bugün

entry'ler (49)

türk bayrağını siyasete alet etmek

şuan akp nin tv lerde dolanan reklamında olduğu gibidir. insanların milli değerlerini sırf oy uğruna siyasete alet etmek çaresizliğin belirtisidir.

diktatör

recep tayyip erdoğan

gökhan orhan

iyi bir öğretmenimiz tabi ki,fakat ''nereye göre iyi?'' sorusunu da sormak gerektiğini düşünüyorum.bandırma iibf öğretmenleri arasında bir karşılaştırma yapacak olursak eğer (tabi ki dersime giren öğretmenler arasında bir değerlendirme yapıyorum) bandırma iibf nin Ordinaryüs Profesör'ü diyebiliriz. Sözgelimi Lütfi öğretmenimizin dersinden çıkıp Gökhan öğretmenimizin dersine girersek eğer,gökhan öğretmenimizin gözümüzde Ordinaryüs Profesör olarak belirmesi gayet doğaldır.Binaenaleyh, sözlükteki arkadaşlarımızın öğretmenimiz hakkındaki görüşleri oldukça saf ve samimidir.Öğretmenimizle ilgili dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta ses tonunu gayet başarılı kullanması ve ders anlatırken ki öğretmen-öğrenci iletişimi. Hiç bir dersinde oturarak ders anlattığını görmedim,sürekli sınıfın içinde dolaşması öğrencinin derse,konuya odaklanmasını büyük ölçüde kolaylaştırıyor.bir diğer nokta ders süresini çok iyi ayarlaması.insanın ortalama bir dikkat süresi vardır,bunu bilemeyen öğretmenlerimizin aksine gökhan öğretmenimiz biliyor olacak ki 1 ders süresini 45 dan uzun tutmamaya özen gösteriyor.Geçmişte Kamu Yönetimi bölüm başkanlığı da yaptığını okumuştum.Keşke hala bu görevine devam etseydi.Bölüm başkanlarının yetkilerini bilemiyorum fakat gökhan öğretmenimiz sayesinde,aileme bile söylemekten çekindiğim haftada 3 gün olan okul belki de ders programı doğru ayarlanıp 5 gün olabilirdi.Belki Lütfi öğretmenimiz 2 değil de 1 dersimize girerdi,belki de hiç girmezdi.Hayali bile güzel. Neyse,eleştireceğim birkaç durum söylemem gerekirse bazen fazla agresif olduğunu düşünüyorum.tecrübesizliğimden kaynaklanan bir konu hakkında bana ve birkaç arkadaşıma topluca ''mal'' dedi.Çeki düzen verin kendinize gibi kelimeler kullandı. bunları iyiliğimiz için gayet masum kelimeler olarak kullandığını düşündüm tabi ki.Çünkü iyi niyetine güveniyorum,seviyorum kendilerini ki gerçekten çeki düzen verip adam gibi de çalıştık.(Yine de mal demeyeydi iyiydi)

sosyal çevre etkisi

insanin bulunduğu ortamdan duygu,düşünce ve davranışlarının yani kişiliğinin etkilenme durumudur.Bir örnekten yola çıkmak gerekirse keşke ailelerimiz tv denen o kutuya bağımlı olarak yaşamasalar.
''Bitirdiğimde, oturma odasında kitap okumakta olan anneme verdim öyküyü'' Aslında bu cümle herşeyi açıklar nitelikte.Evet çoğu şey insanın kendinde başlar fakat çevre de büyüt etkiye sahiptir,özellikle ''zayıf'' insanlara karşı...

bir kereden fazla seyredilesi filmler

(bkz: kaybedenler kulübü)

iyi insan

iyi insanlar karşısındakini kendisinden çok düşünen insanlardır. hayatı bencil değil sencil yaşarlar. hayat onun için karşısındakine hissettirebildiği şeyler ölçüsünde anlamlıdır. bir örnek vermek gerekirse, günümüz insanı hem hoşlanıyor birilerinin kendisine ilgi duymasından, hem de ne olur ne olmaz belki daha iyilerini bulurum diye belli bir mesafede tutmaya çalışıyor karşısındakini. '' fazla yaklaşma ama sakın uzaklaşma'' der gibi... tamam tabi ki seçici olmalıyız gerçekten hoş duygular hissedebildiğimiz insanla birlikte olmalıyız ama eğer biri size arkadaşlıktan öte şeyler hissediyorsa, bunu bildiğiniz ve onunla konuştuğunuz halde hayatınıza başkalarını dahil etme çabalarınız devam ediyorsa, siz iyi insan olma yolunda, yolda kaldınız demektir.

