bugün
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı22
- ideal duş alma sıklığı12
- icardi190511
- anın görüntüsü21
- integralin müfredettan kaldırılması15
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi21
- evlilik14
- patiswiss9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım24
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- erkeğe ne hediye alınır13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak9
- uzağı göremeyen insan18
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- icardi1905 silik olsun kampanyası26
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
entry'ler (108)
+ seni seviyorum
- peki 2011'den beklentilerin neler??
- peki 2011'den beklentilerin neler??
(bkz: çay)
çaresizliğin en büyüğü ölümdür ölüm...önünde eriyip giden biri acıdan kıvrım kıvrım kıvranan ' ben ölüyorum ' diyen bir deden var mesela sen öyle mal mal yüzüne bakıyorsun senden bir umut ışığı bekliyor ve sen susup kalıyorsun tek bir kelime bile edemiyorsun. 'niye susuyorsun birşey söylesene ' diyor dermansız bir ses tonuyla sen sadece önüne bakabiliyorsun.allahım belki aklıma iyi birşey gelir de söylerim derken ' bir yudum su ' diyor.elini sımsıkı tutuyor öylece uyuyor.işte o el çaresizlik değil de nedir bilmiyorum..
nasıl tarif edilir bilmem ama anılarının çok olduğu bir insanın bir daha dönmemek üzere hayatından çıkıp gitmesi koyar..mezarına ziyarete gittiğinde sanki ona ihanet edermiş gibi hissedersin kendini.üzerine toprak atmak ona yaptığın en büyük adilik gibi gelir.bazen sesini unutursun acaba nasıl bir ses tonuydu diye düşünürsün, kurduğun bütün cümleler yalanmış gibi olur..sanki yıllarca birbirinize hikaye anlatmışsınız bir varmış bir yokmuş her şey..seni çok sevdiği aklına gelir bir an bir daha kimseyi çok fazla sevmemeye yemin edersin kendi kendine..en acı veren de gülüşü tebessümleri canlanıverir hayalinde acaba şuanda gülüyor mu mutlu mu diye düşünürsün işte o zaman kahrolursun.gözlerinden yaşlar süzülürken aslında anılarından bir kısmını kaybedersin boşlukta..zamanla alışırsın belki yüzü de silinir hafızandan ama asla unutmazsın..bilmem..
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Çırılçıplak ölüler
Aydaki rüzgardaki adamdan olacaktır;
Kemikleri tertemiz ve tertemiz kemikleri yok olduğunda,
Yıldızlardan olacaktır, ayakları, dirsekleri;
Akılları başlarında olacaktır delirseler de,
Denizlere batsalar yükseleceklerdir yine;
Yok olsa da sevgililer sevgi yok olmayacaktır;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya/
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Dalgaların altında upuzun yatanlar
Dağılıp gitmeyeceklerdir denizde;
Burulsalar da kasları koparan
Çemberlerinde gerili, kırılmayacaklardır;
Kopsa da ellerinde gerilen insanları,
Kötülükler dolu dizgin delip geçse de onları;
Paramparça olsalar da çözülmiyeceklerdir;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Haykırmaz olsa da kulaklarında martılar
Gümbürdemez olsa da dalgalar kıyılarda;
Çiçeklerin fışkırdığı yerde bir çiçek bile
Kaldırmaz olsa başını çarpan yağmura;
Deli de olsalar ölü de çiviler gibi
Başverecektir kişilikleri, kırçiçeğinden sürer gibi;
Çıkacaklardır güneşe tükeninceye dek güneş,
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
şair:dylan thomas
çeviri:bülent ecevit
Çırılçıplak ölüler
Aydaki rüzgardaki adamdan olacaktır;
Kemikleri tertemiz ve tertemiz kemikleri yok olduğunda,
Yıldızlardan olacaktır, ayakları, dirsekleri;
Akılları başlarında olacaktır delirseler de,
Denizlere batsalar yükseleceklerdir yine;
Yok olsa da sevgililer sevgi yok olmayacaktır;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya/
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Dalgaların altında upuzun yatanlar
Dağılıp gitmeyeceklerdir denizde;
Burulsalar da kasları koparan
Çemberlerinde gerili, kırılmayacaklardır;
Kopsa da ellerinde gerilen insanları,
Kötülükler dolu dizgin delip geçse de onları;
Paramparça olsalar da çözülmiyeceklerdir;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Haykırmaz olsa da kulaklarında martılar
Gümbürdemez olsa da dalgalar kıyılarda;
Çiçeklerin fışkırdığı yerde bir çiçek bile
Kaldırmaz olsa başını çarpan yağmura;
Deli de olsalar ölü de çiviler gibi
Başverecektir kişilikleri, kırçiçeğinden sürer gibi;
Çıkacaklardır güneşe tükeninceye dek güneş,
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
şair:dylan thomas
çeviri:bülent ecevit
yoksun sen-asya .
