bugün

entry'ler (26)

sırf arabası var diye bir erkeğe evet diyen kız

- neriman bende kalmamış, hiç sigaran var mı?
+ evet. dur vereyim.
- sırf arabam var diye evet dedin değil mi?
+ ne alakası var ya?
- sktir lan kaşar.
+ ya noluyo?
- bırak bırak. hem de maltepe içiyor şuna bak. git lan burdan.

şeker bayramında elinde torbayla dolaşan çocuk

geleceğin takiyeci puştu olacak çocuktur. annesinin yeni aldığı aldığı şık elbiseleri giyip dışarı çıkmıştır. sinsi planını uygulamaya koymak için can atıyodur. şimdi diyorsunuz ki "ne planı bu böyle ya? alt tarafı elindeki torba var, aldığı şekerleri ona dolduracak." böyle düşünüyorsunuz değil mi? afedersiniz ama yrrak öyle. durum hiç de sandığınız gibi değil dostlarım.

bu modellerden bi tanesi benim çocukluk arkadaşımdı. işte yine bi gün şeker bayramı gelmiş, mahallenin tüm çocukları yeni aldıkları kıyafetleri ve ayakkabıları birbirine göstererek hava atıyordu. kimisi de annesinin elini tutmuş, misafirliğe gidiyor, içten içe de kapı kapı dolaşamayacak olmanın verdiği burukluğu yaşıyor ve o somurtkan suratıyla da hepimize bu hissiyatı yaşatıyordu.

neyse çok uzattım amına koyim. kısacası normal bi bayram havası işte. bu bahsi geçen pezevenk arkadaşım benim yanıma geldi. elinde de bi torba var, bende yoktu. "o ne lan, nabıcan onu dedim." "şekerleri toplicam olm ya. ne hıyartosun sen de mına koyim" dedi. o anda ağzına ağzına vuracaktım ama balkondan babası necdet amca bakıyordu. ben de önce necdet amcaya, sonra burak'a baktım ve sadece güldüm mına koyim. ne kötü bi durum. ben böyle gülüp durayım, burak gitti rastgele bi zile bastı. ben de peşinden depar attım ve güç bela apartmana girdim. arkasından "kapıyı niye tutmuyon lan ibne" diye seslensem de, beni hiç takmıyordu burak. birkaç güzel cümle daha kurdum arkasından ama duymamazlıktan geldi yine. en üste kata çıktık beraber. sırayla kapıları dolaşmaya başladık.

ilk girdiğimiz evden, ben şeker, burak parayla döndü. ben "bu burak şerefsizine niye para verdi lan kadın" diye düşünürken, burak ikinci evden de parayla döndü. ben de "lan noluyii" diye iyice karalar bağladım doğal olarak. neyse. apartmandan çıktık. burak'ın cepleri para dolmuştu. ben de kıskandığımdan dolayı içimden ona küfür ediyor ama yüzüne karşı "helal olsun be burak. sen neymişsin." diyordum ki, biraz da o paralardan ben de faydalanayım. o kadar eşlik ettim merdivenlerde ona. daha sonra burak baş parmağını havaya kaldırdı ve bana doğru dönerek "olm işi bilmiyosun sen ya. bu torbayı onun için taşıyorum işte. kapıyı açanlar torbayı görsün ki, 'yavrucağız alışmış şeker toplamaya. torbasını bile hazırlamış. dur şunu bi sevindirek la' deyip de para versin. anladın mı saf arkadaşım? neyse ya olm bi siktir git sen daha gelme benimle" diyerek cümlesini bitirdi. ben de o anda burakların balkona baktım. kimse yoktu. bizim balkona baktım, orda da kimse yoktu. sonra yerden aldığım uzun lastikle burak'ın suratına suratına vurdum bikaç tane. ağlaya ağlaya apartmanlarına girdi. apartmanın camından işaret filan yaptı ama ertesi gün yakalayıp yine dövdüm onu. ve artık bütün şeker bayramlarında ben de torba taşımaya başladım. mutluyum.

