bugün

entry'ler (51)

interneti açınca girilen ilk üç site

http://asanusta.uludagsozluk.com/
http://asanusta.tumblr.com
https://twitter.com/asanustam

bir kadının en savunmasız olduğu an

(bkz: ) "bir kadının en savunmasız olduğu an" kaç kişi kadını savunmasız yakalabilmiş ki? h,ç sanmıyorum demekki neymiş nah yakalarsınız...

lümpen muhafazakar kişilik bozukluğu

(bkz: ) namaz kılan insandan zarar gelmez)..küllüm yalan la...bana hep tersine işleyen bir argüman. Ne zarar gördüysem namaz kılanlardan gördüm. Dolandırıcılık için müthiş bir kılıf ne de olsa.

sevdamı ağlattın

Ey deli gönül! Aşk mı istiyorsun? Yaradan sana yar değil mi? Hep soğuk mu geçti ömrün.. Kışın sonu bahar değil mi? Dünya sana neden hoş geldi ki.. Kabir kapısı dar değil mi? Sevgilinin senden istediğini ne çabuk unuttun böyle... "Ak bir alın" bir de "ar" değilmi..?

pembe giyen erkek

(bkz: )"ılık, ılık"
"ılık, iklim insanı olur bunlar...

doğuş nihat doğan satranç diyalogları

- hayır dokunmadım! düzeltiyordum.
- "düzeltiyorum" demedin ama! tuşe işte!
- ya hayır ne demek?!
- ya bu atlar nasıl gidiyodu ya??
-bu atlar benim memeleketin atları ya....

bedenim sıcak

Benim sevdam ulu çam gibidir. Ne güzde yaprak döker, ne de kışta boyun büker.

küçük iskender

kim bilir
şimdikine benzer nice haller yaşandı yerkürede de aymadı insanlık yine de yenilerinde
kaçıncı kezdir acaba yalanın hüküm sürmesi yeryüzünde
kaçıncı kayıt dışılıktır bu kim bilir
piç düşüncelerden beslenen soytarıların
hiçlikten nasiplenmesinin kaçıncı kezidir acaba
kaçıncısıdır bu acaba
altın kaplara sıçması smokinli çirkefin
oysa biliyorum
seyrek taneli de olsa
bir tas mercimek çorbası içmekten öte değildir niyetin senin
biliyorum
sen daha çocukken
erken kalkmaktan erinmemişti hiç baban anan
kulağının ardına bir karanfil sıkıştırmak
ne mutlu ederdi emmoğlunu senin o zamanlar
hele o ilk sevdiğin kız uğruna yaptıkların var ya
bir romana giriş olabilir pek âla
peki sonra
sonra sen savruldun bir yana
o güzeller güzeli sevdiğin ağa oğluna
şimdi çarkına sıçılasılar geçmiş başa
minarelerden
kürsülerden
bağırıyorlar anlaşılmaz şarkıları boyuna
kırk takla atıyorlar
fazladan bir oy uğruna
neymiş
toplumsal iradenin belirlenmesiymiş
neymiş
çağdaş demokrasiymiş
ulan bıraksanıza beni doğayla baş başa
hay koyayım sizin iktidar hırsınızada !!
küçük iskenderinezede

yumurta vs taş

Yüzyıllardr oynanmasına rağmen hiçbi seyirci,Sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştr..Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştr..Bitecektr korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın !! Çünkü: Romeo ölmeli, Titanic batmalı .. ama Aşk hrşeye rağmn yaşanmalı *

küçük iskender

Sigara eşliğinde, verilmiş bir kahve molası ve ardından gelen karmaşık düşünceler. Kokulu bir Fransız akşamı. Kahvenin midemi ekşitmesine aldırmaksızın yudumluyorum. Sol gözüme kaçan sigara dumanının etkisiyle gözüm yaşarıyor. Kıskandı sağ gözüm, hemen harekete geçti.

Ağladım bir süre, sustum sonra.

Bir yudum daha kahvenin ardından etrafıma baktım, iğrenç bir yalnızlık içindeydim. Kendimi ittiğim bir yalnızlık ve buna başkaldırmış bir başınalık.

Elimde brüt olarak kalan ise tüm keyfi iskonto edilmiş saatler. Kahve ve sigarayla hayata sıkıştırdığım virgül tüm hayatın ekşiliğini nötralize edecek bir yudum nefes bahşetse şimdi kafama balyoz gibi inen her dakika gülümserdi kesin.

