bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- hamas bir terör örgütüdür16
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence8
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım10
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (28)
Kendisi hakkında yazılan entry'lere baktığımızda Abdülhamid düşmanlarının ne denli cahil olduğunu gözler önüne seren bir başlık. Biri yazmış yok efendim plevne direnirken neredeymiş, balkan harbinde ülkeyi hezimete uğratmışmış, lawrance imparatorluğu gümbür gümbür sallarken o jurnalleşmişmiş falan fistan. Yahu siz tarihi nerenizle okuyorsunuz? Balkan savaşı ile Abdülhamid'in ne alakası var? Bilmiyorsanız söyleyeyim Abdülhamid 1909'da tahttan indirildi. Çok gizli saklı bir bilgi değil bu Google'dan iki tıkla ulaşabileceğiniz bir bilgi. Lawrance'ın Arap ayaklanması taa 1916'da gerçekleşen bir hadise. Abdülhamid o sırada Beylerbeyi'nde hapis hayatı yaşıyordu. Yakında körfez savaşına da Abdülhamid'in sebep olduğunu söylemelerinden korkuyorum. Yahut da Ukrayna işgali sırasında neredeydi diye bir soru gelmesinden. Şu seviyeye bakar mısınız hakikaten. Şaka gibi.
Abdülhamid döneminin okullaşma oranı tek parti döneminden fazladır. Kendi gelirleriyle ayakta duramayan medreselerin yeni usullerle eğitim veren okullara dönüştürülmesine hız verildi. Kaliteli uzman-memur yetiştirmek üzere yüksek okullar açıldı. Mekteb-i Mülkiyye, Mekteb-i Hukuk, Sanâyi-i Nefîse Mektebi, Hendese-i Mülkiyye, Dârülmuallimîn-i Âliye, Maliye Mektebi, Ticaret Mektebi, Halkalı Ziraat Mekteb-i Âlîsi, deniz ticareti, orman ve maâdin, lisan, dilsiz ve âmâ mektepleriyle Dârülmuallimât ve kız sanayi mektepleri, fen ve edebiyat fakültelerinden oluşan Dârülfünun hep Abdülhamid döneminde açılmıştır. Bu yüksek okullara öğrenci yetiştirmek üzere ilk ve orta öğretime de önem verilmiştir. Bilhassa Batı tarzındaki ilk ve orta tahsilin kurulması bu dönemdedir. Abdülhamid bütün vilâyetlerle sancakların çoğunda rüşdiyeler kurdurdu. ibtidâî denilen ilk mektepleri köylere kadar götürdü. Rüşdiyelerden itibaren yabancı dil öğretimi mecburi tutuldu. Birçok vilâyette dârülmuallimînler ve hukuk mektepleri açtırdı. Memlekette kültür seviyesini yükselten Abdülhamid, Müze-i Hümâyun (Eski Eserler Müzesi), Askerî Müze, Bayezid Kütüphâne-i Umûmîsi, Yıldız Arşivi ve Kütüphanesi gibi kültür müesseselerini de kurmuştur. imparatorluk içindeki vakıf kütüphanelerinin kitap mevcudunu tesbit eden ilk kataloglar da bu dönemde yapıldı. Koyu bir sansür uygulandığı halde, yayın çalışmalarını bizzat desteklediği için kitap, dergi ve gazete sayısında büyük artışlar oldu.
gücü ancak yılanlara ve çakallara yeten hayvan. bozkurtun bir pençesine ölecektir. evet.
bozkurdun uluması dahi bal porsuğu denen canlının kaçmasına yeterli olacaktır. evet.
ne devi la topu topu 30 kişi kullanıyor zaten sözlüğü..
