bugün
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim21
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın9
- sözlük kızından gelin olmaz9
- vatandaşlık farkı alan otel20
- cumaya gidenlerin çok azalması23
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım23
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı18
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
entry'ler (670)
biraz önce oturduğum masadan vurgun yiyerek kalktım. kemiklerimin içlerine kadar dalgalanmalar hissettim, dizlerimin bağı çözüldü. olduğum yere kapaklandım, başımı yere koyup sakinleşmek istedim. gözümü kapadığım her saniye bir başka anı canlandı gözlerimde. nasıl bir hikmettir çözemedim, bilmeden ve istemeden kapaklandığım yerden kendi irademin katkısı olmadan kalktım. ayaklarım balkona, aklım yatağa yönlendirdi. eskiyi hatırladım; rahat rahat ağlayabilmek için dev adımlar ata ata eve varışımı, ta içerimden birinin boğazımı sıkışını.
dev adımlar attım; bir insan için kendi insanlığımdan vazgeçtim. dev adımlar attım; düşüncelerime diş geçirip kendimi hizaya getirdim. dev adımlar attım; yüreğime hükmedenin geçmişten bağımsız olması gerekti, geçmişi silmeyi öğrendim. dev adımlar attım; fren yapmanın işe yaramadığını öğrendim. çarpacaktım sonunda ama gözüm doymadı. daha fazlasını istedim hep, fazlalık iyidir dedim. kendimin önüne başkasını koydum ben. kendi mezarımı kazdım; beton misali doldum içine, bir başkasını sağlama almak için kendimden temel yaptım. dev adımlar attım ben. dev adımlarım beni paramparça etti. öyle bir çarptım ki yerle yeksan oldum.
her seferinde ayaklarım galip geldi benim. her seferinde ayağına gitmeyi öğrendim. ayaklarım hep yerdeydi, bir milim kalkmadılar yerden. hep sağlam bastım ama gövdemi ayaklarımın üstünde tutamadım kimi zaman. gövdemi tuttuysam aklım uçtu gitti. ben asla bir bütün olamadım. ben benden öyle bir koparıldım ki her geçen gün çürüdüm. içimi söküp aldılar benim; kabuklarım kurudu, tel tel döküldüm. hep ayaklarım galip geldi benim; balkona çıktım. rüzgar yavaşça eserken aklıma onu getirdi. onun da rüzgar yüzünden saçları yüzüne değerdi. o saçlarını hep kesmek isterdim; o yüze benden başkasının dokunması ağır gelirdi bana. rüzgara bile nefret besledim ben. rüzgar olmadan o dev adımları atamayan ben rüzgardan nefret ettim.
defalarca isyan ettim, binlerce beddua aldım, onlarca insanı sildim. ben insan sildikçe güçlendim; o beni sildikçe bu dünyadan kazındım. her kelimesine kulak kesildim, sesinin her tonunu ezberledim. her cümlesine alındım, alındıkça kıymet bildim. benden gittiğinde anlamadım kıymetini, benden gittiğinde masalara meze oldum. çok laf işittim, çok öğüt aldım. meze olduğum masalardan mutlu ayrılan olmadı. yediğim vurgunu pay ettim her birine. her biri göğsümün orta yerinde yanan alev topundan bir parça aldı gitti. üç günlük dünyada üzüldüğümüz şeylere bak, ölüm diye bir gerçek var dedi; ölümden öteye köy inşa ettim. o üç günlük dünyayı kendime dar ettim, o köyü ona armağan ettim.
hakkında defalarca yazdım, sayfalarca nefret kustum. ona armağan ettiğim köye başkalarını doldurdu, ben yazdım. kendimle paylaşamadım kimi zaman, kendimden daraldım. gittim ona anlattım, aldığım tepki hiç değişmedi. daha bir hafta olmadı yeni bir yaşantıya başlayalı ama tekrardan doğalı iki ay oldu bile. yedi ay sürdü hamilelik; evrildim, çevrildim, kemirildim. doğduktan sonra derin bir çukura düştüm. fukara gördüm, fukaralaştım. aciz gördüm acizleştim. çukurun dibini bulmam iki ayımı söktü aldı benden. şimdi o dipteyim işte; her gün yirmi dört adım atıyorum. dev adımlar değil bu sefer attıklarım. isteksiz adımlar attım, istemediğim sona iğrene iğrene yaklaştım.
yedi ay boyunca aklıma çizdim, içime işledim. zor oldu onları koparmak. kendin için bir şeyler yapmadıkça neye yarayacaktı bu adımlar? veda ettim bugün. dolu dizgin anlatarak veda ettim. içimden bir katman söküldü bugün. bunu da yaptım; uğurlamaya çekindiğim insana veda ettim.
