bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması23
- sözlük kızından gelin olmaz8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim15
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- vatandaşlık farkı alan otel19
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar11
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı19
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
entry'ler (205)
Bu yirmili yaşlar, her yıl 0.5 yaş falan artsın. yetmiyor arkadaş, yok okul yok iş evlilik çocuk, gezmek, şunların temeli atılsa yeter ki daha bizim adını anmaya ömrümüz yetmiyor
Kadınlığından değil. Cinsiyet yoktur aldatmakta. insan olmadığı için.
Çocukken insana güvenilmeyeceğini anlar insan. insan olduğunda da güvenmeyi sil at, güvenildiğini farkettiği an koşup uçurumdan atar kendini. Güven ne kaldırılabilirdir ne taşınabilir. Bir , çocuk yüreği gereğiyle barındırabilir, onu da insan alır.
Dedem öldü. Sonra yırtıldı dünyanın jelatini.
Hiçbir zaman kendimi anlatmakla uğraşmadım. insanlar hep anlamak istedikleri anlarlar. Beni istedikleri gibi anlayıp bunun üzerine yargıladıkça hayretten susakaldım. Salaktır dediler. iyice bağırdılar. Siz görseydiniz bunu, siz de bu yargılara diliniz bağlanasıya hayret ederdiniz.
Arkadaş seçerken, çok çok yakın her halini bilmediğiniz biri değilse, az çok samimi olduğunuz biriyle çıkmayın eve. Asıl yüzünü evde görüyorsunuz ve o sizin samimiyetinize sığınmaya çalışıyor, bir süre arkadaşlık hatrına bir şey diyemeyip kendinizi yersiniz. Sonra işin kötü boyutlara ulaşacağı kaçınılmaz. Dışarıda da anlaşamayacağınız konusunda en ufak şüphe duyduğunuz insanla eve çıkmayın, olmuyor. Baştan reddetmesini bilin ki sonra çekmeyin cefayı. Eve çıkarken iyi tanıdığınız biri olmadıkça çıkmayın derim. Dışarıda hoşbeşiniz olan bir şeyler paylaştınız diye cicim ayları gibi samimi olduğunuzu düşündüğünüz kişilerle eve çıkmayın. Aklınızı başınıza devşirin, iyice düşünmeden yapmayın, bunun ev sahibi var apartman sakini var yemeği, temizliği, faturası, alışverişi var. En son da ben ettim siz etmeyin derim.
Bir erkek arkadaşım geçenlerde sevgilisine küçük bi jest yapmak için içinden minions oyuncakları çıkan sürpriz yumurta almış. Kız açmamış orada yumurtayı. Çocuk da merak etmiş, sevgilisi eve gidince mesaj atmış, "Totonu açtın mı? "diye. Kız şaşırmış tabii, "ne diyorsun" demiş. ipler orada kopmuş arkadaşlar. Bizim arkadaş açıklamış açıklamasına da bir daha hiçbir kuvvet aldıramaz sanırım ona o yumurtaları.
Hiç kıpırdamadan ağlamayı biliyor musunuz?
Nefes bile almadan, hiç ses çıkarmadan
Sadece tek hareketlenmenin göz çukurlarından inen lavımsı gözyaşlarının olduğu anı bildiniz mi hiç?
Kimsenizin olmadığı.
Kimsenizin
Olmadığı.
Allahtan başka.
Son çırpınışlarınızla, soluklarınızla bir iki sığınmaya çalıştığınız kolların hepsinin meşgul olduğu.
Ne gündüz ne gece dilinizin dönmediği.
Boş boş otobüslere binip yüksek koltuğa oturup sadece dışarıya endekslendiğiniz.
Yolların şeritlerini izlediğiniz.
Kulağınızdaki müziği ya her seferinde başka anlamlandırışınız ya da hiç dinlememiş olmanız.
insanların can yakmakla çok meşgul olması.
Ben tüm renkleri severim. Turuncuyu da severim.
Şu an gökyüzü turuncu mesela. Sokak lambaları, karlara yansımış.
ama işte soluksuz ağlamak.
