şunu fark ettim ki

1. Sözlükte bir kesim var, yazarların haklarında ne düşündüklerini çok merak ediyorlar. Hatta sürekli kendi nickaltı başlıklarını hortlatmaları da bu yüzden.

2. Ölüm bazen güzel şey.

(yazarların fark ettikleri şeyleri anlatacak başlıktır.)

1-) sözlükte her yazar, saygı ve format çerçevesinde, istediği zaman kendi nick başlığı altına yazmakta özgürdür.
2-) insanlara sürekli sizin yol vermeniz gerekir. onlar önüne bakmasa da olur.
3-) bazı erkeklerin asla yalnız kalmaması diye bir kural vardır, bu
insanların hayatına mutlaka güzel bir kadın girmelidir.
4-) insanlarla herhangi bir diyalog kurmadıkça kendimi daha huzurlu ve rahat hissediyorum.
5-) eğer bir futbol tartışmasında bir fenerbahçeli ve beşiktaşlı varsa onlar her zaman haklıdır, galatasaraylının diyeceklerinin önemi yoktur.

şimdilik bu kadar...

Sözlükte abazanlığıyla övünen bir kesim var, bazen o kadar ergenlik kokan başlıklar açıyorlar ki ben mi liseliyim onlar mı şüphe ediyorum. Yine de büyüklerime saygım sonsuzdur...

nasıl doğduysam öyle öleceğim.

Ben mutsuz bir robotum hiçbir işe yaramıyorum psikolojisinde.

oğuz sasi ile iron man arasında bir kişiliğim var gibi.

ikimizde oyunlarda sinir krizi geçirirdik aynı yerde tekrar tekrar tek canda ölürdük..

Ama benim tansiyonum düşmezdi.

Kendimden sıkılıyorum bazen işte.

Bugün inanılmaz çabuk bitti daha kahvaltıdaydım tuvalete gittim elimi yıkadım hızlıca.

üstelik öğlen bilmem kaçta uyanıyorum mecburen.

Tembel üşengecim alarm kurmaya üşenirim.

Kimse bizi sabahın erken saatlerinde kaldırmaz.

Bir nedeni yok belkide bilmiyorum.

Ya zaten sürekli sıkılıyorum da neyse.

Koskoca ağustos nasıl bitebilir.

"En iyi savunma taarruzdur."

Sözlükte yazılan entryleri okumadan yazarın nickine göre değerlendirme yapılıyor.

Sizin için önemli olan bir şey başkası için o kadar önemli olmayabiliyor.

Sizi çok mutlu eden ya da üzen bir şey diğerini zerre etkilemeyebiliyor.

Bazen bunlara en yakın aileniz de dahil. O yüzden hayatı hep siz nasıl istiyorsanız öyle yaşamaya bakın.

Eskilerin yazmış oldukları kitapları okuyunca Bizden yıllar önce yaşamış insanlar pek çok konuda bize benziyor. Şikayet ettikleri birçok konu neredeyse aynı. Selçuklu döneminde yaşayan maverdi, gençliğin ahlakının bozulduğundan şikayet ediyor eserinde. Samuray Yamamoto Tsunetomo da "hagakure" adlı kitabında gençlerin sadece para ve cinsel ilişki ile ilgilendiğinden, dejenere olduğundan yakınıyor. Aristoteles, gençliğin saygısızlığına atıfta bulunuyor. Sokrates, zamanının gençlerinin aileleri üzerinde adeta bir tiran olup her istediklerini onlara yaptırmalarına kızıyor. Hesiodos ise gençleri duyarsız ve sabırsız olmakla suçluyor ve "bize, büyüklere saygı duymamız öğretilmişti oysa" diyerek "gençlik bitmiş" kervanına o da katılıyor, evet.

herşey ne kadar iyi olursa olursa,insan oğlu herzaman kötüyü görmeye meğillidir.(türkiye harici)