bugün
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba14
- magicovento cesurluğu16
- jose mourinho23
- bu gece intihar edeceğim19
- aşkım kapışmak8
- barbara palvin'in aldatılması12
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı13
- eskorta 220 bin lira gönderen adam8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz32
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması14
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu16
- kizil kara12
- ismail kartal9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün15
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- üçten fazla dövmesi olan kız12
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- amında oyalanmak istiyorum11
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak13
- albay kemal15
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi14
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız12
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi17
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- d varank21
- uzun entry giren erkek9
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular18
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti14
Teheccüt namazı vakti
Teheccüt namazının vakti soruluyor. Farz ve nafile bütün çeşitleri ile ibadetlerde esas olan, en küçük detaylarına varıncaya kadar onları Efendimiz'in (sas) kavlî tarif ve fiilî tatbikatlarına uyarak yerine getirmektir.
Çünkü ibadetler, hayatın sair alanlarındaki meseleler ölçüsünde içtihada açık değildir. Efendimiz'in (sas) "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, siz de öylece kılın." beyanı bu yaklaşımın temelini oluşturur. Dolayısıyla teheccüt namazının vakti meselesi de bu zaviyeden ele alınmak zorundadır.
Efendimiz'in hayatına baktığımızda islam ulemasının ittifakla belirttiği üzere, kendisi için farz, ümmeti için nafile olan teheccüt namazını Allah Rasulü (sas) genelde gecenin üçte birinden sonra ve kısa veya uzun belli bir müddet uyuyup uyandıktan sonra kılmıştır. Gecenin üçte biri, toplam gece müddeti üçe bölünüp, akşam namazı vaktinin girişine ilave edilmekle bulunur. Çünkü gece akşam namazının girişi ile başlar. Pekâla söz konusu vakit teheccüt namazının olmazsa olmaz şartı mıdır? Yatsı namazının peşisıra hiç uyumadan kılınamaz mı? Uyuyup uyanmanın olmadığı uykusuz geçen gecelerde kılınan nafile namazlar teheccüt değil mi? imsak vaktinden az önce kalkıp yatsı, teheccüt ve vakti girer-girmez sabah namazı kılmak mahzurlu mu?
Bu ve benzeri sorulara toptan cevap olabilecek hususları maddeler halinde kısa kısa belirtelim.
1-Teheccüt namazının vaktini yukarıda Efendimiz'in uygulamalarından hareketle belirttik. Bu namazın kâmilen eda edilmesi hiç şüphesiz bu uygulamayı esas almakla olur.
2-Bununla birlikte Allah Rasulü'nün (sas) kış ve yaz mevsimlerinde vakit namazları dahil farklı uygulamaları var. Mesela; uzun kış gecelerinde sabah namazını 'gales' adı verilen imsak vaktinin hemen akabinde, yazın ise 'isfar' denilen güneşin doğmasına çok yakın bir zamanda kılıyordu. Efendimiz bunu ister Cebrail'in (as) kendisine rehberlik ettiği vakit ile alakalı uygulamasından hareketle, isterse mevsim şartları nedeniyle değişen iş takvimi münasebetiyle yapsın, son tahlilde farz olan vakit namazları için böyle bir model ortaya koymuştur. Aynı şeyler bazı rivayetlerde öğle ve ikindi namazları adına da yer almaktadır. Zaten fakihlerin ve hadis şarihlerinin asr-ı evvel ve asr-ı sani müzakerelerinin altında da bu yatmaktadır. Bu da bize göstermektedir ki; vaktin sınırları içinde kalmak şartıyla namazı önce veya sonraya alma konusunda bir irade ve kısmen de olsa bir serbestlik söz konusudur.
Bu zaviyeden teheccüt namazına gelince; hayat şartlarımızın Efendimiz dönemindeki gibi olmadığı kesindir. ister sanayi devrimi sonrası oluşan metropol yaşantımız, ister değişen iş hayatı ve mesai anlayışımız, ister ülkelere, milletlere göre değişen zamanın kullanımı ve zaman tanzimi noktasındaki hayat felsefemiz, bizim yatsı namazını vaktin evvelinde kılıp hemen yatağa girmemize imkan tanımıyor. Bu farklılığın doğru veya yanlışlığını tartışmıyorum; sadece Efendimiz dönemi ile aramızdaki farka işaret ediyorum. O dönemdeki insanların yatsı namazını kılıp yatağa gittiği saatlerde, bugünün insanı özellikle büyük şehirlerde işten yeni dönüyor. Tabii bu küllî değişiklik, teheccüt için gece kalkmasına mani hususların başında geliyor.
"Kâmilen ve külliyen elde edilemeyen şey, bütün bütün terk edilmemeli" prensibinden hareketle, gecenin yarısını aşkın bir vakitte yorgun argın yatağa giden ve gece kalkması görünüşte imkansız olan kişi, yatmadan önce, zaten vakti girmiş olan teheccüt namazını kılsa ne olur? Erken dönemlerden itibaren fukahanın bu konudaki yaklaşımı çok nettir; çeşitli sebeplerle gece teheccüt namazına kalkamayacağını düşünenler yatsıyı müteakip teheccüt namazını kılabilir. Fakat bu namaz, fazilet ve sevap noktasında belli bir miktar uyuduktan sonra kılınan teheccütle mukayese edilemez.
