bugün

entry'ler (134)

tren beklemek

tren beklenir.

ismail şenol

kurduğu 10 cümleden 9'unu cümlenin devamı varmış gibi vurgulayan, şeker mi şeker bir genç spor adamı.
bu vurgu konusu genel olarak bir hata sayılır, ama ismail şenol yapınca başka bir şey oluyor, heyecanı artırıcı bir niteliği var bu adamın yaptığının.

- kobe bryant içeri yükleniyor, basket...
+ (eee sonra ne oldu sonra ne oldu "bir de fouuul" diyeceksin demi?)

cipralex

zamanında risperdal in yanında sabahları şeker niyetine kullanmam için verilmiş hap. etkisini metkisini hissetmiyordum. risperdal babalar gibi sokuyordu ama!

yasak elmanın seks olma ihtimali

mantıken bu demek oluyor ki, allah, adem ile havva'yı bir deney yapmak için yolladı, yarattığı şeyin * üremesini, çoğaldıkça çoğalmasını istemiyor. bu yüzden yasaklıyor seksi. ama bu iki denek o elmayı yiyor, ürüyorlaar... sonrasında da allah çok üzülüyor, çok kızıyor. fakat çare bulamayınca deney deney olmaktan çıkıyor. bizim salak masalımız da böylelikle başlıyoor...
* * * *

buzzer beater

1 ay önce üye olduğum, çoluk çocuğun takılmadığı, bağımlılık yaratmayan, seviyeli, uluslararası bir basketbol menejerlik oyunu. harbi zeki insanlarla mücadele ettiğini hissediyor insan.

sevmediğim bir yanı var. oyunculara antrenman yaptırma meselesi çok saçma. haftada bir kez antrenman verebiliyorsun. o da şöyle oluyor : bir haftada bir mevkide 48 dakika ve üstü süre almış oyuncular seçtiğin antrenman çeşidi ve mevkisine göre cuma günleri antrenman alıyorlar. oyuncu geliştirmeye çalışırken sabır dayanmıyor. ölme eşeğim ölme. hiç gerçekçi değil bu yönü.

fakat birkaç esgeçtiğim ayrıntı dışında diğer özellikleri gayet nefis. mesela maçları bile izleyebiliyorsun. müthiş zevkli oluyor işte o.

vuvuzela

sadece ispanya-hollanda final maçını izlemiş biri olarak yorumumu yapayım: o bildiğimiz borozanlardan * * daha kötü sesi yok ulan!
maçı bıraktım sesi dinledim, anladım ki basketbol şampiyonalarında filan öttürülen zımbırtıdan rahatsız olduğum kadar bundan rahatsız olmuyorum...
ne yani bu kötü de o bahsettiğim osuruk kötü değil mi? kıyamet kopmuş meğer. ben de sadece arkadaşın takıntısı sanıyordum. o zortlatma aletine yüzyıllardır niye küfredilmiyor! hadi ordan be !

sözlükten yabancı dil öğrenmek

ingilizce - türkçe sözlük
almanca - türkçe sözlük
fransızca - türkçe sözlük

kobe bryant

17 mayıs 2010 los angeles lakers phoenix suns maçında uzun zamandır göremediğimiz kadar patlayıcı oynamıştır. bu sene kaç kez izledim kobe'yi, bu kadar kararlı ve bu kadar kendinden emin potaya ulaşır halde görememiştim. 23te 13 ile 40 sayı! (sadece 3 çeyrekte)...
maçtan önce çok kaygılıydım, dizinden sıvı alındı, pek iyi değilmiş vs. haberlerini okuduktan sonra. ama kobe'nin sorunu dizindeki sıvı ise ayda bir alalım biz o sıvıyı yahu!
şaka bir tarafa, utah'ı süpürmeleri ve kobe'nin de adam gibi dinlenme imkanı bulması hakikaten çok iyi gelmiş. haziran ortalarına kadar bu formu koruduğu takdirde karşısında durulması hemen hemen imkansız...
acaba 2002'den beri muazzam hayranlıkla takip ettiğim bu adamın 5. şampiyonluğuna mı tanıklık edeceğiz, çok heyecanlı..

shannon brown

17 mayıs 2010 los angeles lakers phoenix suns maçında insanüstü bir smaç denemiş fakat başarılı olamamıştır (eğer başarılı olmak topu illa ki çemberin içinden geçirmekse). o smaç basket olsaydı nba tarihinde maç içinde yapılan en sağlam smaçlardan biri olacaktı, kesin.
maçı canlı izleyenler kaçan o smaçtan sonra en azından 1-2 dakikalık kilitlenme hali yaşamadıysa ben rüya gördüm demektir...