özellikle babalarda bulunur. evet.
ne olursa olsun fethettiği yerlerdeki ibadethaneleri, rasathaneleri, mezarları yıkmak yerine onları restore eden; bilime ve bilim adamına önem verip sarayında ağırlayan osmanlı bizim atamız olamaz. bizim atamız çiğ et yiyip kafa kesen, önüne geldiği her toprağı kana bulayan, ibadethanelerini, kütüphaneleri, mezarlarını yakıp yıkan, bilim adamını bırak daha yazıyla bile -soğutlarla yakınlaştığı için- 8. yüzyılda tanışan orta asya b.rbar türkleridir.
haklı bir beyanattır. sanırım birine b.k atıp diğerini yücelttiğimizde havalı oluyormuşuz ben de bi deniyim dedim.
çin prenseslerinsen bihaber olup benim atam osmanlı değil diyen cahillerle dolmuş buralar.
"nadanı terk etmedim yaranı arzularsın diye."
malatyalı niyazi mısri
malatyalı niyazi mısri
hayaller aleminde yaşayan "müslüman olmasak uçacaktık, dünyayı ele geçirecektik" gibi gerçeklikten uzak cümleler kuran tengricilere her seferinde dert olan dindir.
hristiyan penceresinden bakarsak hoşgörü dini değildir. "sağ yanağınıza tokat atana öbür tarafınızı çevirin." demez. "sizinle savaşanlara karşı siz de savaşın lakin sınırı aşmayın." veya "barışa yanaşırlarsa siz de yanaşın" der. tabii ki bu ayetlerdeki onları bulduğunuz yerde öldürün kısımları ateistler cımbızla seçilip ahanda vahşet diye önünüze konulur.
yahudi penceresinden bakarsak hoşgörü dinidir. "çoluk çocuk, karı kız demeden hepsini katledin, avlularını cesetlerle doldurun, tapınaklarını kan havuzuna çevirin" demez.
tengrici penceresinden bakamazsınız çünkü tanrının indirdiği bir kitap yoktur. olsa olsa bu inanca sahip hükümdarları örnek verip işte inandığımız din bu dersiniz. mesela cengiz han, hülagü han, attila... bu isimler gayet hoşgörülüdür. fethettiği yerlerde mezar, tapınak, kütüphane, rasathane ne varsa yakıp yıkar, çoluk çocuk demeden herkesi katleder, çiğ et yiyip kafa keserler. toplumun işlediği günahlar yüzünden tanrı tarafından gönderilen bir ceza olduklarına inanılır bazı yerlerde. bu pencereden bakarsanız da fazla hoşgörülü bir dindir islam. kısacası nereden baktığınıza göre değişir.
hristiyan penceresinden bakarsak hoşgörü dini değildir. "sağ yanağınıza tokat atana öbür tarafınızı çevirin." demez. "sizinle savaşanlara karşı siz de savaşın lakin sınırı aşmayın." veya "barışa yanaşırlarsa siz de yanaşın" der. tabii ki bu ayetlerdeki onları bulduğunuz yerde öldürün kısımları ateistler cımbızla seçilip ahanda vahşet diye önünüze konulur.
yahudi penceresinden bakarsak hoşgörü dinidir. "çoluk çocuk, karı kız demeden hepsini katledin, avlularını cesetlerle doldurun, tapınaklarını kan havuzuna çevirin" demez.
tengrici penceresinden bakamazsınız çünkü tanrının indirdiği bir kitap yoktur. olsa olsa bu inanca sahip hükümdarları örnek verip işte inandığımız din bu dersiniz. mesela cengiz han, hülagü han, attila... bu isimler gayet hoşgörülüdür. fethettiği yerlerde mezar, tapınak, kütüphane, rasathane ne varsa yakıp yıkar, çoluk çocuk demeden herkesi katleder, çiğ et yiyip kafa keserler. toplumun işlediği günahlar yüzünden tanrı tarafından gönderilen bir ceza olduklarına inanılır bazı yerlerde. bu pencereden bakarsanız da fazla hoşgörülü bir dindir islam. kısacası nereden baktığınıza göre değişir.
kangal sürüsü
üçüncü murat. daha sanayi devrimine 120 yıl varken üretim fabrikası açıp 100'den fazla çocuk yaptığı söylenmektedir.
