bugün

sevdiği entry'ler

dinde zorlama vardır

kuran'a baktığımızda Mekke'de inen ayetlere Mekki, ve Medine'ye Hicret'ten sonra inmiş olanlara ise Medeni ayetler denir. bu iki farklı zamanda indirildiğine inanılan ayetler, yumusaklik ve sertlik, bakimindan birbirlerinden çok farkli ve genellikle çeliskili niteliktelerdir. bu farkliliklar ve bu çeliskilerin nedeni, Muhammed'in Mekke döneminde henüz güçsüz iken, Medîne'ye geçtikten sonra ise giderek güçlenmis olmasindandır. Mekke döneminde iken pek az taraftar toplayabildigi, yâni henüz güçsüz durumda bulundugu için. Kur'ân'a, hösgörülü, yumusak, barisci, ögüt verici (teblig edici) gibi görünümlü âyetler koymustur. Bunlar arasinda:

"Allah'tan baska yalvardiklarina sövmeyin ki onlar da Allah'a sövmesinler." (K. 6 En'am 108)

"Ey Muhmammed !Rabbin isteseydi dunyadakilerin hepsi inanirdi.Hal boyle olunca,insanlar inansinlar diye sen zor mu uyguluyorsun " (Yunus suresi 99.ayet )

''(Ey Muhammed!) Yine de yüz çevirirlerse, artik sana düsen anacak açik bir teblig'dir'' (Nahl, 82)

"Ey Muhammed de ki !ben dinimde ihlasla ile ancak Allaha ibadet ederim.Siz (musrikler) de Allahtan baska istediginize tapin." (Zumer 14 ve 15)

''(Ey Muhammed!) Ayet'lerimiz hakkinda ileri geri konusmaya dalanlari gördügünde, onlar baska bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur'' (En'âma 68),

''Ben de sizin taptiklariniza asla tapacak degilim. Evet siz de benim taptigima tapiyor degilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadir'' (Kâfirûn, 6)

''Biz Resûl'leri, sadece müjdeciler ve uyaricilar olarak göndeririz'' (Kehf 56)

"Ey Muhammed, sen ögüt ver, esasen sen sadece bir ögütcüsün . Sen onlara zor kullanacak degilsin" (Gâsiye 22-24)

"Dinde zorlama olmaz" (K. 2 Bakara 256)

''onlar savasmadikça, siz de onlarla savasmayin" (Bakara 191)

Fakat daha sonraki Medine döneminde Kuran'a yerlestirdigi ayet'ler (yani Medeni olan ayet'ler), sertlik ve siddet ifâdesidir:

''Müsrikleri, bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. '' (Tevbe sûresi, âyet 5)

''Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir.'' (TAHRiM 9)

''allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir.'' (maide 33)

''onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşki siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.'' (nisa:89)

''Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. inananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür.'' (Nisa 84),

''Hakkı inkara kalkanların kalplerine korku salacağım; öyleyse (ey inananlar) onların boyunlarını vurun, parmaklarını kırın!'' (Enfal 12)

"Onlari buldugunuz yerde öldürün, Fitne kalmayip yalniz Allah'in dini ortada kalana kadar onlarla savasin" (Bakara 191-193)

(Kitab ehli'ne yani Yahudilere ve Hiristiyanlara ve Islam'i din edinmeyenlere karsi) boyunlarini büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savasin" (Tevbe 29)

bu durum sadece islam'ın yayılışında değil hemen hemen tüm dinlerin otorite olması sürecinde yaşanmıştır. başlarda demokrasi inanç özgürlüğü sloganları altında iktidarı ele geçiren dini sistemler, kendilerini o iktidarda kalıcı kılmak için diğer inanç sistemlerine karşı savaş açmışlardır hep.