Orhan Pamuk'un en yetkin kitabı budur ve sanatını bilgisini konuşturduğu bir kitaptır.

Şeyh Galib'in Hüsnü Aşk'ına çok benzeyen bir örgüsü vardır.

Kitabı anlamak da anlamamak da çok normal şeyler. Bu kitabın 3 kere okunma şansı var. ilkinde ya şimdi noldu derken ikinci de " galiba çözdüm" dersiniz. Üçüncüde aldığınız tat bambaşkadır.

Çok cesurdur ya da yüzü fazlasıyla güzeldir. Benim hep özendiğim ama hiç olamadığım kadındır aynı zamanda.

En çok sevdiğim Türk kitabı diyebilirim. Henüz bu ifade için erken olabilir ama şu ana kadar daha iyisini okumadım.

Zihin haritasını merak ettiğim yazarın olağanüstü kitabı. Bir gün buraya mütalaasını da yazacağım.

Gece yatmadan 4 saat evvel yemek yememiş sağlıklı bir bünyeye sahiptir.

atatürk, Suriye -Filistin Cephesi'nde 2 kez görev alıyor. ilkinde karşı cephenin komutanı adaletli olmadığı için çekip gidiyor. 2.sinde ise Suriye Filistin cephesi'ne geri dönüyor ve en çok toprak kaybımız böylece yaşanmış oluyor.

ATATÜK'ÜN ateşemiliterliği yaptığı esnada yeniçeri kıyafeti giyerek baloya katılması efsane bir olaydır çünkü Atatürk kendini bu görevle sürgünde hisseder ve hiç istemediği bu görevde kendi zekasını konuşturarak gözdağı verir. Güzel bir misilleme vardır bunda fakat hikaye uzun olduğu için üstelemiyorum.

Kendince ataerkil bir yapıdan geldiğini bu cümleyle anlatmıştır. Önyargılarımız bizi ele geçirmeye başladı.