yapılmaması gereken hatalardan biridir. özellikle yaz aylarında el çantası taşımayı sevmeyen erkekler için büyük bir sorun teşkil eder. şöyle ki; üstünüzde cepsiz bir t-shirt veya gömelek olur muhtemelen, bir pantolon da ortalama 4 cebe sahip olduğundan hesaplıyorum dinleyin. sağ göt cebinin tapusu cüzdandadır. hatta cüzdana belli oranda ovallik vermesiyle meşhurdur. neyse oraya sonra değiniriz. sol arka cep desen sağ elini kullanan insanlardaki ulaşım zorluğu nedeniyle pek tercih edilmez. ama yine de iddaa kuponu, gereksiz kağıt veya notlar için idealdir. gel gelelim ön ceplere; sigara illeti yurdum insanını süründürmeye hazırlanırken elbette sadık bir dost gibi yanıbaşında hatta ve hatta cebinde bulunur. hadi sol cebe de sigara çakmak koyduk. ne kaldı? sağ ön cep. işte burası kilit nokta. hadi oraya da telefonu koyduk. zaten kalbin sol tarafta bulunması nedeniyle radyasyondan bi nebze olsun az etkilenmmek için sağ cep daha mantıklıdır. bu işin daha bozuk parası, anahtarı, sakızı var. yok hayır yani biz ne yapalım? hayat zor valla.

kızıldır. genelde 18-19 yaşlarında hayatlarının baharında üniversiteyi yeni kazanmış körpecikler olarak hemen en yakın kuaföre başvururlar.

gayet doğaldır. hatta kendimi örnek gösterebilirim. ne yani ben Atatürk'e bu kadar hayranken chp'nin siyasetini beğenmek zorunda mıyım? değilim. kimse değil. zaten böyle bir iddiada bulunmak Müslümansan akp'yi beğenmek zorundasın diyebilmekle eşdeğerdir. değerlere biraz saygı göstermeyi öğrenmeli artık bu millet. millet dedim de milliyetçi bi insan olmama rağmen mhp siyasetini de sevmem. ne seversin diye sorulmasını bile sevmem o derece.

filmlerin ortalama 2 saat olduğunu düşünerek küçük bir matematik hesabıyla toplamda 8x2=16 saat ekrana bakmaktır. geri kalan vakit uyku, neskafe hazırlamak, işemek, sıçmak gibi eylemlerle geçirilebilir.
ayrıca bu şekilde hafta içi izlenmesi muhtemel film sayısını hesaplayacak olursak 8x5=40 yapar.

başlık: Trabzon Liverpool a elenirse tüm sözlüğe veririm.
entry: you will never walk again.

iyiye kullanıldığı takdirde okullara ve bir çok öğrenciye iyi imkan sağlayacaktır. ama gel gör ki; o kadar para toplanmasına rağmen öğrenci bir fotokopi çektirmek için okulun karşısındaki kırtasiyeci dayıya kısıtlı olan parasının bir kısmını aktarmak zorunda kalır. o sırada belki de doğuştan futbola yetenekli bir kardeşimiz kola kutusuyla maç yapmaktadır. ya da bir diğer derslerinde başarısını kanıtlamış, ailesinin maddi durumu pek yerinde olmayan hanım kızımız büyüklerinden kalan kitaplardaki soruları silip tekrardan çözmeye çalışmaktadır. tabi bu sırada okulun kel, tombul, evli, çocuklu müdürü atlamaya çalıştığı edebiyat hocasına aidat paralarıyla küçük sürprizler yapıyor olabilir. söylediklerim her ne kadar hayal ürünü olsa da, benim lise okuduğum zamanlarda bi kısmı yaşanıyordu. belki şuan devlet baba bir takım müdahalelerde bulunmuş olabilir bilemiyorum. bide spor parası vardı unutulmayan. spor parası.

özellikle karşı taraftan tek kelimelik ''evet, tamam, hmm, * '' vb cevaplar alındıysa yaşanılması muhtemel olaydır.