bugün

entry'ler (735)

hükümetin inatla babacan olmaya çalışması

gezi parkı direnişi sebebiyle hükümetin son günlerde aldığı tavırdır. biri çıkar "yavrularımız" der, biri çıkar "ağabeyleri olarak söylüyorum." der. siz bizim hiçbir şeyimiz değilsiniz lan, bizim kanı bozuklarla herhangi bir kan bağımız olamaz.

14 haziran 2013

gezi direnişi nin bir kez daha kazandığı gündür. bugün halk çocuklarına sahip çıktı.

diren gezi parkı, diren türkiye !

gecenin 1 inde 100 bin kişi toplayan güç

biraz da paradır.

money money money, must be funny, in the rich meen's woorld...

eylemlerde oluşan zararı kim ödeyecek sorunsalı

gözünü kaybeden insanların gözünü kim geri verecek? sorusuyla merakla cevaplandırdığımız, belki de son zamanların en basit ve çözüme yakın sorunsalı.

gezi direnişi nin yanlışları

gün geçtikçe artan yanlışlardır.

istanbulluyum, yorumlarımı genel olarak istanbul üstünden yapıyorum ama tespitlerimi genele de vurmaya çalışıyorum haberlerden takip ettiğim kadarıyla.

istanbul'daki direniş müthiş haklı başladı, daha sonra beşiktaş'a saldırılarak bence yarı-haksız bir duruma düştü. savunmadan saldırıya geçildi çünkü, başbakanlık binasını diretmek gereksizdi. o zaman insanlar dediler ki:

"eğer polisle çatışmazsak, direniş biter."

haklılarmış. taksim'deki direniş şu an direniş falan değil. şu an dediğim, beşiktaş saldırıları bittiğinden beri. önce piknik moduna geçti insanlar, gidip iki gözükeyim, bi profil fotoğrafı çekineyim kafasına girdiler. şimdi de mülkleşme! evet. gezi parkı'nda şu an mülkleşme var. her grup, her parti kendine ait bir alan yaratıyor kafasına göre ve bunu şeritlerle barikatlarla kapatıyor. taksimdeki özgürlük alanımızı kimsenin kısıtlamaya hakkı var mı?

çadırlar da işin daha masum bir yanı olsa da, o da ortamın içine etmekten başka bir şey yapmıyor. 10 kişinin oturabileceği alana çadır kuran 2 kişi uzanıyor, keyif yapıyor. insanlar kilim serdiğinde "oturabilir miyim?" diyen bizler, insanların çadırına girip "kaydır bakayım popoyu" diyemiyoruz. taksim özgürlükten uzaklaşıyor ve tembelleşiyor.

bir diğer yanlış zaten diğer bölgelerdeki çatışmalar sürerken (haklı veya haksız olsun) taksim hep "taksim'i geri alma"yı kutladı. halbuki hem türkiye'nin hem dünyanın gözü bizim üzerimizdeydi. biz bayramsak her yer bayram, biz direniyorsak her yer direniyor algısı vardı. özellikle kızılay meydanı'na polisin yaptığı son iğrenç ve sebepsiz saldırı olduğunda, şarkılar türküler çığrılıyordu taksim'de.

şu an direnişi ayakta tutan ilgi polisin pazartesiye kadar mühdet vermesidir. pazartesi meydanlar yine tıklım tıklım dolacak. polis müdahalesi gelirse, eylem başka bir boyuta taşınır, belki geri dönüşü olmayan şeylere sebebiyet verir. yok polis gelmezse, heyecanıyla birlikte azalarak biter.

neyi istediğimizi, ne yaptığımızı ve ne sonuç aldığımızı bilmeden hareket ettiğimiz sürece, fos çıkacağız, haberiniz ola.

atılan her tweet i gerçek sanmak

yalan yanlış haberlerle bilgi kirliliğinin yaratıldığı sosyal medyada her boka inanmaktır.

