bugün

entry'ler (41)

türkiye nereye gidiyor sorusuna cevaplar

80 yıldır nereye gitti ki bugün çok farklı yere gitsin. 80 yıldır süper güçtük de şimdi mi kötüye gidiyoruz? daha önce nasılsak en kötü şimdi o haldeyiz.

ilk defa oy kullanacak 18 21 yaş grubu

gençliğin verdiği heyecan ve sabırsızlıkla ilk etapta chp ya da mhp ye, ilerde iş hayatına atılıp olgunlaştıkça ak parti ya da onun benzeri merkez sağ partilere yönelecek yaş grubudur.

kemal kılıçdaroğlu nun yüzde 40 lık oy hedefi

latife beyanı yapmıştır. hukukçular bilir. asıl iradesi istemediği halde akp nin altında kalmamak için söylediği boş hedeftir. kendisi de zaten eğer akp %50 nin altında oy alırsa tayyip istifa edecek mi diyerek yenilgiyi baştan kabul etmiştir. akp nin ne kadar oy alacağını hangi bantta olduğunu kendisi hepinizden iyi bilmektedir. doğan medyası ne kadar şişirirse o kadar %30 bantına yaklaşır. daha fazlası onun için bile hayal. chp nin kendi anketine bakın inanmıyorsanız. akp %40 chp şişirmeyle %30. orda bile kabullenmiştir zaten maksimum ne kadar oy alabileceğini.

türkiye nin libya mısır vs olma ihtimali

yoksa siz hala bir değil birden fazla diktatörün vaktiyle yükseldiği ve türkiye'ye avrupalıların çoktan demokrasi getirdiğinin farkında değil misiniz?

- türkiye'ye avrupalılar tarafından demokrasi gelmemiş olsaydı 2 kez dünya savaşında yerle bir olan almanya, japonya bizi gelişmişlik seviyesinde geçemezdi. kim ne diyor, ne giyiniyor 80 yıl boyunca tartışılmazdı. faili meçhuller olmazdı. sağda solda bombalar patlamazdı. şartlar olgunlaşıp darbe yapılamazdı. devlet kendi halkını tehdit olarak görmezdi.ayhan çarkın'lar çıkıp devlet emriyle şu kadar insan öldürdük demezdi.

- türkiye zaten libya, mısır, ırak vs. idi. nerde kimin nasıl öldüğü, hangi bombanın nerde patladığı belli olmayan kime oy atsan aynı zihniyete hizmet eden insanların bulunduğu bir güruha giden siyasi yapıya sahip bir ülkeydi türkiye.( süleyman demirel, mesut yılmaz, hüsamettin cindoruk bugün hepsinin nasıl chp li olduklarını görüyoruz.)ve ülkeyi sadece chp nin yönetmesine demokrasi diyoruz.

unutmayın bu olayların hepsi 2000'lerden önce oldu. uyanın, ne halde olduğunuzun neyle uğraştığınızın farkına varın.

atatürk ün namaz kılarken hiç fotosunun olmaması

1)nafile ibadetler gizli yapılır. farz ibadetler her yerde yapılabilir, üstelik namazın cemaatle kılınanı efdaldir. kuran'da yazıyor, çok okudum ondan biliyorum havalarında işkembeden sallama.
2)ayrıca atatürk'ün, değil camiye gitmek 1930'lara kadar balkona çıkışı dahi haber yapılıp fotoğrafı çekilmiştir. namaz kılarken fotoğraf çekilip çekilmediğini de bilmiyorum. eğer çekilmemişse ayıp etmiş. yüzde bilmem kaçı müslüman olan halkın halkçı cumhurbaşkanı, her yerde fotoğraf çekilip orda fotoğraf çekilmemişse ayıp etmiştir hiç kusura bakmayın. elin gavuru bile ülkemize geldiğinde hürmetinden merakından cami ziyaret ediyor, hiç tanımadığı ordaki insanlarla fotoğraf çekiliyorlar.

küfürün insan hayatındaki yeri ve önemi

küfür dilin cilasıdır. yeri ve zamanında edilen küfür farz-ı ayin derecesindedir. ayrıca kişiler üzerinde rahatlatıcı bir etki bıraktığı ampirik bir bilgi olup, bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

cemaat evinden gelip demokrasiden bahsetmek

demokrasiyi tekellerine almış bazı grupların, demokrasiyi cemaatçilere vermemesinden mütevellit demokrasisiz hayata devam etmek zorunda kalan şakirtolardır. ama devir değişmiştir. artık para şakirtolardadır. parayı veren düdüğü çalacağından, demokrasiyi tekelinde tutanlar; artık siz düşünün. kendinize sığınacak başka ideolojiler başka kavramlar bulun. benden söylemesi. sizin demokratlığınız eskidendi.