Gülen kabuslarım,

ağlayan rüyalarım.

Fazla siyah bir mola anı oldu.

Davranış bozukluğuna yönlendiriyor insanı. Hayat zaten kötü yola düşürüp anlamlı olan ne varsa bozup atmış, hayaller kırılmış, çekilmiş iflas bayrakları.

…
Çocuk kalabilseydim keşke, acıyla hiç tanışmazdım, acısa bile öpünce geçerdi hemen. Resim dosyamda karalanmış hayallerimi saklardım ve en çok önemsediğim saçlarıma taktığım renkli tokalar ve yeni alınan oyuncaklarım olurdu. Karadutlu dondurmamı kaşıklar, kaçan balonumun ardından çılgınca koşardım…
…

Odada donuk bir yalnızlığın içindeyken, zamanı kendime köle etmek için sarhoş olmalı. Tam şu an sarhoş olma saati, pis hava burunlara dolarken, pislikleri kıyıya taşırken dalgalar, bir kuş adamın kafasına sıçarken, sarhoş olma saatidir. Durmamacasına.

Hayat… ya da adı her ne ise bu şeyin, avuçlarımdan kayarken yine, aslında hiç orada olmadığını anladım. Ellerim ne kadar da bencil ve ne kadar soğuk şimdi. Ya gözlerim? Yabancı ve uzak, saçlarımda darmadağınık bir acımasızlık. Boktan gerçekler işte.

Aksi, her şey aksi.
Hay aksi!!
hem bun u küçük iskender yazmadı asanusta uydurdu,güzelde oldu yani..
Bir şarap alma vakti, içeyim belki güzelleşirim…

yaralayici sarki sozleri

Kendini hala kışta zanneden bu nisan ayında,
güzel olurdu çıplak bedeninle uyumak.
iki kadehin ardından, alkol kokan nefesle sıkıldığımız her şeye,
okkalı bir siktir çekmek,
akla her gelenden bahsetmek,
ve sonra içimiz şenlensin diye susarak sevişmek.
Saatler boyu.

Şimdi kim bilir, hangi yabancı dudakları mühürlüyorsundur dudaklarınla,
Belki beyaz tenli bir kadının kulağına fısıldıyorsundur, edepsiz fantezilerini.
Başka bir bedenin kuytularında kaybolmaya çalışırken,
Tam şu anda,
Aklından geçiyorumdur.
Kim bilir?

Sessizliğinle yüzüme çarpan ayaz üşütüyor beni,
Birkaç yaprak savruluyor içime.
Nisan baharı müjdelediğini sanırken,
içim güz bir sevişmede hala.
Ruhumun tozlanmış raflarında
içime ektiğin tohumlar duruyor.
Kirlenmek güzeldir ya hani,
daha da çamurlaşsaydık.
Biraz gözyaşıyla.

Dedim ya,
Güzel olurdu şimdi çıplak bedeninle uyumak…

asanusta

Dolunayın arkasına saklanan karanlıkta,
bileklerini kes.
Bu gece yakıcı madde etkili tanrılar.
Ne kadar yanarsak o kadar iyi.
Saat tam da günah saati.
Günah, bir damla ter.
Surattaki ağlak sırıtış ruhun karanlık dehlizi.
Puslu bir oyun, eskimiş bir kalp, avuçtan damlayan korkulara eşlik eden cılız bir ses.
Hayatın son kesiğinde raks eden zamanın kaygan gülüşünde kaybedilmiş tüm hünerlerin üstüne acaba ne içsem diye düşünmek, bir sigara kadar önemli şimdi.