Ölüme yakın olmak. Ne derece olduğunu bilmeyerek.
Ben nefes almam genellikle. Lavlar vardır süzülen bende hep. Çok iyi bilirim ağlamanın sessiz halini.
Yalnızlıktan çok korkmuş dedem, başına gelmesinden. Başına geldi.
Ben çok korktum, yalnızlıktan korkup başıma gelmesinden. Başıma geldi.
Bu durumlarda şöyle yalnız olunuyor: ailenize anlatmıyorsunuz üzülmesinler diye.
Kalan herkes bir meşgaleye tutunmuş zaten. Ne soran var ne gördüğünde dönüp bakan.
Bu kaybettirmiyor ama canını ortaya koymayı, gördüğü bir dertlinin derdine. Koşmaya engel değil ardına bakmadan yardımına yardım bekleyenin.
Bi olsun oluyor dilde.
"Varsın bu da olsun."
Bakın kuşlar geldi şimdi pencereme.
Ses tükeniyor ama sessizlik tükenmiyor gönlü güzeller. Yanan sönmüyor. Susmak hiç durak bilmiyor. El ayak tutmuyor. Ölmek hiç bitmiyor.
Derler ya yardımını esirgeme, yardıma ihtiyacın olur, kırma dökme mütevazı ol.
Yok işte.
Ne kadar "önemli değil" derseniz o kadar önemli değil oluyorsunuz.
Bayat gibi kalbiniz.
Size bir işaret:
Benim gibilerin bir gözünün kenarında, kirpiklerinin birleşip bittiği yerde kızarık bir yara olur.
Kar yağıyor.
Bugün ben, karların kuşların kanatlarından geldiğine inanan beni sadece fotoğraflarda görmüş, çok sevdiğim küçük bir çocuğa, kar gönderdim kuşlarla. Alnına düştüğünde o kar öpücük olacak dedim. Gerçekten söyledin mi kuşlara dedi.
Çoğalıyor. Kuşlar Alihanın alnına düşürmek için kar taşıyor kanatlarında.
Geceniz güzel olsun.
Nefes bile almadan, hiç ses çıkarmadan
Sadece tek hareketlenmenin göz çukurlarından inen lavımsı gözyaşlarının olduğu anı bildiniz mi hiç?
Kimsenizin olmadığı.
Kimsenizin
Olmadığı.
Allahtan başka.
Son çırpınışlarınızla, soluklarınızla bir iki sığınmaya çalıştığınız kolların hepsinin meşgul olduğu.
Ne gündüz ne gece dilinizin dönmediği.
Boş boş otobüslere binip yüksek koltuğa oturup sadece dışarıya endekslendiğiniz.
Yolların şeritlerini izlediğiniz.
Kulağınızdaki müziği ya her seferinde başka anlamlandırışınız ya da hiç dinlememiş olmanız.
insanların can yakmakla çok meşgul olması.
Ben tüm renkleri severim. Turuncuyu da severim.
Şu an gökyüzü turuncu mesela. Sokak lambaları, karlara yansımış.
ama işte soluksuz ağlamak.
Ölüme yakın olmak. Ne derece olduğunu bilmeyerek.
Ben nefes almam genellikle. Lavlar vardır süzülen bende hep. Çok iyi bilirim ağlamanın sessiz halini.
Yalnızlıktan çok korkmuş dedem, başına gelmesinden. Başına geldi.
Ben çok korktum, yalnızlıktan korkup başıma gelmesinden. Başıma geldi.
Bu durumlarda şöyle yalnız olunuyor: ailenize anlatmıyorsunuz üzülmesinler diye.
Kalan herkes bir meşgaleye tutunmuş zaten. Ne soran var ne gördüğünde dönüp bakan.
Bu kaybettirmiyor ama canını ortaya koymayı, gördüğü bir dertlinin derdine. Koşmaya engel değil ardına bakmadan yardımına yardım bekleyenin.
Bi olsun oluyor dilde.
"Varsın bu da olsun."
