışındaki kapsamlı inceleme ve araştırmalara, yardımcı metinlerin usta ellerden çıkmış olmasına bağlanabilir. diğer sebepler ise:
'devlet'i kutsal sayan 82 anayasasından farklı olarak, 'insan ve birey'i yüce değer saymaktadır(başlangıç bölümü, genel hükümler).
61 anayasasının misyonu 'devlet otoritesi'ni değil, 'özgürlük ve demokrasi'yi kurumsallaştırmaktır(10.madde).
insan ve bireye, 'klasik, sosyal ve siyasal haklar ve özgürlükler' tanımıştır. klasik haklar* 24 anayasasından faklı olarak 'türklere' değil 'herkese' tanınmıştır. sosyal haklar 61 anayasasının sosyal adalet ve sosyal devlet ilkelerinin yanısıra getirmiş olduğu en önemli katkılardandır, sendika, grev, toplu sözleşme hak ve özgürlükleri bunların tipik örneklerindendir (46.-47. maddeler). siyasal haklar ise seçme ve seçilme, siyasi parti kurma gibi haklardır.
tüm bu hak ve özgürlükler bakımından 61 anayasası, dönemin yabancı anayasalarıyla karşılaştırıldığında çok daha dolgundur. ancak asıl önemli olan liste değil, içeriktir. her maddede oldukça ayrıntılı tanım ve güvenceler getirerek, yasamanın takdir alanını hak ve özgürlükler aleyhine büyütmesini engellemiştir.
82 anayasasının 1995 değişikliğine kadar geçerli olacak 'parti değiştirmenin üyeliğin düşmesi yaptırımıyla karşılanması' maddesinden farklı olarak, milletvekillerine parti değiştirebilme olanağı sağlamıştır, bunun temeli ise temsilcilerin kendilerini seçenlerin buyruğu ve onlara hesap verme sorumluluğu altında olmamalarıdır, zira temsilciler kendilerini seçenlerin değil, milletin temsilcisi olarak kabul edilmiştir.
seçim güvenliği konusunda anayasanın katkısı özel bir yer tutar. seçimlerin yönetimi ve denetimi, bu konuda oldukça yanlı kararlar verebilecek olan meclisten alınmış, yüksek seçim kuruluna devredilmiştir. siyasal partilerle ilgili özel bir yaptırım * getirmiştir(19.madde). partiler hakkındaki davalara bakma görevi de adi mahkemelerden alınıp anayasa mahkemesine verilmiştir, böylece esaslı bir güvence sağlanmıştır. ayrıca siyasi parti kurma, izin yöntemi yerine bildirim yöntemi şekline bağlanmıştır, böylece oldukça geniş bir serbestlik sağlanmıştır.
27 mayıs hareketinin temelinde yer alan devrimlerin ve laikliğin geleceği konusunda duyulan tedirginlik, laiklik konusunun ve devrimlerin korunmasının özel bir dikkatle ele alınmasına sebep olmuştur.(atatürk devrimlerine bağlılık esastır, din eğitimi ve öğretimi,bu yönde istekte bulunanlara sunulur vb.) laiklik konusundaki yaklaşım klasik din-devlet ayrılığından farklıdır. laiklik ilkesinin her ülkenin ve dinin özel koşullarına göre değişik düzenlemelere uğrayabileceği görüşü benimsenmiştir.
61 anayasasının cumhuriyete yüklediği nitelikler arasında en yenisi sosyalliktir. daha doğrusu sosyallik ilkesinin anayasallaştırılması 61 anayasasıyla olmuştur, 1961 den önce de bu ilke doğrultusunda işler yapılmış ancak anayasada belirtilmemiştir, güvence altına alınmamıştır. anayasanın gösterdiği sosyal adalet hedefi, kişilere ve gruplara tanıdığı sosyal haklar, devlete yüklediği sosyal ödevler, bir yenilik olarak getirdiği kalkınma planları ve devlet planlama teşkilatı anayasallaşmanın sonuçlarıdır.
bunların dışında teknik konular gibi görülebilecek, ancak somut sonuçlara ulaşan pek çok değişiklik yapılmıştır. ( yasama - yürütme - yargı erklerinin ayrılığı, görev-yetki kelimelerinin değiştirilmesi, bakanlar kurulunun yapısındaki değişiklikler vb.)
sonuç olarak 1961 anayasası bir çok yenilik getirmiş, döneminin yabancı anayasalarıyla karşılaştırıldığında üstünlüğü açıkça belli olan, demokratik ve sosyal içerikli bir anayasadır. 1982 anayasası yapılırken söylenen 'bize bol geldi' manasındaki sözler, anayasa derslerine gelen profosörlerin 61 anayasasını anlatırken hüzünlü bi şekilde iç geçirmeleri, o dönemleri yaşamış büyüklerin anayasadan çok sevimli ama yaramaz bi çocuk gibi bahsetmeleri bunu kanıtlar niteliktedir.
kapitaliz'e dönük sosyal devlet anlayısının benimsendigi anayasa.özgürlükcü ve sosyal devlet anlayısını benimsemıstır. sonrasında bazı kesimleri rahatsız etti