zaten 3 ay tatilimiz var onu da almasınlar

dünyanin önde gelen ülkeleri başta olmak üzere 100 küsür ülkenin eğitim sistemi araştırılmış ve en kısa eğitim öğretim hayatının türkiye de olduğu anlaşılmıştır. bütün o ülkelerin ki yanlış bizimki mi doğru çalışın biraz anasını satayım yatmakla olmaz bu işler çinde ki okullar da yaz tatili denen şey bile yokmuş 1 ay ara veriliyormuş o kadar.

otobüste öğrenciye yer veren insan

daha önce hiç denk gelmemekle birlikte böyle insanların hala olduğunu bilmek bile mutlu etmeye yetiyor insanı. yer verdiğiniz öğrenci arkadaş gidip oturmaz o koltuğa zaten ama onu düşünmeniz bile iyi insanların varlığını devam ettirdiğinin ufak bir kanıtı adeta.

evde yalnızken yan odadan ağlama sesi duymak

hayatta gözyaşısı olmayan insanlardan korkulmalıdır. onun için bilirim ki yan odadan gelen ağlama sesi iyi bir insana aittir. gidip yanına onun yalnızlığına da müdahale edilmemelidir. çünkü herkes kendi çölünün mecnunu. uzanıp yatağımıza leyle ile mecnunun sezon finalini izleriz ve biz de ağlarız, belki bizim ağlama sesimiz de ona ulaşır ve o da içinden yan odadan gelen bu ağlama sesi iyi bir insana ait olmalı der, kim bilir...

atatürk ün her gece yarım litre rakı içmesi

yarasın...

tayyip in oğluna verilecek düğün hediyeleri

100'lük ampül

bir erkeğin kadında aradığı ilk şey

kafamızda ki belirli kalıplara göre manavdan meyve seçer gibi olmaz ki gönül işleri. sevgi anlık birşeydir ve karar vererek aşık olmaz ki insan. bir bakmışsın, aşık olmuşsun... ve aşık olduğun kadının herşeyi sana dünyanın en hoş şeyleri olarak gözükür.

strese iyi gelen şeyler

ağlamak...

türk kızına laf söyleyen pislikler

saat 14.30 da mor pijamalarıyla, pempe pilastik parmak arası terlikleriyle, yağlı saçlarıyla,şişik gözleriyle ve asıt suratlarıyla kahvaltı yapmaya kantine gelirler. evet türk kızlarından bahsediyorum.

ilk türk uzay gemisine verilebilecek isimler

rte 2002.

herkes kendi hikayesinin kahramanıdır

evet, herkes dünyayı kendi etrafında dönüyor zanneder çoğu zaman. ancak insanları hor görmemeliyiz, küçümsemek gibi bir hataya düşmemeliyiz. unutmayalım ki ne kadar pırıltısız gözükseler de herkesin bir hikayesi vardır ve o hikayenin kahramanı da insanın kendisidir.

biz bize yeteriz söylemi

Fenerbahçelilerin söylediği slogan haline gelmiş bir sözdür.elbette bir olalım birlik olalım ancak biz bize yeteriz demekle de yıpranıyoruz. diğerleri bizi düşman olarak görüyor. siyasi tarih dersinde öğrendiğim şöyle bir kural vardı hiç bir ülke diğer bütün ülkelerin toplamından daha güçlü değildir olamaz da eğer böyle bir durum oluşmaya başlarsa bunu engellerler. bu futbol için de böyle sanırım. biz diğer bütün takımların toplamından daha güçlü olmaya başlamıştık ki engellemeye başladılar güçsüzleştirmeye çalıştılar ve biz bize yeteriz diyerek de biz buna tuz biber ektik, yalnız kaldık. böyle yapmamalıyız, dost bulmalıyız, bizi destekleyecek insanlara ihtiyacımız var, yarın birgün eğer biz bize yetemezsek biteriz...

aşık olmanın zayıflık olması

aşık olmak dendiğin de hemen akla sonrasında yaşayacağımız acılar geliyor. daha aşkımıza başlamadan sonunu düşünmeye başlıyoruz malesef. ama aşk öyle bir şeydir ki insan sonun da acı çekeceğini bilse bile onunla geçireceği bir an için bile acı çekmeye razı olur hale gelir. aşk işte budur. gerçek bir aşk zayıflık değil aksine herkesin cesaret edemiyeceği ve gözyaşısı olmayan insanların kalkışamıyacağı bir şeydir. birine sevdiğinizi söyleyebilirsiniz, onun için şiirler yazabilirsiniz ancak gerçekten hayatınızı o kişiye adamadıkça gerçek bir aşık olamazsınız.

saçlarını okşamaya izin veren sevgili

sevgili olmanın da güzel yanı bu değil midir zaten? aşık olduğun kişinin saçların da ellerini doya doya gezdirmelisin, içine çekmelisin kokusunu. eğer bunları yapamıyorsan ya da izin almak zorun da kalıyorsan sevgiliyiz demeye gerekte yoktur.

aşkın neyin adı

gözyaşının adıdır...
Aşk gözyaşı oldu,
düştü gözümden.