japon kadın görünce tahrik olan erkek

japon kısmı fazla bence. kadın olması yeterli.

cemaat evinden gelip demokrasiden bahsetmek

Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yöntemdir. yönetici gücü belirleme konusunda halkın hangi oranda bu güce katıldığı demokrasi açısından önem taşır. birey ya da grubun kendi içinde demokratik olmak gibi zorunluluğu yoktur. demokrasi, birey ya da grupların yönetici gücü belirlemedeki haklarının eşit olmasıdır. demokrasinin olmazsa olmazları olan siyasi partilerde bile parti içi demokrasi yoktur. bunun dışında kişinin ne giydiği, kiminle ilişkide olduğu ya da kendini hangi topluluğa ait hissettiği kimsenin tekelinde değildir.

bu tarz zorlamalar ve yaftalamalar kişinin bilinçaltındaki otoriter zihniyetinin yansımalarıdır. her ne kadar kendisinin demokrat olduğunu zannetsede.

öğrenciler eyleme devam ederse akp nin sonu gelir

öğrenciler dediğiniz zevat her fakülteden el ve ayak parmaklarının toplamını geçmeyecek kadar az sayıda öğrenciden oluşan öğrenci kollektifleridir. hepimiz üniversite okuduk ya da hala okumaktayız. bunların ne kadar azınlıkta olduğunu, çoğunluğun görüşünü temsil etmediklerini hepimiz biliriz. kendileri çalıp kendileri oynarlar. bu yüzden hiç bir etkileri olmayacaktır.

mizah dergilerine verilen para komünizme hizmettir

onu bunu bilmem de 2000'li yıllarda mizah dergilerinde siyasi öğeler pek yoktu. mesela lmanyak dergisinin kapağında ya deli cevat'ın ya robinson la cuma'nın ya da 0070 cabbar baba'nın resimleri lombak'ta da kötü kedi şerafettin falan olurdu. içerikleri de bu tarz siyasetten bağımsız yazı dizileri olurdu. bugünkü kadar siyasete batmış değillerdi o zaman. ben yorumlamam buğadar.

devrimcilerin en çok kullandığı sözcük

işbirlikçi

resmi tarih

-her yeni iktidar kendi meşruiyet zeminini oluşturmak; bu zemini sağlamlaştırmak için kendi iktidarından önceki dönemleri kötüleyip kendi iktidarına hayatiyet kazandırmak ve varlık nedeni olan kurucu ideolojinin sürekliliğinin sağlanıp yeniden üretilmesi amacını gütmüştür. ideolojinin yeniden üretilmesi okul, aile gibi devletin ideolojik aygıtlarıyla sağlanırken ideolojiden sapmalar ise polis, ordu gibi devletin baskı aygıtlarıyla kontrol altında tutulmaktadır.

-türkiye'de ki resmi tarih de yukarıdaki çerçevede ele alınmalıdır. siyasi iktidarı elinde tutan cumhuriyetin kurucuları da yeni kurulan devletin haklılığını göstermek ve halk nezdinde meşruiyet kazanmasını sağlamak amacıyla osmanlı devleti'nin varlığının haksızlığını gerekçelendirmişlerdir. ideolojinin yeniden üretilmesi ve toplumsal bütünlüğün sağlanması amacıyla bu haksız gerekçelendirmeler, yanlış, eksik, taraflı ve birçoğu uydurma bilgilerden oluşan yapay bir resmi tarih ortaya çıkarılmıştır. üretilen suni tarihi bilgiler bir ulus yaratmak ve topluma ulus bilinci yerleştirmek amacıyla eğitim kurumları vasıtasıyla topluma benimsetilmiştir. yeni cumhuriyetin, çok uluslu bir imparatorluk bakiyesini devralmasına rağmen bu yapıya ters olan ulus devlet ideolojisini benimsemesi ve bu ideolojinin otoriter uygulamalarına hayatiyet kazandırması, siyasi iktidarın uygulamalarının toplum nezdinde karşılık bulmamasına neden olmuştur. günümüzde, cumhuriyetin kurulması esnasında meydana gelen bu doku uyuşmazlığının tezahürleri gün yüzüne çıkmakta, bir toplumsal refleks olarak gerek akademik, gerek siyasi, gerekse toplumsal alanda farklı çeşitlerde ve yoğunlukta tartışılmaktadır.

