bugün

entry'ler (1)

açıköğretim fakültesi okuyan biriyle konuşmak

Merhaba,
Açıköğretim de Hukuk Fakültesi açılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun içinde şartlar getirilebilir. Örgün eğitimli bir üniversiteyi bitirip 2. üniversite olarak okuma şartı getirilebilir. (Akademik anlamda askerlik tecili veya işsiz kaldım bari açıköğretim okuyup avukat olayım veya benzeri düşüncelerle akademik olarak hukukla ilgilenmeyenlerin başka sebeplerle bölümü yazmalarını engellemek için) (düşüncesindeyim.) Örgün eğitimden mezun olmuş bugün iş hayatının içinde aktif olarak yönetici veya Ticari anlamda çalışan kişilerin Hukuk Fakültesi okumalarının önü kapatılmamalıdır bence. Bugün iş hayatında Hukuksal bir konuda Avukat ya da avukatlara danışıp bir konu (Borçlar Kanunu olabilir, Şuurlu Bir Yer sahipliği ve Şufa Hakkı, ipotek Tesisi veya hayatımızın içinde olan herhangi bir konuda danışmak istediğimiz zaman, avukatların bile hakim olmadığı (Ticari Hayatta bu işlemleri ancak dava dosyası olarak önlerine gelirse öğrendikleri) bir çok dava var. Düz ve hukukun ama larını bilmeden direk hayır dediği daha sonra bu konuda ama şu konuda var, bununla ilgili bir kanun maddesi buldum deyince bir bakayım evet varmış denilen olaylar başıma geldi.
Ör: Şufa hakkında ön alım hakkında, ortaklı hisseyi alan 3. kişi, alım tarihinden itibaren Noterden diğer ortaklara ön alım hakkını kullanmaları için tebligat çeker. Diğer ortaklar ise öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde ön alım hakkını kullanır kullanmazsa kaybeder. (Ben noterden tebligat çeken dürüst 3. kişi olduğunu, zaten o kadar dürüst olsa parasını yakmamak için böyle bir alımı yapıp 3 ay içinde noterden tebligat çekeceğini düşünmüyorum.) Bu konuyu başımıza gelince 5 avukata sordum her biri ayrı yanıtlar verdi, kimisi sadece öğrendiği tarihten itibaren, kimi tebligat halinde, kimi tebligat çekmek zorunda dedi.... Kanunun amasını ancak kendim araştırırken buldum ki meğer her halde 2 yıl içinde (tebligat olmazsa yani) ön halım hakkı kullanabiliyormuş, tabi olayın varlığını bilmek için her 6 ayda bir tapuya gidip sorarak, çünkü satışı haber veren ne bir tapu dairesi, ne de bir tebligat sözkonusu. Görüldüğü gibi Kanun koyucunun amaları (Kötü niyetli kişilere de hak veriyor.) Bu ve benzeri durumlarda hakkınızı bilmek için Ticari hayatta iş güç sahibiyseniz bir de atadan kalma ortaklı bir yeriniz varsa başınıza geleceklerden habersiz, bütün süreleri kaçırıp bi haber yaşar gidersiniz.
Kendim mali müşavirim, Vergisel bir konuda vergi ile ilgili bir dava konusunda bile Vergi mevzuatını bilmeden, kanunun ilgili maddesini bilmeden, Kanunun vergi mezuatıyla ilgili maddesini bildiği varsa da vergi mevzuatını bilmediği için kanunun amalarını bilmeyen çok avukatla karşılaştım. Ve haklı iken haksız dava sonuçlarıyla karşılaşıp daha sonra, avukatın konuyu izah etme gereksinimi dahi duymadan kaybettik dediği, başka avukata dosyanızı götürdüğünüzde de dava sürerken de şu şekilde bir dava daha açılsaydı dediği (iş işten geçtikten sonra) davalarla da karşılaştım. Bu nedenle Ticari hayatın içinde olan kişilerin Hukuku öğrenmeleri, haklarını kaybetmelerini veya kazanmalarının hukuksal süreci bilmelerini, mahkemede savunabilmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkürler