entry'ler (294)

disko kralı

dikkat çekelim kendimize gelelim part 2: umarsız darplaşma.

okan bayülgen'in bu yazılanları okuyup da dikkate aldığını sanmıyorum ya, sansam da sanamam öyle bir şey, işte öyle bir şey. ulan süper troll olur sizden vesselam demek istiyorum disko kralı'nı büyük götleriyle eleştirdiğini sananlara. ve ağlıyorum ki hala bu okan bayülgen adamının ne yapmaya çalıştığını anlayamayanlara. ve sıçıyorum ki klozetin dibinde izler bırakarak. bazısı da var biliyorum ki okan bayülgen'in dikkatini "disko kralı sikimsonik bir programdır" deyip de çekmeye çalışanlar.

tanım: okan bayülgen'in bitirmeyip, "tarkan hayranları" ayarında skeçler eklettirmesi gereken program. (aksi taktirde kendisiyle roma'da evleneceğim, burdan tehdit ediyorum)

yaran okuyucu yorumları

haber: http://tinyurl.com/o6uvun

yorum: Ros Galaktikos unvanını Real Madride getiren perez değilmiydi!!!
yani uzaydan Getirilmiş oyuncular Galaktikos un anlamı!

6 mayıs 2009 chelsea barcelona maçı

hiddink'in coştuğu karşılaşma. *

beşiktaş taraftarı

ne zaman inönü'de beşiktaş yenilse, ilk suçladıkları hakem, sonra teknik direktör, sonra başkan, sonra futbolcular ve sonra masörler olmak üzere sövgü dolu tezahüratlara başlayan, rakip takım taraftarlarına saldıran, kadınından erkeğine herkesin holiganlaştığı bir yapısı var.

anlamadığım şey; süper bir uyumun var tribünlerde, süper sloganların ve bu sloganları destanlaştıran tezahüratların var da, neden yenildiğinde de güzel şeyler yapmıyorsun ey taraftar. neden rakip takımı fenerbahçe olsa da alkışlayamıyorsun. ya da neden sessizce terketmiyorsun stadı.

bana ne derseniz deyin ama gidin bi real madrid taraftarının barcelona'dan 6(altı[vi]) gol yediği maçta bile gıklarının çıkmadığı o anları izleyin. lütfen artık futbolu futbol gibi izleyelim amınakoyim. artık ilerleyelim, sokak kültürünü, serseri taraftar desteğini atalım üstümüzden.

lüt
fen

not: evet, trabzonspor taraftarıyım. benzer şeyleri kendi takımımın taraftarlarına da söylüyorum. her takımın taraftarlarına söylüyorum. çünkü türkiye'de maalesef takım böyle yobazca tutuluyor.

ve siz beşiktaş taraftarları, bu yazdıklarımı tüm takım taraftarlarına diyormuşum gibi okuyun. burda amaç futbolun da değil, insanlığın körelmemesi. hatta bu yazıdaki en baba amaç, futbolu iki rakip takım taraftarının yanyana izleyebilmesi. ben bir trabzonsporlu olarak, en samimi arkadaşımı fenerbahçeli olmasına bakmaksızın seçip, onunla fenerbahçe-trabzonspor maçını yanyana oturup izleyebiliyorsam, sen bunu neden yapamayasın ki?

the sakird

kendisine hakim olmasını kendisinden istediğim yazar kardeşimiz, arkadaşımız belki de abimiz. galeyana gelmesin, formattan caymasın dileklerimizle. *

kürtlerin türklerden daha entelektüel olması

kürt deyince köpek, türk deyince kurt akla gelir. dolayısıyla yanlış bir önermedir.

sözlükçülerin my brute sayfaları

üçüncü levella 15. levellara meydan okuyan brute gördünüz mü? işte burda: http://murphystt.mybrute.com

reklam değil, gerçek...

29 nisan 2009 diyarbakır terör saldırısı

(bkz: orospu çocukları iş başında)

28 nisan 2009 barcelona chelsea maçı

şükelamı isterim: an itibariyle starın şifresiz verdiği maç. koşun la koşun.

hüseyin cimşir in futboldan para kazanıyor olması

çok büyük mafya abilerinin olmasından kaynaklanır.

28 nisan 2009 barcelona chelsea maçı

"acaba star dışında bir kanal verecek mi bu maçı uydudan izleyebileceğimiz" sorusunu akla getirmiştir an itibariyle.

27 nisan 2009 bostancı da polise direnen eylemci

(bkz: dostum eylemci demişsin ama bu tam orospu çocuğu)

karadenizli olmak ayrıcalıktır

yabancıların karşısında türklüğünden utanmadığı için,
kolbastı ve kemençe gibi yabancı ülkelerin özenip sahiplenmek istediği etnikleri yarattıkları için,
aralarında vatan haini kimseyi barındırmadıkları için,
türkiye'yi yurt dışında en iyi şekilde temsil eden türkler hep onlardan çıktığı için,
ülkeyi bölmeye çalışanlara karşı hep ön sırada durdukları için,
güçsüzün yanında olup güçlüye meydan okuyabildikleri için,
yoldaki trafik kazasına bakıp geçmedikleri, aksine her şeyi bırakıp yardıma koştukları için,
ve bu gibi özellikler "sadece" onlarda olduğu için,

hakettiğidir.

death note

şimdi ilk 3 bölümünü izlemiş biri olarak önyargılı yaklaşmak istiyorum. kusura bakmasın hayranları.

--spoiler--

öyle çok da süper başlamadı. tamam konuya falan diyeceğim yok da, kimdir bu "l"? yani ne ayaksın koçum? adam tamam dünyanın en iyi dedektifi de bilmemnesi de, nasıl oluyor da dünyada daha önce kimsenin karşılaşmadığı böyle bir olayda her tahmin ettiği anında doğru çıkıyor?

mesela diyor ki; ölümler hep bu satte gerçekleşmiştir demek ki bu çocuk okula giden bir öğrenci. sonra bunu haberlerden duyan kira, ölümleri aralıklarla verdiriyor. ama l bu rahat durur mu? hemen "yok efendim bu ibne bilerek yapıyor bunları, ölümlerin saatini ayarlıyor" diyor. ulan bre hayta, nasıl bir zeka var sende. ölümleri ayarladığını anlamak zor değil de, demin sen demiyor muydun ki öğrenci bu gavat diye. madem ayarlıyor ölümleri, o saatlere bakarak "öğrenci bu, öğrenci bu" diye çığırtmanın alemi neydi.

şuna geliyorum: her şeyi basitçe kurgulamışlar. yani gizem yok ortada. kira yapıyor eylemi, hop l anında çözüyor davayı. tabi bunları ilk 3 bölümü izleyip de yazıyorum. sonrasında göt olup entryyi editleme ihtimalimi de göz önünde tutup, ona göre hakkımda düşüncelere garkolunuz.

--spoiler--

back to the future

bir tek tanrıkulundan bilem eleştirisini duymadığım filmdir. eleştiremez de kimse. hiçbir eksiği yoktur. ensüperbirfilmdir kendisi tamamen.

hatta düşününce; şu yıla gelmişiz(ki bu yıl dediğimiz filmde geçen 2015 yılından 6 yıl öncedir) biz bu konsept ve efektlerde film çekemiyoruz, adamlara bak hele hele demek istiyorum.

bu arada, filmde 32 özel efekt kullanılmış. kralın dönüşünde ise bin küsür tane. yani efektsiz de yapılıyormuş demek ki. of ya ben neyse bir şey demiyorum.

kolbastı

ekşi sözlük'teki 20 yaş altı liseli yazarların pislediği, küfüre boğduğu, beğenmediği trabzon oyunu. aynı yazarlar tanrı'ya da inanmazlar. ve geneli izmir'de yaşar bunların. böyle ateist olmayı ve her şeyi beğenmemeyi seven ve bununla ilgi alaka çektiklerini zanneden güzel kardeşlerimizdir kendileri. çok severim hebisini.

zaman berisi editi: öperim yanacıklarından.

17 nisan 2009 trabzonspor gençlerbirliği maçı

yattara'nın 28. dakikada attığı olağanüstü, mükkemmel ötesi, megnifisınt golle öne geçen ve 90. dakikada gökhan ünal'la perdeyi kapatan trabzonspor'un kazandığı maç olmuştur.

maçtaki en dikkat çekici olay ise, kale arkası çılgınlar'ın da desteğiyle, maç boyunca tezahürat yapan ilkokul çocukları olmuştur. bu keretalar maç boyunca tuttukları takım olan trabzonspor'u seslerinin son hadlerine kadar desteklemiş ve futbol sahalarında nadir görülen bir manzaraya imza atmıştır. maç boyunca bir tek küfürün bile seslendirilmediği hüseyin avni aker stadyumu'ndaki bu görüntüler, umarız ki diğer takım taraftarlarına da örnek olur. nitekim akıl yaşta değil baştadır.

trabzonspor

taraftarları tarafından tarif edilemeyecek bir takımdır. çünkü trabzonspor taraftarları, sevdiği şeyleri tarif edemeyecekleri kadar çok severler.

last but not least

ingilizce'de kullanılan bir kalıp, deyim. "sonuncu ama en önemlisi" anlamına gelir.

alternatif mastercard reklamları

zippo: 89 tl

liverpool chelsea maç bileti: 99 euro*

japonya grand prix'i için 3 günlük bilet: 40.000 yen

jenna jameson kucak dansı: 20.000 $

götten sallamanın dayanılmaz hafifliği: paha biçilemez.