son zamanlarda niyeyse gerici zihniyeti galeyana getirmek için sürekli haberler çıkmaktadır. "türbanı mı çektiler", "türbanımı çıkartıp üstüme işediler." vs. bunlar adi palavralardan başka bir şey değildir. amaç evinde "zor" duran %50 yi harekete geçirmektir. zaten kitlenin çoğunluğunun şiddete meyilli olduğu kesindir. direnişçi dostlarımıza "vatan haini, kandırılanlar ve satılmışlar" diyenler, gaza getirilmeye çalışılmaktadır.

atılan her tweet e inanıyorsanız direnişten bu yana türkiye'de en az 100 ölü olmalıydı direniş sebebiyle. polisle hiç çatışmanın yaşanmadığı antalya'dan 9 ölü haberleri geliyordu, biz sabrettik, aklı selim davrandık.

adam olun.

siktimin komünistleri

akp zihniyetinin ne olduğunu gözler önüne seren, küfürlerini de milletvekillerinden öğrenen bir neslin iğrenç sloganı.

küfrü ben ettim sanıyorlar sanırım, provokasyona gelmeyecekler.

siktimin komünistleri

07.06.2013 tarihli tayyip erdoğan ın konuşması esnasında trt nin canlı yayınında bir vatandaşın

"kılıçdaroğlu sayabildin mi? siktimin komünistleri"

şeklinde konuşmasıyla ortaya çıkmış, örümcek beyinli vatandaşın hala nasıl kandırıldığını kulaklarımızla duymamıza vesile olan cümle.

http://www.youtube.com/watch?v=mRBDiDBvdhQ

"37:51" buyrun.

tayyip in şiir haznesi

her konuşmasında bir şiirden alıntı yapması sebebiyle "çok geniş" gibi duran hazne.

ama değil. daha geçen dünkü şiirlerin aynısını kartal imam hatip lisesi'nin mezuniyet töreninde okudu.

kullarına da ezberletmiş ama, şaşırdım.

akp nin sürekli kendini 2001 le kıyaslaması

10 senedir aynı taktiği kullanan akp nin, biz her boku düzelttik nidasıdır.

ulan memleketin en boktan haline geldiniz. batı nın pis işleri, başarısız diplomasi ve istikrarsız devlet yönetimi sebebiyle sıçan bir dönemle kıyaslarsanız kendinizi tabii ki başarılı gözükürsünüz.

ha akp nin ekonomide başarılı hareketleri var mı? elbette her hükümette olduğu gibi var. sebebi?

batı'ya ayak uydurmak. gerektiğinde onların pis işlerini yapmak.

soralım o zaman:

işsizlik oranımız çok mu aşağıda?
enflasyon çok mu gelişmiş ülkeler standartlarında?
gelir-gider dengemiz pozitif yönde bir seyreltide mi?
en küçük bir hareketlilikte tüm yatırımcıların kaçması, ekonomimizin çok sağlam temellere dayandığının göstergesi mi?

değil.

üçüncü köprüyü götüne sokacak insan

10 senedir batının ağzına bakanların "batı bizi sevmiyor, batı bize bakmıyor ühühüh" diye inlemelerinin ne kadar sahte, yapmacık oldugunu anlyamamış insandır. akp kendini gerektiğinde batının karşısındaymış gibi göstererek sadece ortadoğu nun liderliğine oynar.

üçüncü köprü ye verilen ismin asıl adresi

suriye ve iran dır. türkiye'deki alevi vatandaşları sırf çoğunluğu chp'yi ve bdp'yi destekliyor diye yok sayan, onları sanki türkiye vatandaşı değillermişçesine dışlayan, taleplerine kulak asmayan baskıcı akp rejiminin asıl derdinin islam dünyası içerisindeki şii güçleri yıkarak bir sünni egemenliği kurmak ve bunun başına oturmaktır.

3. köprüye yavuz sultan selim ismini vermek, suriye ve iran'a kılıcın doğrulduğunun bir göstergesidir.

(bkz: savaş meraklısı abd uşağı akp nin marifetleri)

kusura bakmayın ama rte ye hiçbir şey olmaz

"niye kusra bakalım lan" diye cevaplanacak hede.

rtedit: herkesin fikrine saygılıyız evelallah.

geziparkı halk partisi

kurulmaması gereken partidir. o kadar homojen bir parti bölünür, bölünür ve yok olur.

bu aklı veren de zaten bunu istiyordur muhtemelen.