(bkz: talat aydemir)
12 mart darbesinden sonra budanmış, 12 eylül darbesiyle de tamamen rafa kaldırılmış anayasamızdır. mazimizde hoş bir sedâdır.
teşkilat ı esasiye adını bırakıp anayasa adını almıştır.
dünyanın en iyi, en başarılı anayasaları arasında gösterilmekte olan sosyal devlet anlayışıyla oluşturulmuş ve bu nedenle de pek uzun ömürlü olmamış, olamamış anayasamız..
en özgürlükçü, en demokratik anayasadır. evet oyle diyelim . mesela "insan haklarına dayanan devlet ilkesi 82 anayasasında "insan haklarına saygılı" olarak değiştirilmiştir, bu bile bir işarettir farkına fakat, bir anyasanın darbeden sonra oluşturulması onun demoktatikligine golge düşürmez mi diye sormaktan alamıyor insan kendini. seçilmiş bir başbakanı asınız, sonra üstüne demokrasi kurmaya çalışınız. o başbakanın dünya görüşü değildir görüşüm ayrıca belirtmek isterim. fakat yapılan adilane gelmez bana. güzelim ülkemin "üstünkörü"lükten muzdarip oldugu alanlardan biri daha işte...
türkiye'nin başına gelmiş ve gelebilecek olan en iyi anayasadır. bu yüzden çıkarlarına ters düşenleri rahatsız etmiştir. anayasa insanların uyması içindir ama malesef bu kasıtlı şekilde unutulup, insanların yasaya uymasını sağlamak yerine sonraki girişimlerle anayasa insanlara uydurulmuştur. bunun sonucu ne anladım o iştendir.
elde var 0.
bir çeşit tepki anyasasıdır.çoğunluk diktatöryasına tepki olarak yapıldığından devlet-birey ilişkisinde bireyi önde tutmuştur.yapılışı 82 anayasasına nazaran daha demokratiktir sadece demokrat partiyle ilişiği olan kişiler yapımında bulunmamıştır.bu yüzdendir ki sonrasında aynı görüşle başa geçenler tarafından işlevsizliği öne sürülerek uygulanmak istenmemiştir.nitekim darbe sonrasında yerini 82 anayasasına bırakmıştır..
şimdilerde ortalıklarda dolaşan çok muhterem ve sayın demirel tarafından bu anayasa ile devlet yönetilemez sıfatına layık görülmüş,oldukça hak ve özgürlükten yana olan ama bir türlü uygalanılmayan anayasamızdır.
şu sıralar sayın demirelin ağzından bir türlü eksik olmayan "demokrasi"sözcüğü
yine kendi tarafından siddetle karşı çıkılan bir anayasıdır.
bu ne yaman çelişkidir böyle ya.
yine aynı demirel deniz gezmişleri astırmak için elinden geleni yapmıştır.
hangi demokrasiden bahsediyor şimdi anlamak güç.
suleyman demirel tarafindan uygulama esasinda cilki cikartilmis anayasadir. ozu hostur, guzeldir ama bu* millete fazladir.
türkiyeye "bol" geldiğine hükmedilmiş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine uygun, özgürlükçü bir anayasadır.

en kısa zamanda en doğru iktidar tarafından ufak düzenlemelerle gündeme getirilmesi en büyük temennimizdir.
eğer türkiye gerçekten demokratik bir toplum olma yolunda ilerleme hususunda samimi ise, darbe anayasasını kaldırıp, yerine yeni bir anayasa getireceği zaman mutlaka esinlenmesi gereken anayasa.
günümüz hükümetinin samimiyetsizlik problemleri nedeniyle ele almaya, incelemeye, adını anmaya dahi yeltenemeyeceği anayasa formatındaki özgürlük bildirisi.
bir direnme hakkının sonucudur:

Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti;
her ne kadar bir darbe neticesi oluşması beni hüzünlendirsede. tükiyeye bol geldiği gerçeği mutlak olan bu yüzden, bize layık görülen 82 tarafından yeri gasp edilen yasa.
ülkenin pek çok çehresinden biri. sadece biri, çok şey ifade etse de. !
dünyadaki bütün ülkelerin anayasaları alınıp içinden en iyi maddeler cımbızla seçilerek oluşturulmuştur. fakat büyük özgürlükler barındırması ihtilallere zemin hazırlamıştır.
türk halkına sendiklaşma olanığının verildiği,işçiye grev ve toplu sözleşme hakkının tanındığı ilk anayasadır.