Tekirdağ'ın ilçesi.Tekirdağ merkezden yaklaşık 1 saatte hayrabolu birlik denen bir şirketin minibüsleriyle ulaşabilirsiniz.Şöyle oturup güzelce bir karnımı doyurayım derseniz ben şahsen güzel bir mekan bulamadım.Neyseki gençler düşünülmüş bir cafesi var.Bunun dışında tabii ki tüm trakyalı insanı gibi insanları sıcakkanlı ve sempatik..
eskiler içilen çaydan sonra ev sahibine sadece teşekkür etmekle kalmaz ikram mükemmelliği için '' elinize sağlık, çayınız lebsaz ( çayın ağızda hafif buruk bir tat bırakması ), lebriz ( bardağın ağzına kadar dolu olması ), ve lebsuz ( dudak yakması ) olmuş. '' diyerek ifade ederlermiş.sizin de çay ikramınız lebsaz,lebriz ve lebsuz olsun.*
''son bir sigara'' ya yazık ettin.şimdi git nereye gideceksen..
sanıyorum ''düstur'' ile ''destur'' kelimelerini anlam itibariyle birbirine karıştırmış oyuncu..* ne demek istediğini anlamadım.bilemiyorum.
vaktiyle tarlabaşı'nda istanbul sanat merkezinde kumpanya isimli alternatif bir tiyatro toplulukları vardı.* başarılı olduğu kadar güzel de bir kadındır hakkaten.
münir nurettin selçuk-beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
gün itibariyle kulak misafiri olduğum bir konuşmada artık kendisine o kadar ki insani nitelikler kazandırılmaya çalışıldığını farketmiş durumdayım.hayır facebook'a karşı değilim olabilir tamamdır ama bunu bu kadar cümlelerimizin içine sığdırmaya ne gerek var.nedir ki yani.dikkat ediyorum gün içinde insanların ' feysbuk ' kelimesi geçmeyen bir diyalogu neredeyse yok denecek kadar az..hatta bunun yüzünden tartışanlar ayrılanlar ilişkileri sarsılan insanlar tanımaya başladık.aman allahım yaa..*
birtakım önlemlere uymanız ile kolayla iyileşebilen bir hastalık imiş.mesela; çay,kahve,kola yasak..başınız yüksekte yatmanız gerekiyor.fazla kilolardan kurtulmak gerek.. beli sıkan kemer,korse,dar pantolondan uzak durmanız gerek.. sıcak yiyecek ve içeceklerden sakınınız.çikolata,kuruyemiş türünden abur cubur yemek yok.özellikle geceleri aşırı yağlı yemek yemekten kaçınınız.ayrıca uyku düzeniniz olmalı ki bu detay kanımca çok önemli..doktorların tavsiyeleri genel olarak bunlar.nelerin sakıncalı olduğunu belirlemek,bunlardan kaçınmak ve bunu bir yaşam biçimine dönüştürmeliyiz.
* son kuşak açok'lu(anadolu çocuk oyunları kolu) beş genç arkadaşın, aldıkları tiyatro bayrağını en ileriye götürmek için kurdukları bir gruptur açıkça
hiç bitmeyen bir eğitimin tiyatronun vazgeçilmez bir unsuru olduğunu savunan grup ''pratikte eğitim'' modelini uygulamaktadır.bir tiyatro grubunun oyuncusunu,yönetmenini,dansçısını,yazarını,dekorcusunu,kostümcüsünü,müzisyenini kendi bünyesinden yetiştirmesinin,türk tiyatrosu adına önemli bir kazanç olduğunu bilen açıkça, ikinci sınıf ve basit muamelesi gören çocuk tiyatrosunu ciddi bir biçimde yaklaşmaktadır.amatör tiyatroların yaşadığı güçlüklere tiyatroyu severek ve özen göstererek karşı duran açıkça,1998 yılında bir tiyatro atölyesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
böyle diyorlar ve evet bu beş genç aldıkları bayrağı yıllardır en ileriye götürmenin çabası içerisinde büyük bir azim ve üretkenlikle yollarına devam ederek takdire şayan işler yapmaktalar..açıkça'nın kapısından içeri giren ve çıkan,vakti zamanından bu yana küf kokusu rutubeti demeden kendine özel mekanlar yaratıp rengarenk oyunlar çıkaran herkese selam ederim.
http://www.herkesetiyatro.com/
hiç bitmeyen bir eğitimin tiyatronun vazgeçilmez bir unsuru olduğunu savunan grup ''pratikte eğitim'' modelini uygulamaktadır.bir tiyatro grubunun oyuncusunu,yönetmenini,dansçısını,yazarını,dekorcusunu,kostümcüsünü,müzisyenini kendi bünyesinden yetiştirmesinin,türk tiyatrosu adına önemli bir kazanç olduğunu bilen açıkça, ikinci sınıf ve basit muamelesi gören çocuk tiyatrosunu ciddi bir biçimde yaklaşmaktadır.amatör tiyatroların yaşadığı güçlüklere tiyatroyu severek ve özen göstererek karşı duran açıkça,1998 yılında bir tiyatro atölyesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
böyle diyorlar ve evet bu beş genç aldıkları bayrağı yıllardır en ileriye götürmenin çabası içerisinde büyük bir azim ve üretkenlikle yollarına devam ederek takdire şayan işler yapmaktalar..açıkça'nın kapısından içeri giren ve çıkan,vakti zamanından bu yana küf kokusu rutubeti demeden kendine özel mekanlar yaratıp rengarenk oyunlar çıkaran herkese selam ederim.
http://www.herkesetiyatro.com/