bugün

entry'ler (441)

gevşek maskeler

gerçek ya da gerçeküstü takılabilen ama yeterince sağlam olmayan, yerinde durmakta güçlük çeken maskelerdir.o kadar çok var ki bizlerin suratında ya da davranışlarında, ne tür yaratıklar olduğumuzu her geçen gün daha bir anlayamamaktayım. insani bir görevimiz olarak yaptığımız kusurların kahramanı bir başkasıyken ana avrat düz gidiyorken aynısının daha fecisinin tek sorumlusu kendimizken görmezden geliyor, saçmasapan, tesellivari sözlerle benliğimizi kandırabiliyoruz. istemiyorum bu yüzden büyümeyi falan, ne zaman desemki aha bu kişi sağlamdır, düşüveriyor maskesi. büyürken anladım ki, hepimizin halihazırda düşmek üzere olan maskeleri mevcut. ama lütfen rica ediyorum düşüreceksek takmayalım maskeleri. onlar bari sağlam olsun.

çıkma teklifine alınan acı cevaplar

-benimle çıksana yavrum?
+nereye?
-hani öyle olurya biri erkek biri dişi...
+olmaz!
-neden?
+taa beşikteyken kertmişler beni...

oruç tutunca açların halinden anlamak

yoksulluğun kol gezdiği bu ülkede, oruç tutmadığı tüm zamanlarda karnı tok yaşamayı başarabilen insan düşüncesidir. öğrencilikte mesela; yoklukla, açlıkla, zengin züppesi fantazileriyle, elde edilemeyen kız arkadaş adaylarıyla, giyilemeyen markalarla öylesine sınandı ki milyonlarca genç insan oruç tutmadan açların halinden anlayabilmek vız gelir onlara. bunlar aklıma gelen basit örnekler. eminim daha feci durumlarda bulunan, öğrenci bile olamayan ve aklıma getiremediğim ya da kelimelere dökkemediğim için utandığım insanlar var. kötü bir durumu algılamak için onu aynen yaşamak gereksiz. nihayetinde beyin bedava!

hoşlanılan erkeğin beş vakit namaz kılması

islam dininin resmi din olduğu bir ülkede sık rastlanabilir bir durumdur. inancın ve bu yöndeki uygulamaların bütünüyle bireysel olduğundan ve bunu konuşanlara hiçbir getirisi ya da götürüsü olmadığından konuşulması ve üzerinde herhangi bir yorum yapılmasının doğru olmadığı durumdur.

plastik damacana örtüsü

damacana tozlanmasın maksatlı edinilmiş, yerine göre estetik, yerine göre antik çağrışımlarla zaruri bir ev gerecinin süslenmesinde yardımcı örtüdür.

aşure yapabilen hanım yazarlar

'erkekler neden yapamasın ki, zaten hazır karışım halinde satılıyor, sulandırıp kaynatın, o kadar' diyebilecek hanım yazarlardır.

en nazik küfürler

bir bölümler arası basketbol müsabakası sonrası yenilen fakültenin erkek elemanları, galip fakültenin şirin bayanlarına sataşır, karşılarına geçip adeta set çekerler. bu şirin bayanlardan bir tanesi, elindeki çakmağı yakarak;

- çekilin yoksa bonus kafalarınızı yakarım, der. etraftan dalga geçerler.
- olum lan, seninkinin kafasını tutacakmış, çekilelim bari.
tabi bu sırada kızlar tırsak çıkmadılar, erkekler hayrete düşmekten kendilerini alamadılar. hemen sonrasında bonus kafasında ateş topları hayal eden erkek kişisi şirin bayana:
- ne diyosun sen kondom çocuğu?, der.
- kondomdan çocuk mu olur lan, yırtık kondom çocuğu diye cevap veren artık pek de şirin olmayan bayan, olayın boyutunun erkekler hatta fakülteler arası kavga yönünde değiştiğini farkederek hızlı hızlı yürür ve oradan derhal uzaklaşır.

hayat çok zor diyen ergen

ergenlik çağımın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen o zaman sorunları halledebiliritem düşük olduğu için katılmaktan alamayacağım ergendir, destekliyorumdur. borderline bir dönemden geçerken, henüz karar verebilme yetimiz bile gelişmemişken, az önce duyduğumuzu on saniye sonra unutabilme kabiliyetimiz hat safhadayken nasıl daha kolay diyebiliriz ki ne geçmişte ne de şimdi. bence hayatın en zor iki dönemi vardır ruhsal açıdan en zayıf olduğumuz ergenlik dönemi, bedensel açıdan en çaresiz olduğumuz yaşlılık dönemi.

uyumak için entry saymak

hani uyumak için yapılası başka eylemler varken, tercih meselesi de diyebileceğim, yeni geliştirilmiş uyuyabilme yöntemidir.
ben de uyumayı hele derin ve deliksiz uyumayı başaramayan biri olarak her gece insomnia filmini izlerim. kesinlikle etkinliği kanıtlanmıştır, en azından benim üzerimde. filmi hiçbir zaman tek seferde bitirememekten gururla söz edebilirim bu yüzden. teşekkürler Al Pacino...

göte fitil sokmak

(bkz: supozituar)

mastürbasyon bağımlılığı

özellikle erkeklerin sevgilisiz dönemlerinde ya da ergenlikte başlarına gelebilecek bir şey ki bu sevgilinin gündeme gelmesi halinde erkek kişisinin çuvallamasına sebep olabilecek kötü bir alışkanlıktır. uzun süre ritmik olarak hergün mastrübasyon yapan erkek sevişmenin ilk dakikasında kesintiye uğrayabilir.

(bkz: can çıkar huy çıkmaz)

kuran kurslarının ingilizce olması

amaç ne pardon? varsayımın amacını sorgulamak anlamsız belki ama hani ülkemiz söz konusu olan, hani herşeyin mümkün olduğu yer, hani ingilizce de olsa kuran öğrenilsin ya da kuran bile olsa ingilizce öğrenilsinlerin kol gezdiği cennet olasıca mekanımız.

41 derece ateşliyken ateşli bir kadın ile sevişmek

pardon ama ateşli kadın da insandır nihayetinde. soyar sevgilisini bir güzel, soğuk uygulama olmadı iki tane parol, en az 1 derece ateş düşürür, bu da işini görür zaten.

kadınlar komik erkekleri sever sorunsalı

her kadın ayrı birer birey olduğu için genelleştirmenin yanlış olduğunu da belirterek bu konuya açıklık getirmeyi bir borç bilirim.
kadınlar komik erkeklere yalnızca güler. ciddi ve gerçek olan birçok meselesini paylaşamayacağı erkeklerdir ki bunlar ilişkileri pek de uzun sürmez. ayrıca güldüreceği ve eğlendireceği kadın popülasyonu kalabalıklaştıkça kıskançlık krizleri de boy gösterir. çetrefillidir hem gülerken ilişkiye girebilmek, yetenek ister!
ilişki değil de yalnızca güldürmek istiyorsa ve yalnızca bundan haz alıyorsa o başka...

sevgili en derin uykusundayken gözlerinden öpmek

sakıncası olmayan hoş bir davranış. derin bir uyku mu derin bir öpücük mü diye sormamak elde değil gerçekten sevebilenler için.en derin uykumdayken gözlerimden öpen sevgilimin verdiği duyguysa yaşatacağım, hafif aralanan gözlerimin görmesi sonrasında duyduğum huzursa yaşatmak istediği, uyanmak isterim o uyuyorken, öpebilmek için güzel gözlerinden...

