bugün

entry'ler (47)

yaran gaflar

puzzle yapacak olan iki arkadaş mukavva almak için kırtasiyeye giderler:

-erkek: hangisinden alacağız şimdi?
-kadın: ne biliyim kaç santimdi ki seninki?

burçların direniş sloganları

boğa: diren çikolata, erime dondurma.

filiz direnelim mi? (tabii ki akrep)

ramazanda şort giyip alkol alan izmirli kadın

"gören erkekler dişlerini gıcırdatıyor, ellerini yumruk yapıyor " dur.

boğa burcu kadını

başıboş bırakırsanız sıkıntıdan sabahtan akşama kadar yemek pişirebilen kadındır.

sözlük yazarlarının ruh halleri

sorma neden niçin ,her şey kansızlıktan...

şarkılarla konuşmak

doğum günümde bile iyi ki doğdun demedin!
ben öldüm...

sözlük yazarlarının istekleri

içinde "sen " olan isteklerdir.
kirlenmek istiyorum seninle, gülmek gözlerim kapanıncaya kadar, gözlerimden değil tenimden ateş saçmak , kaybolmak ,hapsolmak istiyorum.

sözlük yazarlarının ruh halleri

van gogh kadar empresyonist, dali kadar sürrealist ...
bir kulağımı kesip martılara atasım, elimi rendeleyip köfte yapasım var.

sözlük yazarlarının ruh halleri

karmakarışıktır.
yüzüm "ankara'nın bağları" nı söyler gibi ,içimde ise rodrigo 'nun konçertosu beklenmekte.
bir yanım ameliyathane sterilliğinde, bir yanım çöp ev.

seviyorum seni

söylemek istediğim.
seviyorum seni ,
çay bardağından sek rakı içer gibi, içim titreyerek ,genzim yanarak seviyorum.

boğa burcu kadını

keçi inadı , deve kini ve fil hafızası üçlemesini barındıran kadındır.

geçmiş ve gelecek

birbirine bağlı iki zaman.
geçmiş, mesela dün...
dün, vazgeçişim senden , bir anda ,gözlerine bakmaksızın beliren düşünce balonumla
sanki hiç yaşanmamış gibi , yanmamışız gibi birbirimizin ellerinde.
bugün , bir başkasıyla o olmaktan yorulmak .
sevişirken ağlayan kadınlar kervanında bulmak kendini.
yarın , gelecek, ben görmeden geçecek,
bir tas su dökeceğim ardından gözyaşlarımla tuzlanmış.

ver bana düşlerimi

yalvarışım.
terkedip gidişinden , benden vazgeçişinden beri...

günün tek cümlelik özeti

sana çıkan yollarda hep kırmızı ışıklar...

sözlük yazarlarının istekleri

boynunda duran beyaz iplik parçasını alabilmek istemiştim yalnızca ,korkmadan dokunabilmek,çok değil.

bugün

içim acıyor...
hem nasıl
yeni aldığım dondurmam yere düşmüş gibi
serçe parmağımı koltuğun kenarına vurmuş gibi
uçan balonum patlamış gibi
elimde cam bardak kırılmış gibi acıyor

sözlük yazarlarının ruh halleri

haşlanmış yumurta gibiyim. dışım da içim de sert, kaskatı . yanmasaydım ateşinde, yumuşacıktım, akardım ...

sözlük yazarlarının ruh halleri

öyle umutsuz, öyle bitkin bir ruh hali.
her yerde, herkese yabancı...
gülümsemem mona lisa kıvamında...
içim ,dışım ,önüm ,arkam,
yediğim pamuk şeker, demlediğim çay,
gökyüzüm, bulutlarım , içtiğim su siyah
simsiyah.
yediklerimin hepsi katran tadında.
elim ,kolum, gözüm ,aklım, düşüncem ,zihnim karanlık,
zifir.

ben istersem

ardını sonsuza uzatabileceğim iki kelime.
duvarmışım ben, demirden katıymışım, buzdan soğuk.
ben istersem o demirden gemiler yaparım ,yüzdürürüm bulutların üstünde tüm fizik kurallarına inat
aramızdaki pamuk ipliklerinden kopmaz halatlar yaparım .sonra o gemiyi ikimizin limanına bağlarım sihirli halatlarımla.
ben istersem gözlerimde ateşler yakarım, buzdan kalelerimde içini ısıtırım.
ben istersem kalem kırarım , kırdığım kalemle suya yazı yazarım, yalnız sen okuyasın diye.
ben istersem zamanı durdururum , dünyayı durdururum burnumun ucuna kokun değdiğinde.
siyah ve beyazken yalnızca ben, gözyaşımla gökkuşağı yaratırım, sırf sen gülümseyesin diye.
bilsen, ben sırf seni istiyorum.

sözlük yazarlarının yalanları

kızılcık şerbeti içtim.