bugün

entry'ler (500)

sevgilinin söylediği unutulmayan sözler

ileride belki,aşk evliliği değil ama mantık evliliği yapabiliriz.

yaran yanlış okumalar

bir gün iddaa'ya o kadar fazla dalmışım ki;
yazan:falkirk
okunan:fakirlik

ahirette günahlarla sevapların eşit çıkması

ve maç penaltı atışlarına gider.

sürekli arkasına bakarak yürüyen insan

götümüzden korksaydık arkamızda taşımazdık mantığını oturtamayan insandır. paranoyaktır.

hem içki içip hem müslümanım diyen insan

geri kafalı bireylerin ağzından duyabileceğimiz zırvalardan birisidir. yok efendim neymiş tuvaletteyken ıslık çalınmazmış, tuvalet-banyo hariç diğer yerlere hep sağ ayağınla girecekmişsin falan feşmekan.. yoktur efendim böyle bir şey insanlar kendi kafalarındaki şeylere inanırlar ki doğru ve mantıklı olan da budur.

üniversite öğrencilerinin klişeleri

bundan sonra her derse gideceğim abi ya olmuyor böyle, derslerden geri kalıyorum notlar falan her şey eksik oluyor sonra da sınavdan düşük alıyorum.

azrail e sorulacak tek soru

neden hep gece geliyorsun ?

sözlük yazarlarının aldıkları ilk kaset

pink floyd - the wall.

lastikpabuclar blogspot com

http://lastikpabuclar.blogspot.com/ futbolun tarafsız adresi.

bazı bazı sıkıldıkça yazıyorum buraya genelde türk futbolu hakkında ama bazen de dersten saçmalamacalar, aklıma takılanlar, gözlemler vs. futbol hakkında ne biliyorsam yazıyorum.

kendini iğrenç bir yaratık gibi hissetmek

(bkz: a serbian film)

izledikten sonra eminim öyle hissedeceksin kendini.

ufuk ceylan

galatasaray futbol tarihinin belki de en kötü zamanlarına denk gelerek takımın yaptığı defans hataları veya bireysel hataları ile haklı olarak eleştiri oklarına hedef olan, şu sıralar 18e dahi giremeyen kaleci. özellikle bursa maçında yaptığı hata ile kendini iyiden iyiye bitirmiştir. orta düzey süper lig takımına kiralık gönderilmelidir.

nigel de jong

materazzi ve gattuso izinde olan futbolcu. tamam sert oyna diyorlar belki ama o kadar da değil.

her gece saat 00 00 olduğunda

bir gün daha bitip yerini tazecik bir güne bırakır.

300 bin liralık adama 5 milyon euro veren takım

hayallerdeki takımdır. baktılar gördüler adam iyi şuna bi bok atalım düşüncesiyle ortaya çıkmış zırvalardan birisi daha ki ayrıca adam şu anki galatasarayda 5milyonu sonuna kadar hak ettiğini gösteriyor. ayrıca kanıtlar olmadan herkes her şey iddia edebilmekte özgürdür.

550 tl verip bon jovi konserine gitmek

zevk meselesidir. üzerine konuşmak biraz aptalca.

üniversiteye hazırlananlara tavsiyeler

fazla kasmayın. üniversiteye girince öyle her şey güllük gülistanlık olmuyor. ben onu yapacağım, ben bunu yapacağım demeyin genelde hayallerinizdeki şeyleri yapamazsınız. hayat daha da kolay olacak gözüyle bakmayın hayat her geçen sene daha da zorlaşıyor. dersler değil yuva kurma, geçim derdi vs. her şey gitgide zorlaşıyor. yani lise günlerinde anne-baba evinde bulduğunuz rahatlığın binde birini bulamazsınız. elektrik, doğal gaz, mutfak, kira masrafı derken paralar suyunu çekip gidiyor. üniversite okumayıp da daha mutlu, daha çok maaşlı bir işte kendinizi bulabilirsiniz bu üniversiteye değil tamamen size kalmış bir olaydır. yani üniversite ne bir amaç ne de bir araçtır. geriye baktığınızda lise günleri daha güzel gelecektir size kesinlikle.

süper ligdeki bursaspor gerçeği

en büyük şanstır. futbolu doldur-boşalt şeklinde oynayan nadide takımlardan biri olarak kalmıştır. ceza sahası içerisine doldurulan top genelde ömer erdoğan kafasında yumuşatılarak başka birisi önüne düşer veyahut direk gol olur. miller transferinin yapılmasının tek amacı hava hakimiyetinin olmasıdır. bursaspor 90dakika basarak maç kazanmamıştır hiç bir zaman.

ağlama beşiktaş

yapılan yıldız denen transferler ile yine de bir bok yapamayan beşiktaş taraftarına kalbimizin derinlerinden kopan teselli amaçlı söylenebilecek sözdür efendim. bu iş transferlerle olsa her sene real madrid şampiyon olur yahu. bu sezon ne beşiktaştan ne galatasaraydan bi bok olmaz. neymiş uefa'yı alırız, 17de17 yapıp potaya gireriz falan feşmekan hayallerde yaşamayınız efendim. gerçek hayat biraz önce bitti sizin için.

ben bu yazıyı sana yazdım

yine şu sıralar tv başında uykuya çoktan dalmışsındır. birazdan uyandıracağım seni. her gece böyle olmasına rağmen neden ısrarla gece başımı yastığıma koymadan önce seni uyandırıp sesini duymak istiyorum cidden bilmiyorum. senin sesini duymadan önce uyku tatlı gelmeyecek düşüncesi var galiba kafamda. takıntılıyım bilirsin. kafandaki aptalca düşünceleri sil at. bırak mutluluk kayığımızda kürek çekmeye devam edelim.

ilkokul anıları

altına işemektir. hikayede anlatacağım.

çocuğuz ya o aralar, arkadaşlarla taştan top yapmışız oynuyoruz. okulun da dağılma saati, servis bekliyoruz. vurduğum şut gol oldu fakat arka taraftan geçen hocanın arabasının camında patladı o taş. hoca indi arabadan aşağıya, bakındı etrafına ve gördü beni, göz göze geldik.. yavaş yavaş üzerime doğru yürümeye başladı. dönüp etrafıma bakındım arkadaşlarım arazi olmuşlar çoktan. geldi yanıma:

-sen mi yaptın evladım?

-evet hocam ):

-paaattt

suratımda patlayan o tokat şu ana kadar yediğim ilk ve tek tokat olmuştur ki o tokat benim altıma işememe sebep olmuştur. evet evet abartmıyorum ciddi ciddi altıma işedim o gün.

geçen senelerde gördüm o hocayı. aklıma geldi yaptıkları ve gittim arabasının tüm lastiklerinin havasını indirdim.