kibar yazar

zarif, nazik, soğukkanlı olmasının yanında aynı zamanda sıcakkanlı, üstün, zeki, mantıklı, başarılı, hırslı, delikanlı, samimi, hızlı, güzel, cesur, atılgan, kibirli, gururlu, prezantabl, saygılı, azimli, dürüst olan yazarlardır.

aldatan karısını affeden erkek

- erol senden çok özür diliyorum. beni affet!
+ peki, sana son bi şans daha veriyorum leyla.
- aşkım benim.
+ ama şimdi beni kendimle başbaşa bırak. moralim çok bozuk. mahmut'la o pozisyonunuz her aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum.
- erol inan ben de dedim mahmut'a kamasutra yapmayalım, erol kızıyo diye ama dinlemedi.
+ leyla siktir git burdan.
- ama erol?
+ lan yürü git.

osmanlı kurulsun tayyip halife olsun

cihad el hazen isimli bir mizah yazarının son derece komik bir yazı başlığı, şakasıdır.

ermenilerle ilgili kufurler

(bkz: faşizm)

ermeni kardeşlerimize küfür ederek müthiş bir rahatlama yaşayan bu süpersonik faşolara sadece sktir git demek isterdim ama demiyorum. ayıp çünkü.

1 subat 2009 fenerbahce gaziantepspor maci

fenerbahçe'nin anlamsız puan kayıplarına bir yenisini daha eklediği karşılaşma.

our truth

lacuna coil'in en iyi eseri diyebileceğimiz, dinlememiş olanların mutlaka dinlemesi gereken güzel bir parça.

barış manço

ölümünün 10. yılında sevgi ve saygıyla andığımız, bütün şarkıları ayrı güzel olan, aramızdan gittiği zaman 7'den 70'e herkesi ağlatmış, içten, samimi, gerçek sanatçı.

one more night

cascada'nın hareketli, muhteşem parçasıdır.

yiğit özgür

türkiye'nin gelmiş geçmiş en yetenekli, yaran diyaloglar üstadı karikatüristlerinden biridir. çizmiş olduğu en vasat karikatür bile kişiyi tebessüm ettirebilecek düzeydedir.

cm 01 02

bağımlılık yapan, sürükleyici ve cm serisinin en zevkli oyunu olan efsane.

koton

son derece kaliteli ürünler üreten ve kalitesine oranla fiyatları gayet uygun olan giyim markasıdır.

adagio for strings

tiesto'nun efsane parçasıdır. diğer parçalardan ayrılan özelliği kişiyi hem hareketlendirip, hem de anlamsız bir şekilde duygusal bir havaya sokmasıdır. kişiyi kendinden geçiren bir trance şovdur.

tomas rosicky

bir zamanlar dortmund'la bundesliga'da fırtına gibi esmiş, daha sonra da arsenal'e transfer olmuş futbolcu.

internet explorer

sürekli olarak hata veren ve doğru düzgün çalışmayan, mozilla'ya oranla çok vasat olan web tarayıcısı.

panos kiamos

yunanistan'da epey bir meşhur olan başarılı sanatçı. özellikle ase me mia nixta mono isimli şarkısı güzeldir. şarkıda ne anlatılmaya çalışıldığını ben de kavrayamamış olsam da, iyi parçadır.

sigara

her olayın sonucunda bir bahane bulunup içilen, böylece bağımlı olmasanız bile, sizi kendine bağlama olasalığı daha da yükselen şerefsiz. evet, şerefsiz.

bisküvi

güzel bir yemek için vakti olmayan bünyelerde kurtarıcı görevi yapan yiyecek. en azından açlığınızı yatıştırır, bir süre içinde yemek olayını düşünmemenizi sağlar.

stephen appiah

fenerbahçe'de top koşturduğu dönemde, neredeyse kariyerinin en üst noktasına ulaşan kaliteli futbolcu(idi). şimdi değil, orası ayrı.