Sus ve devam et,
kırmızı bir kışkırtışla zerk olunan tahrikte el kiri dokunuşlarına.
Dön ve yatağa bak ve sustur bel altına geçirilmiş fısıltıları.
Sadece bir damla daha tohum ek.
Bir damla daha ter.
-tutkulu-
Tutku günah.
Ter ter
Kokusu ten,
hep daha derine dokunmak isterken, ruha temas eden içe girişler.
- bu titreyişlerin bir anlamı olmalı-

Yırt gitsin müstehcen güzellikleri.
Dağınık yataklardaki randevularını kaçırmayan çıplak vücutlar
Birbirlerine iliklenirken,
hislerin buz kestiği vakittir.
Bir el hep bedeninin ipini tutar
ve şimdiler bitip, şimdiler başlar.asanusta bole bişi anlıyabilene yani

küçük iskender

bilim,düşüncenin uçurumları arasında köprü kurmaz;salt bir uyarı levhası olarak bunların önünde durur.kusur,uyarıya aykırı davrananların kendisindedir.

musevilerin müslümanlar kardeşimiz değildir demesi

kurnazlıkta ve hilede üstün olan insan topluluğu.ayrıca yahudilik bir din değil, millettir, çoğunun sahip olduğu din musevilik olduğu için karıştırılmaktadır.
''ucuzu alacak kadar zengin değilim'' felsefeleri beni çok etkilemiştir.

musevilerin müslümanlar kardeşimiz değildir demesi

onları ne kadar sevmiyorsam, kendilerine o kadar derinden bir sevgim var.

yahudi fukaradır, yahudi aşağılık kompleksi içindedir, yahudi bir şekilde dışlanmıştır, yahudi bir şekilde bunu aşmıştır, bir yandan yahudi zengin olmuştur, ve yahudi bir şekilde bu kurgunun tutsaklığı içindedir.

çin e karşı savaşmaya hazır yazarlar

'her kuşu siktin, bir kaldı hacı leylek'
hersey yillar yillar önceydi, ekmek almak için disari çikmistim. o sirada sürüsünü kaybetmis sütun gibi bacaklariyla beni benden alan, annenle tanistim. gözgöze gelmemizle kalbim pirpir etmeye baslamisti bile. o da bana karsi bos degildi.sürüsünü kaybettigini ve yardim edip edemeyecegimi sordu. ben zaten dünden razi; 'tabiki yardim ederim, siz bu gece bende kalin ben yarin sizi güney afrikaya kadar birakirim' dedim. o gece hala aklimda. tutkuyla birbirimizin olduk.sonra ben bir sigara yaktim. o içmiyordu; sürekli uçtugundan cigerlerine zararliymis. nasil olsa isimi gördügüm için bir bahane uydurdum ve onu güney afrikaya götüremeyecegimi söyledim. oda kasar çikti; allah senin belani versin bosunami verdim diyerekten aglaya aglaya sürüyü yakalamak için koyuldu yola.
bir gün yine evden çiktigim sirada ne göreyim! annen! agzinda uzun bacakli, elleri ve çükü olan birsey getirdi. 'ne lan bu kasar kari' dedim. 'bilmiyormus gibi konusma senle geçirdigim o nalet gecenin meyvesi' demesiyle seni birakip fiymasi bir oldu. arkasindan attigim tas kanadina geldi ama ölmedi mina kodugum.. ya iste böyle yavrum ( mina kodumun bebesi) pek romantik degil ama bir leylekle daha ne olablir ki zaten. alayi kasar;
( olayin asli budur sevgili birebirciler; dogrulardan sapmayin)

her kuşu siktik bir kaldı leylek

'her kuşu siktin, bir kaldı hacı leylek'
leylek sikmek yasak arkadaşlar ,hacı onlar

yahudilerin aşağılık bir millet olması

dünya piyasasının neredeyse çoğuna sahip olan israiloğulları.
ticarete karşı ayrı bir yetenekleri olduğu söylenir, fakat daha çok kan dökme yetenekleri daha fazladır.hain millet
müslümanlar ile tarihsel düşmanlardır aynı zamanda.

bira içerken entry girmek

ona da mı gelecekti sıra.. o da mı vefat edecekti böyle.. sıradan bir ölümlü gibi.. vadesi dolmuş.. bira içerken öldürüyorum kendimi

kutsalkedi

Kutsal Kedi
Göl kenarında gün batımını izleyen romantik, kutsal, ezoterik kedi...
Biliyor musunuz ?
Mısır’da kedi öldürmek, ölüm cezası demekti.
Hristiyan peygamberi izini bir Dülger balığında, islam peygamberi ise izini bir kedide bırakmıştı. Ve bu nedenle dokuz canlıydı.
Satanistler, sırp sapkınlık olsun diye, asilik göstergesi de olarak kedileri kurban etti.
Çünkü kedi kutsaldı..sende kutsalmısın böle.?