Yazının başında dediğimiz gibi ibadetleri Efendimiz'den bize intikal eden şekliyle eda ve bu keyfiyeti muhafaza etmenin vazifemiz olduğunu unutmamalıyız.
a.kurucan@zaman.com.tr
16 Aralık 2010, Perşembe
Teheccüt namazının vakti soruluyor. Farz ve nafile bütün çeşitleri ile ibadetlerde esas olan, en küçük detaylarına varıncaya kadar onları Efendimiz'in (sas) kavlî tarif ve fiilî tatbikatlarına uyarak yerine getirmektir.
Çünkü ibadetler, hayatın sair alanlarındaki meseleler ölçüsünde içtihada açık değildir. Efendimiz'in (sas) "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, siz de öylece kılın." beyanı bu yaklaşımın temelini oluşturur. Dolayısıyla teheccüt namazının vakti meselesi de bu zaviyeden ele alınmak zorundadır.
Efendimiz'in hayatına baktığımızda islam ulemasının ittifakla belirttiği üzere, kendisi için farz, ümmeti için nafile olan teheccüt namazını Allah Rasulü (sas) genelde gecenin üçte birinden sonra ve kısa veya uzun belli bir müddet uyuyup uyandıktan sonra kılmıştır. Gecenin üçte biri, toplam gece müddeti üçe bölünüp, akşam namazı vaktinin girişine ilave edilmekle bulunur. Çünkü gece akşam namazının girişi ile başlar. Pekâla söz konusu vakit teheccüt namazının olmazsa olmaz şartı mıdır? Yatsı namazının peşisıra hiç uyumadan kılınamaz mı? Uyuyup uyanmanın olmadığı uykusuz geçen gecelerde kılınan nafile namazlar teheccüt değil mi? imsak vaktinden az önce kalkıp yatsı, teheccüt ve vakti girer-girmez sabah namazı kılmak mahzurlu mu?
Bu ve benzeri sorulara toptan cevap olabilecek hususları maddeler halinde kısa kısa belirtelim.
1-Teheccüt namazının vaktini yukarıda Efendimiz'in uygulamalarından hareketle belirttik. Bu namazın kâmilen eda edilmesi hiç şüphesiz bu uygulamayı esas almakla olur.
2-Bununla birlikte Allah Rasulü'nün (sas) kış ve yaz mevsimlerinde vakit namazları dahil farklı uygulamaları var. Mesela; uzun kış gecelerinde sabah namazını 'gales' adı verilen imsak vaktinin hemen akabinde, yazın ise 'isfar' denilen güneşin doğmasına çok yakın bir zamanda kılıyordu. Efendimiz bunu ister Cebrail'in (as) kendisine rehberlik ettiği vakit ile alakalı uygulamasından hareketle, isterse mevsim şartları nedeniyle değişen iş takvimi münasebetiyle yapsın, son tahlilde farz olan vakit namazları için böyle bir model ortaya koymuştur. Aynı şeyler bazı rivayetlerde öğle ve ikindi namazları adına da yer almaktadır. Zaten fakihlerin ve hadis şarihlerinin asr-ı evvel ve asr-ı sani müzakerelerinin altında da bu yatmaktadır. Bu da bize göstermektedir ki; vaktin sınırları içinde kalmak şartıyla namazı önce veya sonraya alma konusunda bir irade ve kısmen de olsa bir serbestlik söz konusudur.
Bu zaviyeden teheccüt namazına gelince; hayat şartlarımızın Efendimiz dönemindeki gibi olmadığı kesindir. ister sanayi devrimi sonrası oluşan metropol yaşantımız, ister değişen iş hayatı ve mesai anlayışımız, ister ülkelere, milletlere göre değişen zamanın kullanımı ve zaman tanzimi noktasındaki hayat felsefemiz, bizim yatsı namazını vaktin evvelinde kılıp hemen yatağa girmemize imkan tanımıyor. Bu farklılığın doğru veya yanlışlığını tartışmıyorum; sadece Efendimiz dönemi ile aramızdaki farka işaret ediyorum. O dönemdeki insanların yatsı namazını kılıp yatağa gittiği saatlerde, bugünün insanı özellikle büyük şehirlerde işten yeni dönüyor. Tabii bu küllî değişiklik, teheccüt için gece kalkmasına mani hususların başında geliyor.
"Kâmilen ve külliyen elde edilemeyen şey, bütün bütün terk edilmemeli" prensibinden hareketle, gecenin yarısını aşkın bir vakitte yorgun argın yatağa giden ve gece kalkması görünüşte imkansız olan kişi, yatmadan önce, zaten vakti girmiş olan teheccüt namazını kılsa ne olur? Erken dönemlerden itibaren fukahanın bu konudaki yaklaşımı çok nettir; çeşitli sebeplerle gece teheccüt namazına kalkamayacağını düşünenler yatsıyı müteakip teheccüt namazını kılabilir. Fakat bu namaz, fazilet ve sevap noktasında belli bir miktar uyuduktan sonra kılınan teheccütle mukayese edilemez.
Yazının başında dediğimiz gibi ibadetleri Efendimiz'den bize intikal eden şekliyle eda ve bu keyfiyeti muhafaza etmenin vazifemiz olduğunu unutmamalıyız.
a.kurucan@zaman.com.tr
16 Aralık 2010, Perşembe
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar