bugün

entry'ler (119)

nineteen eighty four

Ülkemizde son zamanlarda yaşananlar hep bu kitabı hatırlatıyor bana.Dün geceki(akşamki?) ilginç darbe girişimide öyle keza.Kendi halkını bombalayan Okyanusya devleti geliyor hep aklıma.Sebebi de iş gücünü,halkın desteğini ayık tutmak.Halk zaten orada köle,koyun ne deseler inanıyorlar,yapıyorlar.Kendi halkını rahatça bombalıyorlar ve düşmanla hala ateşli bir savaştaymış havası veriyorlar.Ne kadar da sağlam bir kurgu ve kitap dedirtiyor sürekli kendine bu kitap.Çok alakalı gelmeyebilir ama öyle.Bu adam 1948 yılında bunları düşünmüş.Bugüne çok daha gelişmiş komplo olaylarını görmek de mümkün.Dün akşamdan beri olanlar ileride olacaklara yönelik bir uyarı.

seksi din hocasi

Liam Neeson'ın canlandırdığı qui gon jinn adlı star wars filminden çok sevdiğim karaktere benzer. bilmiyorum belkide yanılıyorumdur fazlasıyla, gözlerim bozuktur belkide ama bir şekilde benzetiyorum.

the martian

414 sayfalık bir Andy Weir romanıdır. filmide çekilmiştir. filozof ve gelişmiş zekaya sahip eleştirmen milletimiz çekinmeden, düşünmeden eleştirmiştir filmini. Oysa kitabını okuyanlar kitabının kaliteli olduğunu, çok fazla detay içerdiğini, eksik bilgi bırakmadığını anlayacaktır. Yazara değinecek olursak yazılımcı bir yazar. okurken çekingendim aslında. sayısalcı adamdan iyi bir edebiyat beklenemez ne de olsa. öylede oldu doğrusu. duyguları mükemmel yansıtan, harika anlatıma, betimlemelere sahip bir kitap değildi. ama bilimsel açıdan, eğlence açısından yeterli düzeyde bir kitaptı. matematik, fen seven, yada en azından becerebilen insanlar için fazlasıyla iyi bir kitaptı. klişe denebileceğini sanmıyorum. Akıcı bir kitaptı aynı zamanda, sıkmadı okurken. tekrar okur muyum? okumam elbette ama iyi bir kitapta. para harcamaya değer. filmde ise çok eksiklik vardı. Detaylar verilmemişti. bundan başkasını da beklemiyordum zaten. kitaptaki detayları aktara aktara film çekilseydi izleyenler fazlasıyla sıkılırdı. tabi birde detayların aktarılmamış olmasından dolayı film eleştirilerindede artış olmuş haklı olarak. Marsın atmoser basıncının çok düşük olduğunu, sürtünmenin az olacağını, yer çekiminin çok az olduğunu adam nasıl anlasın düzgün anlatılmazsa?
her neyse, vaktiniz varsa ve bilime ilginiz varsa kitabını okumadan filmi izlemeyin derim. kitap-film sırasıyla incelenirse ikiside güzel eser.

yazarların dinlediği parçalar

Stand By Me - B.b. king

simyacı

neresi harika bunun diye düşünmeme gerek kalmayan kitaptır. insanlar tasavvufi yanlarından ve içlerindeki ufak tefek iyi mesajlardan, biraz da birazcık barındırdığı macerasından dolayı beğenir bu kitabı çünkü. o yüzden düşünmedim bunları. bu kitap dindar bir insan için gerçekten değerli olabilir. ama taraf tutmadan bakıldığında kesinlikle çok da değerli değil. bana değerli gelen, zevk veren kısımları sadece hayal gücümde belirttikleri görüntülerdi endülüs ovaları, cebeli tarıktan herşeyi bırakarak piramitlere doğru yola çıkmak vs. Bazen güzel tavsiyeler de verdi doğrusu. kalbi dinlemek gerek... bununla birlikte can yayınlarından 17 lira ödeyerek aldım kitabı. normalde 188 sayfalık kitaba bu kadar para vermek makul müdür yorum yapamazdım çünkü kitaplar ucuz da sayılmaz ama 188 sayfada değil ki. 188 sayfaya yayılmış aslında en fazla 120 sayfalık bir kitaptı. o boşlukların fazlalığı bir bakıma daha fazla okumak zorunda olmadığımdan sevindirdi beni. sırf mesaj vermek için yazılmış bir kitap. alırken bol macera, bilimkurgu ile karşılaşacağınızı umarsanız yanılırsınız. o konuda çok az tatmin ediyor. sonuç olarak parama üzüldüğüm balon kitaptır diye düşünüyorum. ama beğenenlerde olur elbet. hitap ettiği düşünceler önemli. ben beğenmedim, ama çok beğenecek, hastası olacak bir arkadaşıma hediye edeceğim.

1984

Herkesin okuması gereken güzel bir kitap. Doğrusu kitaptaki dünyanın birebir aynısı şuanda yaşanmamaktadır, hatta muhtemelende yaşanmayacaktır fakat kitapta bugün birçok partinin yaptıklarının aynıları görülebilir: halkın bilinciyle oynamak, yalan söylemek, sahtecilik, halka istediği yalanları söylemek, halkın inançlarını çıkarları için kullanmak.... okuması zevkli kaliteli bir kitaptır. Özellikle son 75 sayfası mükemmeldir fakat son 75 sayfadan önce gelen 15-20 sayfalık bazı bilgiler sıkıcı olabilir.

celal üster

1984 kitabını felsefe ödevi olarak almıştım. Sayesinde kitabı okumadan önce bile kitaba dair,felsefe ödevimi yapabilecek kadar bilgi sahibi olmuştum.Şuan kitabın 60. sayfasında olan birisi olarak karşılaştığım tek hatanın 2x2 ile ilgili verdiği spoiler olduğunu söyleyebilirim. aslında çokta spoiler sayılmaz fakat kitabın sonlarında geçen bir bölüm anladığım kadarıyla 2x2 kısmı. O kısma başta yer verilmemesi gerekirdi diye düşünüyorum.

stargate sg1

ilk 20 bölümünden sonra bıraktığım dizi. güzeldi elbet ama abartılacak birşey de değildi.

yazarların samimi arkadaş sayıları

bir insanı tanımak için zaman gerekiyor. en uzun süre iletişimde bulunduğum tek bir arkadaşım var en yakın arkadaşım olan. onun dışında çok güvendiğim 5 arkadaşım daha var ama herderdimi anlatabileceğim türden sadece bir arkadaşım var, iyiki de var.

insanları aşağılama

Bir tilkinin tavuğu öldürdükten sonrasını umursamaması, aslanında tilkiyi öldürdükten sonra umursamaması gibi bir durum. hayvanlar gibi bir yaşamdır. empatiden uzaktır. yumurta kapıya dayanınca ecel terleri dökmek, çabalamaya başlamak gibidir. bir yandan da önemli olmayan dünyamızda önemli olmayan bir durumdur seninki. 1 ay sonra unutulacak belkide. bırakıp gitmek yerine, senle uğraşamam demeyi tercih edemiyorsan ileride senden daha kariyerli, daha iyi maddiyata sahip birisi seni aşağıladığında senin aşağıladığın insanların duyduğu üzüntüden daha büyük bir üzüntü duyarsın. ne de olsa kariyer yapacak, zengin olabilecek, kendi felsefesine sahip olabilecek kadar zeki görünüyorsun. buna rağmen maddiyatla aşağılamayı tercih ediyorsun. bu durum ileride senin canınıda yakıcaktır. sen tavuğa tilkiliğini gösterirsin ama aslana gösteremezsin.

suudi arabistan da kadın hakları

inanç gibidir, var desen kanıt yok, yok desen gene kanıt yok.

sözlükte dikkat çekmek

aptalca başlıklar açmak,girilen aptalca tartışmalarda daha da aptalca argümanları daha da aptalca ve saldırgan bir şekilde, inadına, sana karşı yazılan tüm kaliteli entrylere rağmen entry olarak girmek ve karşı düşünceleri umursamadığını diğer yazarlara hissettirmek fazlasıyla etkilidir.
bu yöntem öyle etkilidir ki amacınız anlaşılsa dahi illaki dikkat çekersiniz.

evlenmeden sevişen kadınlara duyulan öfke

bu öfkeye sahip, arap kafasını yaşayan milyonlarca aptal var ülkemizde. bu milyonlarca insanın içinde mantıklı anne-babaya, evlenmeden önce sevişmiş, belkide hamile kalmış olan bir anneye sahip olan insanların da bolca bulunması kuvvetle muhtemeldir. yani bazılarınız burada evlenmeden sevişen kadınlara orospu derken belkide kendi annenizide aşağılıyorsunuz.
kızlık zarına kimse karışamaz bir kadının. kadınların vücutlarının üzerinde ister anneniz, ister kız kardeşiniz, ister yakın arkadaşınız, ister sevgiliniz, istersede karınız olsun hiç bir hakkınız yoktur. isterse gözünüzün önünde sevişirler birşey diyemezsiniz. çok koyuyosa sizde gider birileriyle olursunuz yada boşarsınız bu kadar basit.
evlenilecek kızda kızlık zarı arıyorsanız da bu sizin aşağılık olmanızdan kaynaklanır. sürekli masturbasyon yapan, kadınları nesneleştirmekten başka bir boka yaramayan milletimizden, alabildiği kadar karı almayı hayal eden milletimizden de başka birşey beklemezdim zaten. erkeklerin evleneceği kızda kızlık zarı aramasının nedenlerinden biri de ezikliğinidir. kızı ben patlatayım, her erkekten üstün olayım, gururlanacak birşeyim olsun, karım kölem olsun, anlatacak birşeyim olsun mantığıdır bu.
bu düşüncenin bir sürü açığı var. buna rağmen anlamıyorlar. insanlar nasıl bu kadar aptal olabilir? sen hergün kızları hayal ediyosun, sınıfında hayallerinde elden geçirmediğin kız kalmadı, başörtülü diye hayallerinden sürekli çıkardın kızları. hani dindardın? niye reddettin müslüman kızcağızı hayallerinde? madem bu kadar basit siz bağnazlar için bu konu, neden açık saçlı, dar giyinen kızları tercih ettin kafanda? çünkü bunun günah olduğunun farkındasın. başının açık olması daha fazla günaha gireceği korkunu ortaya çıkardı. bu yüzden en azından biraz da olsa haklı gerekçem olsun diye seksi olduğunu düşündüğüne yöneldin. bu kızları orospu yaptın, diğer kızları kezban yaptın, köşeye öteledin. sorulsa hayalindeki kız nasıl diye, başörtüsüz diyemezsin ama başörtülü de demezsin, direk o küfrettiğin, hakaret ettiğin özgür kızların kısıtlanmış halini hayal edersin. kölen olsun istersin. yemek pişirsin bana ilk benle sevişsin gerisi önemli değil.

peki arkadaşım, senin kafanda bu kızlar çok değerli madem o zaman niye sırf sevişti diye orospu diyorsun? yada madem değere bakıyorsun kendince kafanda kurduklarına rağmen, sen hergün 2 kez masturbasyon yaparken, belkide üniversiteye kadar cinsellikten uzak duran, üniversitede özgürlüğün verdiği rahatlıkla hayatını yaşayan kızı niye senden daha günahkar sayıp kendini ondan çok daha iyilerine değer olarak görüyorsun?

aklına cinsellikten başka birşey gelmeyen, kızlara baktığında sanki haklarında herşeyi biliyormuş gibi gözlerini kaçıran, utangaç moduna giren, yaptığının yanlış olduğunu bildiği halde, o kızları hayallerinde defalarca kullanıp bir köşeye atan erkekler bakir midir bu saatten sonra? nasıl hakederler o değerli kızları?

eğer bakire olmayan kıza ilgin yoksa, bakire kız bulana kadar sende bakir kal? başarabilir misin? sana az ilgi gösteren bir kıza bakire olsun olmasın yavşamadan duramayacaksan, teklif etse hiç çekinmeden sevişeksen, evlen dese bakire değilsin diyeceksen sende orospusun.

beşiktaş 0 gslatasaray 9

tersinin olması da mümkündür elbet. herşey mümkündür, buda mümkündür. fakat bu sonucun olma ihtimali,belkide oluşumundan beri yakınına yıldırım düşmemiş evime şuanda bu sakin havada yıldırım düşmesi ihtimalinden daha küçüktür.

öğrenilmiş çaresizlik

ttnet kullanıcısı olan bendenizin sahip olduğu durumdur. fakat ben unutkan birisiyim bazen öğrendiğim şeyleri unutuyorum, bir şeyi deneyeceksem başarısızlıklarıma değil de, başarısız olursam insanların benimle dalga geçip geçmeyeceğine dikkat ediyorum. yoksa başarısız olmak genellikle birşey kaybettirmiyor.
ttnet örneğine gelecek olursak; yıllardır ttnetle konuşuruz. aramız iyi değildir. durmadan internet problemleri çıkar gerek yaşadığım bölgelerdeki kazılar bahanesiyle, gerek yağmur, rüzgar bahanesiyle gerekte altyapı sorunları saçmalıklarıyla... fakat çıkar. bende son zamanlarda sürekli ttneti arıyordum netim sürekli kesiliyordu fakat düzgün birşey yapmıyorlardı. bende geçenlerce bir perşembe günü kesildiğinde gene ttneti aramakla uğraşamam nasılsa çözemiyorlar, bir süre sonra kendiliğinden geliyor dediydim. kabullendiydim kesik internetle yaşamayı. ama internet geri gelmedi. pazar gününe geldik, internet gelmedi. internete girmem gerek. mobil verimi kullandım bende o süreye kadar. net yoksa mobil verimi harcarım biraz dedim. sonra mobilimde bitmek üzreydi ve maç izlemeyi düşündüğümden artık internete ihtiyacım var dedim. maça bir saat kala bazı nedenlerinde itmesiyle sonunda ttneti aramaya karar verdim. bir iki şey yaptırdılar ve bir şekilde kabloları çıkarıp aynı şekilde takmamla internetim eski, sürekli kesilen haline döndü. onlar farketmediler bile. ben söyledim vaayy, internetim geldi teşekkürler diye. iyi akşamlar falan dedikten sonra da kapattım.
bu öğrenilmiş çaresizlik bana belki bu konuda çok şey kaybettirmedi ama önemli bir ders oldu. yılmamalıyız. denemeliyiz, bunu gösterdi bana. oysa ben bırakın ttneti aramayı, modemi resetlemekten, kabloları tekrar tekrar bağlayıp çözmekten bile vazgeçtiydim. basit birşeydi, zaman da almıyordu, zararı yoktu ama nasılsa işe yaramayacak diyip vazgeçmiştim çözüm aramaktan. fakat çözüm olana kadar denemekteymiş meğer.

biz insanlar olumsuz sonuçlar yüzünden çok yılıyoruz. mesela, sırf biraz kilolu, antrenmansız ve hafif astımı var diye futbolcu olmayı hayalden öteye geçirmeyen, hayallerinde at gibi koşarken, gerçekte nefes nefese kalıp biraz da başı dönüyor diye futbolcu olma isteğini yok eden insanlar var. dilerim bu insanlar doğru yolun; doğru çalışma tekniklerini araştırmaktan ve çabalamaktan geçtiğini farkedebilirler.

into the wild

çok güzel bir lp şarkısıdır;

https://www.youtube.com/watch?v=By1EbHetjAs

daha da güzel bir lp şarkısı ise; someday

https://www.youtube.com/watch?v=g_SHRxGvUAA

patlak kızla evlenmek

sıkıcı olmasından ziyade ciddi olmasına üzüldüğüm tartışmaları beraberinde getiren durum. ahlak, insanlık, mantık sahibi olmayan insanların sorun ettiği aslında sorun olmayan sorundur. patlak dendiğinde sorun olur, bakire olmayan dendiğindede sorun olur. her türlü sorundur. balon sanki kız dediğin patlak benzetmesi yapılıyor. biz erkeklerin aptallıkları, bencillikleri, aşırı sahiplenmeci özelliklerinden dolayı aptallaşmasının sonucu olarak ortaya çıkan sorundur ayrıca. erkek kabullenemez ömrünü geçireceği kişinin daha önce birileriyle sevişmiş olmasını. bizdeki erkeklerin, eski sevgilisinin bile ileride evlenebileceği insana/lara bile huy kapmayı başarabilen varlık olmaya devam etmeleri de bu sorunun çözümünde çok gerilerde olduğumuzu gösteren durumdur. aslında çözüm erkeklerin bencillikten uzaklaşmalarını sağlamakla ve erkek olmanın üstünlük olmadığını erkeklere öğretmededir diye düşünüyorum. erkekler kadınında değerli olması gerektiğini bir kez kabullense bile çözüm konusunda büyük bir adım atılacaktır. ama olmuyor, olmayacak.

fettan cah

sadece Bir kaç kez entrylerini incelememe rağmen herseferinde birşeyler fark ettiren yazar. ilk fark ettirdiği şey nickinin fettah değil, fettan can olması. ayrıca bol ve kaliteli yazan iyi bir yazardır. iyi müzikler keşfetmemi de sağlamıştır.
edit: az önce fettan cah olduğunu yeni fark ettim. durmadan yanlış algıladığım isme sahip yazar.

dersanelerdeki sınıf belirleme sınavı

7. sınıfta giderken okuldaki denemelerimden daha çetin geçen, 15 puan falan daha düşük aldığım, fakat genede 1. liğe oynadığım sınavlardı. Sonra gitmedim dershaneye.

2001 a space odyssey

yakın zamanda kitabını okuyacağım güzel filmdir. uzaya ortamı konusunda tecrübelerimizin kısıtlı olmasına rağmen fazlasıyla gerçekçi ve bugün bile zevkle izlenen bir filmdir. efektleri yılının çok çok üstündedir. müzikleri, uzay ortamındayken sessiz modlara geçilmesi filmin hem biçim hem içerik bakımından kalitesini yansıtır.