buradaki diyanetin dost diye çevirdiği kelime "evliya'e" kelime kökü veli aynen arapçadan turkçeye geçmiş zaten. ve aynı surede bu ayetten 18 ayet sonra yahudilerin ve hristiyanların cennete gireceği yazıyor. (bkz: maide suresi 69 ayet) yine konu ile ilgili mümtehine 7,8,9 ayetlerine, araf 157 ayetine ve ankebut 46 ayetine bakabilirsiniz.
kadın kılı takıntılı bir sunni hoca. 20. yüzyılın sonlarında bir sağcı ailenin evine gitseniz illahi kasetlerini bulurdunuz. söylediği hurafelerin ardından "vallahi de billahi de" diyip gerçeklik payı katardı. bugün edip yüksel'in bir videosunu altında onunla alakalı bir yorum gördüm. aynen kopyalayacağım. inanıp inanmamak size kalmış ki din tüccarlarının geneline baktığımızda yakından da aşinayızdır bu konuya.
"edip Kardesim, coktaan unutmustum timurtasi. benimde gencligim onun kasetlerini dinlemeklen gecdi. Sabahtan aksama kadar evimizde kasetleri dinlenirdi :( 80 li yillarinda almanya´da cok yaygindi onun kasetleri. onun yüzünden, fatih´deki kurslara, tekkelere mi gitmedik, carsafmi giymedik, ne dediyse yaptik zikkimin kökünün! hatta annem ve babam mobilya kullanmamaya basladilar. tash devri yasadik adeta. 1989 yilinda timurtasin evine hanimini ziyarete gittik, kardesim ve ben sok gecirdik, bütün hayellerimiz yere düstü. beyefendinin evi gayet lüx döseli, hatta 3 tane ayri ayri koltuk takimlari vardi. giris kapisi deri ile döseliydi, daha neler neler. oysaki onun yüzünden biz yerde yemek yer, yer minderlerinde oturur, yer yataklarinda yatardik. daha tabiiki neler yapmazdik. Bu adamin isi gücü kadin, kadin, kadin! her seyin suclusu kadin, hatta melekler eve girmez kadin evinde bas acik gezerse ;( tövbe yaa, yataga bile bas örtüsüyle girerdik..."
"edip Kardesim, coktaan unutmustum timurtasi. benimde gencligim onun kasetlerini dinlemeklen gecdi. Sabahtan aksama kadar evimizde kasetleri dinlenirdi :( 80 li yillarinda almanya´da cok yaygindi onun kasetleri. onun yüzünden, fatih´deki kurslara, tekkelere mi gitmedik, carsafmi giymedik, ne dediyse yaptik zikkimin kökünün! hatta annem ve babam mobilya kullanmamaya basladilar. tash devri yasadik adeta. 1989 yilinda timurtasin evine hanimini ziyarete gittik, kardesim ve ben sok gecirdik, bütün hayellerimiz yere düstü. beyefendinin evi gayet lüx döseli, hatta 3 tane ayri ayri koltuk takimlari vardi. giris kapisi deri ile döseliydi, daha neler neler. oysaki onun yüzünden biz yerde yemek yer, yer minderlerinde oturur, yer yataklarinda yatardik. daha tabiiki neler yapmazdik. Bu adamin isi gücü kadin, kadin, kadin! her seyin suclusu kadin, hatta melekler eve girmez kadin evinde bas acik gezerse ;( tövbe yaa, yataga bile bas örtüsüyle girerdik..."
yezid'in mezarını ceşitli aşamalardan geçiren türk hükümdar.
rize'de zaten su önem arzeden bir içecek değildir. susuz kalan köylüye ise acil durum halinde keyif çayı verilerek tedavi edilmesi gerekir.
dna testi yapılsa %10 türk kanı çıkmayacak melezlerin hunharcasına savunduğu din. kanlarında varmış bu inanç, aidiyet duygusu hissediyormuş içinde. he yavrum he.
bugün osmanlı değilsek laiklik sayesindedir.