bugün

üstad dilaver cebecinin harikalar yarattığı eseridir. arif nazım da bir o kadar güzel seslendirmiştir. hangi ruh haliyle yazıldığı, yaşanmışlıkların kağıda nasıl döküldüğü halen merak konusudur.

mekanın cennet olsun üstad.
rahmetli dilaver hocanın bana sigara içiyorsan bile adam gibi iç demek istediği şiiridir.

--spoiler--
ben yurdumun en sert tütününden bir sigara yakıyorum
dumanı ciğerlerime değil ta iliklerime çekiyorum
ne kadar ürkek ceylan varsa asya çöllerinde
domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
başlıyorlar kılcal damarlarımda koşmaya
sıcak solukları yalarken alnımı toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda
--spoiler--
kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
bir de seni çok seviyorum
bölümü ile daha da bir güzelleşen şiirdir. ayrıca hasan sağındık da okumuştur.

http://www.youtube.com/watch?v=N890bxFov5w
bir anlayan olduğunda haykırılmak istenesidir.

--spoiler--
istediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
üstünde kabe resmi ve anamın duaları var
ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum
yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını
--spoiler--
birde seni çok seviyorum.
ulan adamı intiharın eşiğine sürükler bu dizeler..

--spoiler--
kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
bir de seni, bir de seni çok seviyorum.
--spoiler--
sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
azatlığın zirvesinde zikre dalmış yıldızlar
zühre bir şarkı tutturmuş babilden kalan
zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır
bir harutla marut bir de ben dinliyorum
derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına
senin namına yıldızları kıskanıyorum
kim bilir kaç ışık yılı uzakta öfkeyle kollarını çemiriyor yalancı fecir
imanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
ve taksim gazinolarında trahomlu şairler
mısra arıyorlar masaların altında
kanını içiyorlar bilmeden cennet atlarının
ben yurdumun en sert tütününden bir sigara yakıyorum
dumanı ciğerlerime değil ta iliklerime çekiyorum
ne kadar ürkek ceylan varsa asya çöllerinde
domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
başlıyorlar kılcal damarlarımda koşmaya
sıcak solukları yalarken alnımı toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda

sana bu mektubu evimin balkonundan yazıyorum
sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne
çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum
ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerine
bir yerinde demirden dağlar eriyor
atlas yelkenli gemileri unutmuş bir kaç levent
viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor
istediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
üstünde kabe resmi ve anamın duaları var
ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum
yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını
başı dumanlı dağları dolunayı ufukları
bir de çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı
önce Allah sonra genlerim şahit
sevgimi üç bin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
parmakları fahişelerin karanlık saçlarında
benim kalemimden kan değil süt damlıyor
geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
bir de seni, bir de seni çok seviyorum

görsel
güncel Önemli Başlıklar