bugün

entry'ler (275)

adana mı daha tehlikeli samsun mu

samsunda hip hop yok.

götü boklu ekşiden uçurulmam

gün itibariyle ''erişimi engelleme kararı ekşi sözlük tarafından uygulanmaktadır'' hatası alıp uçurulduğumu anlamamla olmuş olay.

nası sikimde nası sikimde anlatamam mk.

yerlerde olan kalitesini siktiğim forumuna bak hele.

hollanda ya taşınmak

giden varsa beni de amsterdama kadar atsın dediğim.

playstation portable

3004'ünü 189cuğa bıraktığım temiz alettir.

http://www.sanalpazar.com...-Model-Temiz__isp51446237

(bkz: para lazım para)

piyasa değeri-299 yani. :)

selahattin demirtaş

selahattin demirtaş'ın örgüt üzerindeki etkisinin ne olabileceğini anlamak için önce örgütün ne olduğunu bilmek gerekir.

pkk nedir? talepleri nelerdir? bu talepler için yaptıkları ve yapacakları nelerdir? "hepsi ırıspı çıçığı işte!!" deyip işin içinden çıkamazsınız. anlamak ya da en azından anlamaya çalışmak demek; destek vermek demek değildir.
düşman bellediğinizin ne dediğini de bilmek zorundasınız ki; mücadele edebilesiniz.

pkk asla tekbaşlı, homojen bir örgüt değildi. şimdi de değil. örgütün iç infazlarla katlettiği militan sayısı neredeyse operasyonlarda öldürülenler kadar var. kuruluş yıllarında sol/sosyalist bir görüş benimsemiş dahi olsa; bölgede kendisinden başka herhangi bir oluşuma hiçbir zaman izin vermediği de biliniyor. dhkp-c ve pkk arasındaki gerilimin çıkış noktalarındandır hatta bu durum.

"biz yapmadık" dedikleri ya da "yerel birimlerimiz ana karargahtan habersiz inisiyatif almıştır." dedikleri eylemlerin sebebi de örgüt içerisindeki takip etmediğiniz surece bilemeyeceğiniz çokbaşlılık. örgütün içinde hâlâ daha sol şiarı benimsemiş gruplar var. ama seslerini duyamazsınız zira bu şiarla çok fazla bir "başarı" sağlanamaz türkiye'de.

peki neden türkiye'deki en bilinir sol yapılar hdp ve pkk ile dayanışma hatta birleşme halinde? şahsi fikrim olarak; lenin'i ve marx'ı az biraz kıçlarından anladıkları için. genel olarak ise sosyalist bir düşüncenin en temel gereği olan; ezilen halk savunusu ve "iktidar aygıtı"na karşı duruşa destek amaçlı ortak hareket edebiliyorlar. şu an pkk ile dayanışma halinde olmayan ve örgütü olabildiğince kendinden uzak tutan pek çok sol/sosyalist yapılanma da mevcut zaten ama konu şu an bu değil.

fransa'da öldürülen üç kadının cinayetinde de örgütün parmağı olduğu ustu açık ya da kapalı çok kez dile getirildi. sol şiarı benimsemiş kanada daha yakın isimler oldukları da biliniyor. örgüt içi anlaşmazlığın en önemli kanıtlarından sayılabilir.

apo; kürt halkının büyük kısmı için önemli bir figür olabilir lakin örgüt için o derecede önemli değil. halk desteğini kaybetmemek adına doğrudan apo'ya karşı açıklamalar yapmıyorlar. ama bundan birkaç yıl önce apo'nun silahsızlanma çağrısı doneminde, kandil'den; "esaret koşulları dolayısıyla önderlik reel sahayı analiz etmekte zorlanıyor olabilir" gibi bir açıklama gelmişti. tam cümleler bu şekilde olmayabilir ama açıklamanın özeti buydu. yani; çağrı apo'dan gelse bile silahlar biz istemediğimiz sürece bırakılmayacak dediler. hem de daha "çözüm süreci"nin en başlarında.

mevzunun demirtaş'la ilgisi ne?
oy verirken biliyordunuz ya da bilmiyordunuz; demirtaş örgüt üzerinde asla silah bıraktırabilecek kadar büyük bir etkiye sahip değil. olamaz da. pkk, hdp'yi inatla kendisinin meclis temsilcisi olarak görmeye devam etmek istiyor. bugün meclise giren vekillerin bir kısmından da anlaşılabileceği gibi bunu bir şekilde de sağlıyor. lakin demirtaş o kanattan değil. gerçekten değil. hdp'nin batı bölgelerde yaptığı propagandadan emin olun ki; pkk içerisindeki pek çok oluşum en az türk milliyetçileri kadar rahatsızdı. silahlar sussun demek ne demektir be hey demirtaş sen kendini ne sanırsın minvalli sözleri o kadar çok duydum ki!

demirtaş; sorunu siyasal düzleme çekmenin, çözüme ve barışa bir nebze olsun katkı yapacağına inanıyordu. ama örgüt değil. eğer halk desteğini kaybeder ya da halk desteği siyasi yapıya giderse; örgüt bölgede varlığını bu kadar aleni ve uzun sureli yaşatamaz. örgüt neden var olmaya devam etmek istiyor? haklarını siyasal alanda kazansalar yetmez mi? gibi sorulara uzun uzun daha önceden pek çok kişi tarafından yanıt verilmişti zaten.