ve rüyam youtube a düşmüş hocam:
http://www.youtube.com/watch?v=6cItICUhGNc

iyi uykular türkiye

ezginin günlüğünün en derin şarkılarından biridir. lirik bir taşlama.
celladın alkışlandığı yer...

fragmanı kendisinden güzel olan filmler

(bkz: üşenmeyip dandik filme fragman kasmak) * * *

hapşuran insana söylenecek sözler

hapşuran alt komşu ise öhöm denir ve desibel iyi ayarlanarak "çok yaşaaa" diye bağırılır. hemen ardından düşük desibelle homurdanılır: "yavaşşş, öküz!"

mağaza

etimolojisi:
(yunancadan) (magaziá): ambar, gemilerde ticari eşya deposu.

bakkala gidiyorum yerine markete gidiyorum demek

tansaş'a mansaşa giden insanın "bakkala gidiyorum" demeyi saçma bulmasıdır. malesef ki kapitalizmin büyük marketleri, bakkalları çakkalları ayaklarının altına aldı. * *
ayrıca aynı şey dükkan için de geçerlidir. (dükkana gidiyorum demek yerine mağazaya gidiyorum demek)
ve küçük bir etimolojik araştırma:

bakkal
(arapçadan) sebze satan kimse, manav, bostancı

market
(latinceden) (mercatus): ticaret, çarşı

dükkan
(arapçadan): platform, seki, tezgâh, özellikle çarşı içinde satış yeri
(akadçadan): (dakkannu): seki, üzerine bir şey konulan yükselti

mağaza
(yunancadan) (magaziá): ambar, gemilerde ticari eşya deposu

şarkılara küsmek

bünyede çok büyük etkiler yarattıktan sonra hallerin değişmesi ile nankörlüğe uğrayan şarkılar olabilir.

ya da tam tersi. her ne kadar sizin ona yaklaşımınız gayet iyi niyetli olsa da şarkı size nankörlük yapar ve kendisine küstürür adamı.

mesela ben anathema - lost control'e küsmüştüm bir keresinde sinir krizi geçirttirdi diye... o gün bugündür korkuyorum dinlemeye!

muhalif ruhun insana kattıkları

- direnme güdüsü,
veya
- pes etme ve terk etme güdüsü.

ntv

nasıl olsa nba yayınlarını tekelimize geçirdik ve bu da böyle kalacaktır diye düşünerek futbolda ne olup bittiği sikinde bile olmayan basketbol severleri önemsememeyi göze almış, eskilerden çok saygı duyduğum, şimdilerde her yaptıkları gözüme batan ve her seferinde küfrettiğim televizyon kanalı.
iki kanalın var, ikisinde de yüzde yüz futbolu yayınlıyorsun. normal yayın akışını uygulamıyorsun. böyle bir mantık yok.
muratla kaanı geçirip karşımıza tüm konferans finalleri ntv ve ntvspor'dan naklen yayınlanacak dedirtmeyin o zaman, adam olun, çok kızdım. hakkın yok kimsenin saatlerini çalmaya, çizgisini çoktan yitirmiş şerefsiz kanal!
ha ayrıca yüzde yüz futbolu da yeterince tarafsız sundunuz(!) onu atlamayalım!

nba

2000li yılların en büyük pazarlama malzemesinin büyük darbe almasını engelleyememiş oluşum. *

13 mayıs 2010 boston celtics cleveland cavs maçı

sabahın körü olmasa, midemi feci yapacağından emin olmasam; bu kadar büyük bir egonun ezilişine tanıklık ettiğim için arkama yaslanıp, ayaklarımı uzatıp, keyif sigaramı yakardım, gerine gerine de içerdim ama...

lebron james

(#8064053)
(bkz: 14 mayıs 2010 boston cleveland maçı)
dünyanın en büyük narsisti lebron james, bu sabah itibariyle bir kez daha şampiyonluk için çıktığı yoldan erken dönmüştür.
henüz playoffların ikinci turunda, boston celtics karşısında (kral olduğuna inanarak) kül olup gitmiştir.

maçtan önce "cleveland taraftarı rahat olsun, çünkü bana sahipler" gibi saçma sapan bir açıklama yaparak egosunun ne denli devasa olduğunu göstermişti, ve şimdi de o devasa egonun hiçbir işe yaramadığını gösterdi bizlere.

böyle bir adamın kariyerinin ikinci dönemi başlıyor olabilir. eğer bazı şeyler * kökten değişikliğe uğramazsa kendinde, nba tarihinin en büyük fiyaskosuna şahitlik edecek olabiliriz.

(sabahın körü olmasa, midemi feci yapacağından emin olmasam; bu kadar büyük bir egonun ezilişine tanıklık ettiğim için arkama yaslanıp, ayaklarımı uzatıp, keyif sigaramı yakardım, gerine gerine de içerdim ama...)