mutluluk

abidin'in resmedemediği ve bunun insanlara tanımlamakta güçlük çektiğine dair bir ifade çıkmazını açık ettiği çelişkimsi duygu.
en çok dilenen belki bir türlü içinde yüzemediğimiz hayaller denizimiz. evet işte bakın tarif ettim. hayal ettiklerimiz ve henüz ulaşamadıklarımız...
anneye sarılmak var bir de diğer bir tarafta ya da babanın duyduğu gururla alnına bir buse kondurması evladının... özlediklerimizin sesini duyabilmemiz beş dakika bile olsa çarpabilmesi yüreğimizin daha hızlı bu yüzden.
mutsuzluğun bile içine gizlenir mutluluk. sen ağlarken omzuna dökülen dost kişisinin gözyaşlarında bitiverir sinsice.
senden daha mutsuzunu görünce haline şükretmek değildir mutluluk... beterin beteri vardırın arkasına gizlenmekse hiç değildir. umutsuzluğun içindeki yüzde bir umuttur belki de. paylaşmaktır en önemlisi, sevebilmektir fütursuzca...

aşık olmadan bir ilişki yürütmek

arada güzel paylaşımlar varsa ve saygı duyuluyorsa, hoş vakit geçiriliyorsa birlikte mümkün olabilecek bir durumdur. gelecek vaadetmez o başka ama geçiş dönemlerinin atlatılması açısından bazen gerekli sanırım.

erkeğimin ayağını yıkarım diyen fakülte mezunu kız

erkeğinin ayaklarını yıkarken kıçına tekmeyi yiyecek olan kızdır. erkekler özverili hatunları daha cazip bulmakla birlikte bir türlü bağlanamazlar onlara, çünkü zaten kaybetmeyecektir. hepimiz biliyoruz ki ilişkide küçük de olsa kaybetme korkusu süreklilik açısından gereklidir. cepte olan bir şey için çaba sarfetmeyiz, değerini biliriz tamam ama onsuz kalmadıkça onsuzluğu anlayamayız.
erkeğinin ayağını yıkamak rumuz olarak kullanılırsa erkeğine karşı her türlü özveride bulunan kadına ancak değer verilir ama bir köşede unutulup yerine başkasının konulmasına engel olamayabilir.
bu yüzdendir ki, gurur yapmak değil mesele, iğrenç olması da değil, kadının erkeğin önünde eğilerek itaat etme gerekliliği düşüncesi mesele. erkekler güç isterler kadında, hayran kalmak isterler, her zaman değil zaman zaman şımartılmak isterler ki, gözleri kaymasın başka bir noktaya.