(bkz: egemen bağış)

tayyip erdoğan ın gerçek kimliği

son bir ayda çok net bir şekilde ortaya çıkmış kimliktir. sırf bir imam hatip lisesi'nde konuşuyor diye sözlerine besmeleyle başlayan, müthiş kısıtlayıcı politikaları art arda geçiren, hayalinde batı demokrasisi'nden uzak, şerii hükümlerle yönetilen bir ülke olan bir insandır tayyip erdoğan. aksini iddia etmek ancak görmemezlikten gelmektir, ya da körlüktür.

üçüncü köprüyü götüne sokacak insan

"üçüncü köprü de üçüncü köprü" diye ağlaya ağlaya ömrümüzü helak etmiş, bu kadar yapılmasını istediğine göre çok önemli bir sebebi olduğunu düşündüğümüz, belki de onu sevgiyle kucaklayarak enteresan şeyler yapacak insandır.

bu insan der ki:

1) transit yol olacak
2) trafik rahatlayacak

efendim öncelikle diyoruz ki, "transit yol yapıcam, üç beş de ben kazanayım kardeşim" demek ancak rant peşinde koşmak olabilir, ya da aptalsınız. araçlar zaten trafiği mümkün mertebede az kitleyecek şekilde sabaha karşı ve gece geç saatlerde geçiş yapıyorlar iki köprüden. sistem var, oturmuş. "şimdi istanbul dan geçeyim, yeni köprü manzarası görürüm." diye mi orayı tercih edicek bunlar?

ikincisi saçmalığın daniskası. bir insan ancak aptal olmalı trafiğin rahatlayacağına inanması için. istanbul un trafiği nere, köprünün yapıldığı yer nere. insanlar oradan dolanana kadar zaten trafikte aynı vakti harcıyorlar. üstelik bir yere siz köprü yaptınız mı, oraya "zike zike" elektrik de gidecek, su da gidecek, sonra diğer alt yapılar da gidecek. ee altyapı neyin habercisi? tabii ki üst yapı. insanlar daha çok orman tahrip edecekler, istanbul kuzeye doğru genişlemiş, müthiş bir rant alanı haline gelecek. üstelik yeni göçler ve nüfus artışı sebebiyle trafik azalmayacak, bilakis artacak. ve bu işin sonunda elimizde ormanlarımız olmayacak.

şimdi soruyorum sevgili partizan hükümet taraftarı ve "ben her şeyin doğrusunu onaylıyorum"cu yandaş liboş kardeşlerim:

*istanbul'un nüfusunu belki 20 sene içinde en az %50 artıracak bu projeye,
*ormanlarımızın tahribatına ve katline,
*sadece zenginin daha zengin olacağı bu projelere onay vermek,

değer mi lan?

a) değmez.

şakirtlerin dağdan inmesi

sözlüğümüzde gerçekleşmiş eylem. uzun zamandır şakirt kardeşler yoklardı ortalarda iyi oldu.

kendileri başbakanın emriyle evlerinde oturdukları için sıkılıyorlardır sanıyorum, mecburen burada gezi direnişi aleyhinde delil arama işlemlerine girişmişler. üstelik trolllerle halkı kışkırtmaya da çalışıyorlar.

yazık la.

taksim platformu

şimdilerde gezi direnişi nin önderleri kabul edilmiş (kendileri de herkesle görüşmeye meraklı olduğuna göre öyle kabul ediyorlar), göstericilerin ortak taleplerini başbakana ilettiği söylenen ancak hem makul olmayan hem de eksik olan taleplerle oraya buraya giden platform.

gezi parkı direnişi nin yanlış hükümeti devirmesi

maalesef amacı dışında olayların cereyan etmesi sonucu gezi parkı direnişi'nin kktc hükümeti ni devirmesidir.

zonguldak ta eylemciyle tartışan akp li

dünyanın en yapıcı insanıdır. "sen ne biliyorsun?" ve "ben bu ülkeye vergi veriyorum" dan başka bir argümanı yoktur. 2002 den önce vergi vermiyordu sanırım, araştırılmalı.