bugün

entry'ler (8)

sinemia

21. yy'da müşteri hizmetleri kavramından haberi olmayan şirket, parayı 5 saniyede çekiyorlar, destek maillerine 5 yılda cevap verirlerse şanslısınız. hizmet alırken kendimi enayi gibi hissetmek istemiyorum diyorsanız koşa koşa kaçın.

gökhan karabulut

istanbul üniversitesi iktisat fakültesinin tek tük kalan iyi hocalarındadır. bildiklerini özellikle makro dersinde pek anlatmasa da bir makro dersi ne kadar keyifli ne kadar dolu dolu geçebilecekse o kadar keyifli o kadar dolu dolu geçer ki ama dediğim gibi davranışsal iktisat derslerinde onu daha iyi tanır, beslenmeniz gereken bir deryaya sahip olduğunu en çok orda görürsünüz. friedman'ı ondan dinlemek apayrı olsa da bazen derslerde kendisine "ya ne olur bırakın iktisatı felsefe psikoloji sanat anlatın" diyen gözlerle bakarken bulurdum kendimi. benim tanışmam da birkaç yıl önceki bir dersindeydi, henüz ilk dersinden elimde bir sürü araştırılacak isimle, izlenecek diziyle, okunacak kitapla çıkmıştım... durur muyum bundan sonra, nerde ne dersi varsa gitmeye çalıştım, gerek makroda gerek davranışsal iktisat derslerinde istanbul üniversite'sinden 4 yılda alamayacağım bilgiye, ve en önemlisi bakış açısına sahip oldum. yalnızca bilgi bazında değil, kendisiyle oturup iki çay içtiğiniz zaman ne kadar iyi biri olduğunu, öğrencilerini gerçekçi hedeflere yönlendirdiğini, sürekli kendini tazeleyen çok geniş perspektife sahip biri olduğunu görürsünüz, ve anarşist mi sosyalist mi nedir arkadaş derken her makul insan gibi ideolojilere saplanmaktan uzak olduğunu. bana çok şey katmıştır, burdan da minnetlerimi iletirim hocam. :)

contemporary istanbul

uludağ'da üzerine hiçbir şey konuşulmamasını anlamadığım fuar. belki seneye gitmek isteyip önceki senelerde gidenlerin görüşlerini almak isteyenler olacaktır, biz konuşalım madem. her kendini entellektüel zannedenin ''modern sanat mı ıyy'' tuzağında bende varken, gezmemle bu lafın yüzüme tokat gibi vurması bir olmuştur. vardığım kanıya göre biz sosyal medyadan gördüğümüz bi iki aptal saptal kendini sanatçı zanneden insanların yaptıklarıyla bu yargıya varıyoruz. çünkü şöyle bir şeyle karşılaştım: eserler arasında yerlilerde kötü olma oranı %80'ken yabancılarda bu %20'ydi. beğendiğimiz türk hiç mi olmadı peki, elbette oldu, aslı kutluay bunlardan bir tanesiydi. tek şikayetim gezilecek o kadar şey varken fuar süresinin çok kısıtlı tutulmasıydı, seneye gidecekler dikkat, iki gün ya da komple bir gün planlayın.

a passage to india

michael woods'un bu belgeselini izledikten sonra http://www.imdb.com/title/tt1333053/?ref_=nv_sr_1 eve hafif yorgun gelmiş, dünya işlerini düşünmekten bunalmış, ya bu belgeseli de izledik yok mu hindistan'a ufaktan gidebileceğim bir şey derken size gülümseyen film. hem siyasal, hem sinematografik anlamda gayet iyi olan, mrs. moore'un hindistan'a ayak bastığı anda burnuna tuttuğu kokulu mendiliyle gerçekliği tartışılmaz bir film izleyeceğim dedirten cinstendir. aziz karakteri humanist hislerinizi canlandırırken, ingilizler insanlığa lanet ettirir. tüm bu olayların yanısıra yüzünüzde soft bi mutluluk ve hüzün bırakır.

cinemaximum

https://www.cinemaximum.c...gretmenlere-ozel-kampanya şu kampanyaya kadar sinir olduğum kurum. bu kadar yüksek fiyata birtakım kampanyalar yapmaları lazım derken bununla karşılaştım ve mutlu oldum.

arrival 2016

interstellar ardından bilimkurgu filmelerinin patlamasına sevincimizi haklı gösteren yapımlardan bir tanesi daha. henüz hiçbiri interstellar'ın yanına yaklaşamasa da arrival, interstellar'daki benzer ögelere bile ''ha bak burda da öyle bi hava yaratmaya çalışmışlar'' dedirttirmeyecek kadar kaliteli, bilimkurgu sevenlerin kesinlikle es geçmemesi gereken bir yapım. özellikle uzaylılarla temasın karikatüristik sürreal bi havada verilmediği, bu konuya makul bir perspektif getirmesiyle özellikle sevdiğim bir film oldu kendisi.

sosyal psikoloji

psikoloji bölümünde okumaya gerek olmadan ilgi duyulması gereken bir alandır, bana kalsa en azından üniversitede hangi bölüm olursa olsun ilk sene verilmelidir. kaynak tavsiyesi isteyenler için elliot aronson, timothy wilson, robin m. akert tarafından yazılan ders kitabı zevkle okunabilir. ders kitabı oluşunun yanında hacmi de korkutabilir fakat hiç yormaz, eğlendirir, hepsinden önemlisi yıllardan sonra onlarca gözlemle edinilebilecek bilgileri içinde barındırır.

samsung galaxy note 5

geçtiğimiz hafta itibariyle 3. kez iç ekranı kırılan ve 3 çarpı 650 liradan ''Allah'ım neydi günahım'' hisleri yaratan dandik telefondur. aldanmayın o masum gül yüzüne size de veda edecek birgün... ha peki ne yaptın da kardeşim bir değil iki değil üç... sonuncusunda araba içinde, kabıyla düştü... almayın, aldırmayın.