bir ihanet öyküsü

bir aşk öyküsü yazmaktan ziyade acı olmayan ancak acıtan bir öykü, paylaşmak istediğim.
pek de kendi halinde olmayan, günümüz diliyle, aşırı sosyal, geniş arkadaş kitlesi, sıcak selamlaşmalar, gezmeler, eğlenmelerle dolu dolu yaşayan kadın kişisi ve ihaneti.
aldatmak... göreceli belki de ya da gözüktüğü gibi değil. hiçbir haklı yanı olamaz elbette, aşk bile olsa arada. bir de kişinin kendisini aldatması var ki, geri dönüşüme uğrayamayacak kadar yıpratır, yok olamayan plastikler gibi kirletir kişinin doğasını.
nasıl olur da bu denli aptal olabilir diye düşünmeden edemiyorum... hoşlandı günün birinde uzaktan gördüğü ve aynı kalabalık, rezil mi rezil, çalıştığı yerde. ve ertesi yeni gün onun için uyanmaktan başka çaresi yokmuşçasına giyindi en tatlı elbisesini; boydan kısa, tam da mini olmayan, siyah üzerinde beyaz çiçekleri olan, şifon yerli, esintili elbisesini, kendisini mutlu, hoş ve çekici hissedecekti ve bunun verdiği güvenle fink atacaktı ortalık yerde ve farkedecekti erkek kişisi, kadın bihabermişçesine. izleyecekti, kelebek gibi kanat süzen, çiçek gibi kokan yanından geçtiğinde, kendisini büyüleyen en küçük zaman diliminde... tekrar göremeyeceği korkusu titrecekti tüm hücrelerini... ona erişebilmenin zor olmasından korkarken, cesaretlenecekti arada, koşup gitmek isteyecekti yanına...
çaresizdi, o gün uzun sürmeliydi, zamana ihtiyacı vardı çünkü. birden kendisinin çalıştığı masada otururken gördü kelebeğini, bilgisayarda işi vardı ve inanılmaz güzeldi. toparladı kendisini ve kaybetmemesi gereken dosyaların olduğunu onları kendisinin e-mail adresine gönderip yedek olarak saklayabilmesi için rica etti. saçmasapan da olsa hislerinin verdiği çılgınlıkla çıkıverdi ağzından ki, kabul etti kadın kişisi kibarca.
aradan geçen birkaç gün boyunca, maillerine baktılar, gözlerini kırpmadan, hayallerine engel olamadan. ertesi günün, onu yeniden görebileceğini düşündürmesi, deli ediyordu her ikisini de.
sonunda beklenen an geldi ve erkek kişisi kahve içmek istedi hayallerini süsleyen periyle, ismini bile bilmiyordu üstelik.
ikisinn de hayal edemeyeceği kadar hoş ve büyüleyici anlar geçirmişlerdi, akıp giden zamana, batan güneşe engel olmak istercesine acı çekiyorlardı, ayrılmak üzerelerdi. kaçınılmazdı artık ortalığı kaplayan büyünün esiri olmaktan. mutluluktu esen rüzgarın taşıdığı toz tanelerinin gözlerdeki yangısı. gerçekti kadın kişisine göre, korkuyordu erkek kişisi nedensiz...
mutlu edemezdi çarpıldığı kadını, kopmamıştı henüz umut verdiği eski sevgilisinden. iyi kızdı ona göre ve üzemezdi, vefa borcuydu belki de dizginleyen. engel olamıyordu, yakmak istedi tüm gemilerini. umarım başarabilirdi...
birlikte geçirdiler o geceyi, çakırkeyftiler birazcık, özlemişlerdi sanki birbilerini, beklemişlerdi yıllarca...
erken saatleriydi sabahın, gitmesi gerekiyordu erkek kişisinin, endişe duymaya başadı kadın kişisi bu pervasız gidişten. sorgulamadı, konuşmadı her ikisi de.
bir soğuk rüzgar esmekteydi yeni günde, ayazdı, üşüyordu kadın kişisi, içindeki kocaman olmuş ateşe rağmen. gelmeliydi beklediği an ve yüzleşmeliydi... aradı... aradı...
yeni bir şerefsiz miydi tüm benliğini alıp götüren, göklerde uçurup da yere çakılmasına izin veren.
acılar içinde kıvranmaktaydı erkek kişisi, eski sevgili vardı üstelik en yakın arkadaşı da giriverdi araya, çok hoşlandığını söyledi bir kadından... evet, aynı kadından... allak bullak olmuş, elleri arasında sıkıştırdığı kafasını koparıp atmak istiyordu beyninden. karar veremediği bir anda aradı kadın kişisini ve en yakın arkadaşından bahsetti, bir daha görüşmenin yanlış olduğunu anlattı sesi titreyerek.
bu tür sevimsiz bir habere katlanamayan kadın, üzüntüden olsa gerek vurdumduymaz, acımasızın teki oluverdi. çok geçmeden kendisini aradı aşık olduğu adamın en yakın arkadaşı ve 'intikam'ın gözünü kör ettiği anların verdiği kızgınlıkla kabul etti görüşmeyi, izin verdi sevgilisi olmasına. böylece arkadaş ihanetini tatmış olacaktı erkek kişisi. fakat bilemezdi kadın kişisi ihanet ettiğini kendisine, aşkına, tüm duygularına...
pişmanlıktı artık içinde tek taşıdığı. bıraktı yeni oğlanı da ansızın, harcadı onu da. ne de olsa amacına ulaşmıştı artık, kaybetmişti en yakın arkadaşını erkek kişisi. ama sevdiğiyle birlikte olabilmenin tüm ihtimallerini de harcamıştı en küçük kırıntısına kadar. inanılmaz pişmandı...

tuvalette işerken uçan sineği ıslatma çabası

(bkz: serbest vuruş)