dev adımlar attım; bir insan için kendi insanlığımdan vazgeçtim. dev adımlar attım; düşüncelerime diş geçirip kendimi hizaya getirdim. dev adımlar attım; yüreğime hükmedenin geçmişten bağımsız olması gerekti, geçmişi silmeyi öğrendim. dev adımlar attım; fren yapmanın işe yaramadığını öğrendim. çarpacaktım sonunda ama gözüm doymadı. daha fazlasını istedim hep, fazlalık iyidir dedim. kendimin önüne başkasını koydum ben. kendi mezarımı kazdım; beton misali doldum içine, bir başkasını sağlama almak için kendimden temel yaptım. dev adımlar attım ben. dev adımlarım beni paramparça etti. öyle bir çarptım ki yerle yeksan oldum.
her seferinde ayaklarım galip geldi benim. her seferinde ayağına gitmeyi öğrendim. ayaklarım hep yerdeydi, bir milim kalkmadılar yerden. hep sağlam bastım ama gövdemi ayaklarımın üstünde tutamadım kimi zaman. gövdemi tuttuysam aklım uçtu gitti. ben asla bir bütün olamadım. ben benden öyle bir koparıldım ki her geçen gün çürüdüm. içimi söküp aldılar benim; kabuklarım kurudu, tel tel döküldüm. hep ayaklarım galip geldi benim; balkona çıktım. rüzgar yavaşça eserken aklıma onu getirdi. onun da rüzgar yüzünden saçları yüzüne değerdi. o saçlarını hep kesmek isterdim; o yüze benden başkasının dokunması ağır gelirdi bana. rüzgara bile nefret besledim ben. rüzgar olmadan o dev adımları atamayan ben rüzgardan nefret ettim.
defalarca isyan ettim, binlerce beddua aldım, onlarca insanı sildim. ben insan sildikçe güçlendim; o beni sildikçe bu dünyadan kazındım. her kelimesine kulak kesildim, sesinin her tonunu ezberledim. her cümlesine alındım, alındıkça kıymet bildim. benden gittiğinde anlamadım kıymetini, benden gittiğinde masalara meze oldum. çok laf işittim, çok öğüt aldım. meze olduğum masalardan mutlu ayrılan olmadı. yediğim vurgunu pay ettim her birine. her biri göğsümün orta yerinde yanan alev topundan bir parça aldı gitti. üç günlük dünyada üzüldüğümüz şeylere bak, ölüm diye bir gerçek var dedi; ölümden öteye köy inşa ettim. o üç günlük dünyayı kendime dar ettim, o köyü ona armağan ettim.
hakkında defalarca yazdım, sayfalarca nefret kustum. ona armağan ettiğim köye başkalarını doldurdu, ben yazdım. kendimle paylaşamadım kimi zaman, kendimden daraldım. gittim ona anlattım, aldığım tepki hiç değişmedi. daha bir hafta olmadı yeni bir yaşantıya başlayalı ama tekrardan doğalı iki ay oldu bile. yedi ay sürdü hamilelik; evrildim, çevrildim, kemirildim. doğduktan sonra derin bir çukura düştüm. fukara gördüm, fukaralaştım. aciz gördüm acizleştim. çukurun dibini bulmam iki ayımı söktü aldı benden. şimdi o dipteyim işte; her gün yirmi dört adım atıyorum. dev adımlar değil bu sefer attıklarım. isteksiz adımlar attım, istemediğim sona iğrene iğrene yaklaştım.
yedi ay boyunca aklıma çizdim, içime işledim. zor oldu onları koparmak. kendin için bir şeyler yapmadıkça neye yarayacaktı bu adımlar? veda ettim bugün. dolu dizgin anlatarak veda ettim. içimden bir katman söküldü bugün. bunu da yaptım; uğurlamaya çekindiğim insana veda ettim.
şahsımdır. en azından bilgisayarında ve telefonunda çevresindeki insanlardan uzak kalmak isteyen insandır.
Fenerbahçe ye ara transfer döneminde transfer olacağı yönünde bugün sabah gazetesinde haber çıkmış futbolcu, müthiş stoper, Rodgers ın harcadığı guzide futbolcu. Brondby den vazgeçerse sarı lacivertli formayla görmek icin maçlara gidebileceğim, antrenmanları zorlayabileceğim müthiş insan.
(bkz: başlık sıçmak) daha ne diyeyim ki, 3 kuruşluk mizah için sol frame in düştüğü hale bak. güldürecekseniz saçma şeylerle güldürmeyin arkadaşım 50 yaş grubu esprilere hiç gerek yok.