-tek doğrunun olmadığı, her şeyin sorgulandığı postmodern dönemde bu tarz sorgulamalara alışmamız gerekmektedir. kutsal olduğuna ve insan ürünü olmadığına inanılan dinin de içinde bulunduğu herşeyin sorgulandığı, akılcı bilimin bunu gerektirdiği söylemine inanıp; resmi tarih sorgulanınca onu sorgulayamaya cesaret edemeyen ve düşünme becerisinden uzak bir zihniyetin, kendine atfettiği ilericilikten ne kadar uzak olduğu ortadadır. istesek de istemesek de artık bir dönem kapanıp yeni bir dönem başlayacaktır. bu yeni döneme hakaret içeren düşünceler beslemek ya da deve kuşu gibi başımızı toprağa gömmek yerine bu sürece hazırlıklı olup bu süreci yönetebilmek gerekmektedir.

atatürk yoktu düşman çoktu

-osmanlı devleti'nden sonra onun devamı niteliğinde kurulan cumhuriyetin resmi ideolojisini özetleyen türkiye cumhuriyeti resmi tarihinin en kısa veciz özeti.

-farklı kaynaklardan tarih bilgisi taranmadan ve farklı okuma biçimleri gelişitirilmeden sürdürülen bir hayatta bu ilkokul tarih bilgisinin cehaletin bir simgesi olarak ömür boyu taşınması, düşünsel açıdan zihne ket vurması kaçınılmazdır.

türban ve dar pantolon dekoltesi

kendilerini muhafazakar modern diye tanımlayan ve ''kendilerini kapalı zanneden giyinik çıplaklar''ın giyim tarzı. kullandığı kavramların anlamlarını bilmeyip hem muhafazakar hem modern olunamayacağı ayırtımını yapamayan, madem modernsin o zaman neyi muhafaza ediyorsun? sorusuna verecek cevabı olmayan şuursuz güruhun; dini, giyim üzerinden yozlaştırma durumudur.

dinin temel gereklerinden ve referans kaynaklarından bihaber olan, haberi olsa da uygulamayıp, nefsani arzular peşinde kendini sergileme isteğini örtünerek dışa vuran kişilerin içinde bulunduğu durumu özetleyen kıyafet kombinasyonu.

aslolanın karşı cinste şehvet duygusunu uyandırmamak olduğunu idrak edemeyen, örtünmeyi şekilden ibaret sanan, sıkmabaş tanımını tüm vücudunda uygulayıp başını kapatıp, en önemli yerini (totosunu) sıktırmalı pantolon giyerek teşhir eden anlayış yoksunu zihniyetin giyim tarzı.

sapma

bir grubun beklentilerinin dışında kalan, toplumsal değer ve normlara aykırı davranışlar veya grubun onaylamadığı davranışlar bütünü.

toplum

bireyleri birbirine bağlayan, karşılıklı etkileşim halinde olan insanların oluşturduğu sistem.

giddens'ın tanımıyla toplum: bir kurumlaşmış davranış biçimleri bütünü ya da sistemidir.kurumlaşmış davranış biçimleriyle; uzun zaman ve mekan dilimleri içinde durmadan tekrarlanan, sosyal olarak üretilen davranış ve inanç biçimleri kastedilmektedir.

alt kültür

toplumda ana kültürün, egemen kültür dışında toplumun bazı kesimlerinin kendilerine özgü geliştirmiş oldukları kültüre denir. alt kültürler, toplumdaki farklı sosyo-ekonomik veya etnik grupların ana kültürden ayrılan toplumsal kuralları ve yaşam tarzlarıdır.

gökhan zan

rüyasında dahi sakatlanabilme özelliğine sahip olan futbolcu. aynı zamanda galatasaray'ın sakat futbolculardan oluşan geleneksel düz koşu takımının değişmez kaptanıdır. herkes gider, gökhan zan kalır; zira o gerçek galatasaraylıdır. o yüzden hiç iyileşmez beter olasıca.

canın sıkılmasına rağmen zamanın hızlı geçmesi

''...nasıl oluyor? vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor...''cümlesine bire bir uyan durum.