Bakın kuşlar geldi şimdi pencereme.
Ses tükeniyor ama sessizlik tükenmiyor gönlü güzeller. Yanan sönmüyor. Susmak hiç durak bilmiyor. El ayak tutmuyor. Ölmek hiç bitmiyor.
Derler ya yardımını esirgeme, yardıma ihtiyacın olur, kırma dökme mütevazı ol.
Yok işte.
Ne kadar "önemli değil" derseniz o kadar önemli değil oluyorsunuz.
Bayat gibi kalbiniz.
Size bir işaret:
Benim gibilerin bir gözünün kenarında, kirpiklerinin birleşip bittiği yerde kızarık bir yara olur.
Kar yağıyor.
Bugün ben, karların kuşların kanatlarından geldiğine inanan beni sadece fotoğraflarda görmüş, çok sevdiğim küçük bir çocuğa, kar gönderdim kuşlarla. Alnına düştüğünde o kar öpücük olacak dedim. Gerçekten söyledin mi kuşlara dedi.
Çoğalıyor. Kuşlar Alihanın alnına düşürmek için kar taşıyor kanatlarında.
Geceniz güzel olsun.
550 km var aramızda. Bir araba alsak bir de benzini karşılasak yeter. Çekeyim evinin önüne arabayı, diyeceğimi diyeyim geri geleyim. Bakın bunu yapamıyorum ve içimde kalıyor. Sonra araba sözlüğün olur. Araba farklı şehirlerde kalır, seven alsın gitsin sevdiğinin evinin önüne çeksin arabayı. Benzin parasını falan buradan toplarız. Bence iyi fikir.
insanlardan mümkün olduğunca uzak durun.
Aman bre deryalar.
Köri soslu tavuk.
Utanıyorsan olma bre müsvedde.
Ev arkadaşımdan nefret ediyorum. Bu dedikodu da sayılmaz sözlük. Umarım kullanıcı adımı biliyordur da görür buradan. Ben dileyeceğimi diledim. Bilmiyorsa napayım.
Edit:
Ya uyuyor sanıyordum, odasının kapısı açıldı. Bilmediğini sanıyordum ben sözlük. Bilmiyordur umarım.
Edit 2:
Bilmiyormuş. Tamam dedikodu olsun kabul. Bilmesin kullanıcı adımı aman be.
Edit:
Ya uyuyor sanıyordum, odasının kapısı açıldı. Bilmediğini sanıyordum ben sözlük. Bilmiyordur umarım.
Edit 2:
Bilmiyormuş. Tamam dedikodu olsun kabul. Bilmesin kullanıcı adımı aman be.
Bazen koşmak geliyor insanın içinden işte. Şehirden şehire.
Tüm gücüyle.
Bu şehir şehirse koşup gitmek içindir diyorsun işte.
Tüm gücünle.
Ölüm olsa bile.
Sonra susuyorsun.
Kendi kendine susuyorsun sadece.
Ah hayat.
Tüm gücüyle.
Bu şehir şehirse koşup gitmek içindir diyorsun işte.
Tüm gücünle.
Ölüm olsa bile.
Sonra susuyorsun.
Kendi kendine susuyorsun sadece.
Ah hayat.
Yemek değil de daha insaflı bir önerim var. Mısırlı balık krakerle tuzlu çubuk krakeri bir arada yemek.
Aklımdan geçen envai çeşit yemeği söyleyip hakkınıza girmek istemem.
Aklımdan geçen envai çeşit yemeği söyleyip hakkınıza girmek istemem.
Geceyse yolculuk, otobüsün camlarındaki perdeyi üzerime çeker, içerideki ışıkların( tv, telefon vs. ) dışarıya yansımasına engel olup, zifiri karanlıktaki dışarıyı izlerim. Ve şiddetle tavsiye ederim bu eylemi.
"Arkadaşlar, insanlar istedikleri yerde ibadetlerini yapabilir bu neden sizi rahatsız ediyor?" sorusunun yöneltimesi gereken yazarın açtığı başlık.
Beyaz saç.