eğer yeteri kadar takip ettiyseniz; emine ayna, ahmet türk gibi çok keskin söylemleri olan kadroların geriye çekildiğini de fark etmiş olmanız gerekiyor. çünkü aşırı derecede antipati toplayan, meşruiyet kaybettiren söylemleri vardı. kâr yerine zarar veriyordu. değişimin, siyasal alanda etkinliğin ön plana çıkması lazımdı. beklentinin çok çok üzerinde bir ivme yakalandığı zaman ise başka bir sorun ortaya çıktı; sahadaki etkinliğin kaybı. ondan dolayı örgüt demirtaş'a amiyane tabirle "ayar vererek" senin hükmün bende yok dedi.

demirtaş'ın yapabilecekleri kısıtlı. lanetleyebilir, kınayabilir, hatta partisinden istifa edip mhp'ye bile katılabilir. değişen bir bok olmayacaktır. o zaman biz bu adamı neden seçtik? pkk ve onu semirten insan evlatlarına "biz başka bir hayat istiyoruz" mesajını vermek için seçtik. savaşsız, silahsız, ağıtsız bir yaşam istiyoruz. devletten de örgütten de bir ara yakamızdan düşmenizi istiyoruz. halkların birbirleri ile bir arada yaşamak konusunda sıkıntıları yok, mesele sermayedarların halkların savaşları üzerinden rant sağlamaya meraklı olması.

zamanında osman baydemir de örgütün hoşuna gitmeyecek bir açıklamasından sonra halk tarafından çok sevilmesine ve devam etmesi istenmesine rağmen diyarbakır büyükşehir belediye başkanlığı'ndan resmen geri çektirilmişti. aynısına benzer bir durumun demirtaş'ın başına gelmesine de az kaldı diye düşünüyorum.

ortam bu haldeyken demirtaş gibi söylemlere sahip biri örgütün işine hiç gelmiyor. daha önce de görmüştük.

bu adama bayılmıyorum. kendisi benim için "umut" da değil, hiç olmadı. ne yapacaklar acaba? merakından hayatımda ilk ve son oyumu partisine verdim. tahminlerim(iz) dışında bir şey yap(a)madılar. benim bundan sonra umudum ancak ve ancak aklı, mantığı, sağduyusu ile hareket etmeyi başarabilen, milliyetçilik ve dincilik denilen primitif fikirlerden azade yaşayan, özgür ve eşit bir hayat için mücadele eden insanlardadır.

demirtaş ya da bir başkası gelip gidecek. bireylerin kurtarmasını beklemeyip kendi kendimizi savaştan, ölümden ve acıdan beraberce kurtaracağız.

emrah karakuyu

nakarat tanrısıdır.

chp lilerin oyu 2 oy sayılmalı

(bkz: trollük parayla mı)

dinini siktiğim

(bkz: anadolu insanı)

uludağ sözlük

başlamadan bitmiş(!) sözlüktür..

neyse yine ekşiye bok ata durun.

(bkz: ekşici piçler)

allah vardır diyenlerin hiçbir kanıt gösterememesi

e

(bkz: karşıki dağlar) ?

kemal kılıçdaroğlu

türkiye cumhuriyetinin şu anki rezalet durumunun dönüm noktası olabilecek potansiyele sahip, ancak bu potansiyelini tasarruflu kullanıp reklam yapma gibi bir duruma düşmekten kaçan zeki ve alternatiflerine nazaran ileri görüşlü politikacı insan.

(bkz: merhaba ben chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu)

(bkz: ekşi sözlük)

kayahan ölmüş

toprağı bol olsun.

gerçek islamı yaşamaya var mısınız

(bkz: kalsın)

sistemden kaçmanın yolları

bizleri adeta bir kuklaya çeviren, hislerimizi bastıran, bizleri bir tüketim maymununa çeviren günümüz düzeninden kaçmanın yollarıdır.

belki iyi bir müzisyen olup notalarla sanatın ruhunu yaşamak ve hayatı böyle sürdürmek..

hayat çok garip, ve biraz bayat.

yazarların acil para ihtiyaç miktarı

20 tlcik.

bir şehri yenmek

nedir bir şehri yenmek ?

valizi, çantayı tası tarağı toplayıp yeni bir şehre göç etmek midir?
o şehri en ince ayrıntısına kadar bilip, sokaklarında parkta gezer gibi gezmek midir ?
yoksa yaşamaktan huzur duyulan mesken haline getirmek midir ?

bence bir şehri yenmek, onu sevebilmekten geçer..

red

bu aralar ağırdan alan efsanevi rapper'dır.

sözleri aşmış kitleye hitap eder, şekilcilikten uzak mantık edebiyat ve müzikle çalışır.

şiddetle önerim dinlenmelidir.

https://www.youtube.com/watch?v=r8wR7WHTvW0

yaşama sevinci veren şarkılar

https://www.youtube.com/watch?v=X50p3FVaAgI

https://www.youtube.com/watch?v=ci5_VCvekrU

yazarların çocukken heves edip alamadığı şeyler

akülü araba.

amsterdam

hayallerimin şehri, hollandanın incisi.