üzerine söz söylenmesinin yasaklanması da gereken öneri.
biraz kültürel bir hal almış sözcüktür dedeler. inci sözlük furyasını bir çoğumuzun böyle tanıdığı malum. içeriğe gelecek olursak, bu bir videodur ve birbirine indi bindi taktiği uygulayan 3 dedemizin neşeli bir müzik eşliğindeki eşsiz swfsidir demek yersiz olmayacaktır.
bu sitede benim türbanlı biraderime iftira attılar.
mahsun kırmızıgül sağolsun, isveç in dünya haritasındaki yerini bilmeyen insanlarımızın bile medeniyet ülkesi olarak adlandırdığı bu isveç te pek bir bok yok aslında. refah seviyesinden ziyade, isveç tamamıyla ırkçı bir ülke, iskandinav ırkına benzemeyen şahısların isveç üzerinde herhangi bir yere gelmeleri mümkün değil. "Ya işte saçımız biraz koyu tenimiz buğday ama var bizde de yabancı geni" diyenlere de cevabım, bembeyaz değilsen birader, yanakların ufak bir yelde al al olmuyorsa senin isveçte bir yerlere gelmen zor. ha sıradan insan olurum ben emeğimin karşılığını tam almasam da olur diyorsan siktir git isveçe, türkiyede kalmanın da akıl karı olmadığını bilen biri olarak isveçi araştırmanızı ve ondan sonra bu kararı vermenizi istiyorum.
Sarhoşluk veren içkiler, zamanla alışkanlık ve bağışıklık sağladığı için, az içenin giderek çoğa kaçtığı, önceleri azı tesir edip sarhoş ederken, alışkanlık arttıkça aynı miktarın tesir etmediği görülmektedir. Bu sebeble içkiyi önlemenin en kesin yolu, azını çoğunu, hepsini yasaklamaktır. işte islâm da, bu maksadla çoğu sarhoşluk veren nesnelerin azını içmeyi de haram kılmıştır. Resûlüllah Efendimiz, islâmın bu konudaki hükmünü şu şekilde ifade etmişlerdir:
"Çoğu sarhoş eden şey`in azı da haramdır..."
tamamı ile alıntıdır.
"Çoğu sarhoş eden şey`in azı da haramdır..."
tamamı ile alıntıdır.
kendisinden daha yakışıklı olmama rağmen fight club taki rolüyle vazgeçemediğim çocukluk kahramanım brad pitt.
türkçülerin genel durumlarını inceledim çevreme bakarak, bir çoğunun babası düşük gelirle çalışıyor, işçi yani. o kadar sene babasının alın teriyle okul okuduktan sonra hainlik kıymet bilmezlik edeceklerini sanmıyorum, insan olan etmez yani. parası olan da türkçü olmaz zaten, kendimden biliyorum para bok olduğu için siyasetten sıyrıldık. ülke batarsa batsın dünya sikime minare götüme afedersiniz.
facebookta açılan alev ateş isimli hesapların profil fotografında bulunan paris hiltona üfff seni ne sikerim 05353531453 yazacak abazalıktaki bu ülke insanının hak ettiğini düşündüğüm vaziyet.
evet, numara sallamasyon.
evet, numara sallamasyon.
Radikal gazetesinde çıkan haberden sonra iyice kafaları karıştıran durum. hakan şükürü kadrosuna kattığı söyleniyor, şuan orta sahaya takviye arıyorlar.
faşizme karşı duracağına yemin etmiş azalardan oluşan bir partiye faşist diyecek kadar boş olan komünisttir, görüldüğü yerde başı ezilesicedir.
300-450 arası(!) aile hala beklemektedir ama kimsenin haberi yok, kimse yayınlamıyor değil mi. çok ironik şeyler bunlar, kimisi de vardiya değişiminde olmuş patlama 800 + 800 den 1600 kişi içerdeydi diyor yok anasının amı be sebastian, halkımız neden objektif olmayı beceremiyor ulan.
ve o 450 kişinin ailesi sessiz sakin bekliyor değil mi. aaa ama dur dur, ak partililer sus payı vermiştir.
dipnot: ne ak partili ne vatan haini ne kapitalist ne de orospu çocuğuyum ama bu kadar yalan da fazla be kardeşim yeter.
dipnot: ne ak partili ne vatan haini ne kapitalist ne de orospu çocuğuyum ama bu kadar yalan da fazla be kardeşim yeter.
yalan söyleyen garibanlar.
4 temmuzcu, amerikan mandacısı moderatör. şaka lan şaka ciddiye almayın, adama nicki üzerinden yürüdüm.