bugün

altı adet koruması ve yaşamakta olduğu konutunda bir adet yüksek güvenlikli oda bulunmaktadır bu kitabın yazarı salman rushdi nin.
salman rushdienin islama karşı yazdığı kitabın ismidir,ülkemizde aziz nesin bu kitabı çevirmek istemişsede tepkiler yüzünden vazgeçmiştir.
Hakkında ölüm fetvası verilen Salman Rüşdi isimli yazarın yazdığı kitap.

Salman rüşdi ingiltere'nin başkenti Londra ve Liverpool da bilinmeyen adreslerde ve yuksek güvenlikli kaçış odaları olan evlerinde yaşamaktadır.

16 kişilik bir muhafız timi tarafından korunmakta olup aracı 250 bin dolar değerinde zırhlı bir mercedestir.
hacc suresi 52. ayet oknduğunda ''yoksa'' dedirten ayetlerdir.
olmayandır. kaynağı kulaktan dolma hadise dayanır. gerçekliği olsa ilk önce inananlar sorardı zaten bize tek tanrı dedin de onların putlarını nasıl översin diye.
hacc suresi 52. ayete bakıldığında muhammed'in dilinin sürçtüğü anlaşılıyor. eh onca yahudi ve isevi masalını alan adam kalkıp da içinde yetiştiği arap paganizminden nasipsiz olur mu?

ve bir şey daha var ki bu daha dehşettir ve bugün müslümanların sefaletinin ana sebebidir. salman ruşdi hakkında humeyni denen din bezirganı pisliğin çıkarttığı ölüm fetvalara. e sakalına sıçtığımın pezevengi, o adam iki ayetle uğraşmış sen ise binlerce kişiyi öldürdün. şimdi o iki uyduruk ayetle uğraşan adam mı ölmeyi hak ediyor, yoksa senin gibi namussuzun teki mi?

fikirleri katletmeyin...
muhammed'in kitabında bahsettiği lat, menat ve uzza isimli 3 putun mekkelilerin gözünde daha fazla değer kazanması üzerine kitabından çıkarması olayıdır. Tabii iktidar her zaman daha tatlı.
arkasında paralel yapı vardır.
Ben kitaba değil olayın kendisine değineceğim.

şeytan âyetleri olayını bilen bilir ama bilmeyenler için bu zamana kadar değinilmemiş farklı bir açıdan değineceğim ben.

iddialara göre Hz.muhammed mekkede putperestlere kur'an okuyarak doğruları anlatmaktadır. necm suresi ilk 18 âyeti okuduktan sonra meşhur 19 ve 20. âyetleri okur. buraya kadar bir sıkıntı yoktur. işte ne olursa 21. âyette olur.

necm 19 : gördünüz mü o lat ve uzza yı!
necm 20 : ve üçüncüleri olan ötekini, menat ı !

burada bahsi geçenler putperestlerin tanrıçalarıdır.

iddialara göre Hz.muhammed necm 21 i okumak üzereyken şeytan vesvese ile devreye girip kendisine ''bunlar şefaatleri umulan yüce turnalardır(varlıklardır)'' dedirtmiştir. rivayet edilen olaya göre Hz.muhammed böyle deyince putperestler sevinmiş ve ''şimdi muhammed ile aramızdaki farklılıklar sona erdi'' diyerek secde etmişlerdir. Müslümanlar olayın saçmalağını dile getirince bu şeytan âyeti kur'an dan çıkartılıp yerine günümüzdeki orijinal hâli konulmuş, Allah ise hacc suresi 52. âyet ile olaya gönderme yapmıştır.

yıllardır bu olayın doğruluğu veya yanlışlığı tartışılmaktadır.

Oysaki necm süresinin ilk 18 âyetinde ne anlatıldığına baksak ve konunun neden putperestlerin tanrıçalarına geldiğini görsek olayın saçmalağını anlayabiliriz. 13-18 âyetleri arasında Hz.muhammed'in miracından bahsedilir ve mirActa gördükleri anlatılır. Özellikle 18. âyette allahın mucizelerini gördüğü söylenir ki o an bulunduğu yer Cebrail dâhil hiçbir varlığın gidemeyeceği yer olan sidretü'l müntehâ nın ötesi yani allah katıdır.

allah buraya kadar olan bölümde peygamberi için ''kendisine ait mucizeleri gördüğünü'' söyler ve işte bu andan itibaren necm 19-20-21 de ''siz lat, uzza ve menat ile ilgili ne gördünüz'' mesajını verir.

mantık çerçevesinde konunun gelişiminde bir sıkıntı yoktur yani konu devam etmesi gerektiği gibi devam etmiştir.

hacc suresi 52. âyetteyse bir anormallik yoktur çünkü şeytanın amacı zaten vesvese vermektir. ''garânik olayı doğru değilse hacc 52 ne anlama geliyor'' diye sallamaya çalışmak bu yüzden komedi olur. ateistlerin inanmadığı bir kitaptan hacc 52 yi kanıt göstermesi ayrıca bir komedi unsuru.

Velev ki bu garânik olayı yani şeytan âyetleri konusu doğru. neden sadece tek bir kaynak var? neden tüm hadisçiler muhammed ibn ka'b kaynaklı? böyle büyük bir iddia yaşanmış onlarca muhaddis bu olaydan bahsetmeliydi ama sadece ibn ka'b kaynaklı bir olay.

garânik olayı neresinden tutarsız tutun elde kalıyor.
Salman Rüşt'ün öldürülmesine sebep olan iddadır. Kısaca; bikaç ayeti cebrail değil, Cebrail'in kılığında şeytan fısıldamıştır peygamberin kulağına.
sahih gerçek hadislerin arasına sıkıştırılmış sistematik olarak.hadisleri zayıflaştırmak amacı taşıyandır yalan uydurulmuş hadislerdir.diğer örnek feto elemanlarının yaptığı bir iş yazılarında incilden tevrattan örnek göstererek.kafaya beyne fitne filizi atmak amacı taşır.
müslümanların açıklarken zorluk çektiği ayetler ve kitaptır.
kuran allah tarafından korunurken şeytan'ın araya sıkıştırdığı sonra da muhammed tarafından çıkarılan ayetler. biri yazmış siyaset icabı 3 tanrıyı övdü laf arasında diye.

şeytan araya ayet sokabilecek kadar güçlü seni beni nabar nasıl yoldan çıkarır. peygamberin kafaya girebiliyorken normal insanı nabar nasıl kandırır.

kumar aleti gibiyiz amk.
"idealizm" adı ile bir felsefe ekolünün oluşmasına kaynak görevini yapmış ve sanki uydurma olduğunun belli olması için dilimize tercüme edilirken "mefkûre" kelimesi uydurulmuş ve her tarafa yayılmış. Şu halde temenni bir ümmiyye beslemek, bir mefkûre kurmak demek olur. idealistler bütün gerçeklerin aslının "benlik" de olduğunu varsaydıkları için, nefsin istek ve arzusunu her gerçeğin temel taşı gibi görmek isterler.

Bu yüzden hayatta başarılı olmuş büyük adamları hep idealci (idealist) kabul ederler. Bununla ulûhiyyet ve nübüvvet meselesini de çözdüklerine inanarak peygamberi bir ideal kurmuş, bir müddet programını yapmakla uğraşmış, sonra da peygamberlik davasıyla ortaya atılmış bir idealist gibi göstermek isterler. Fakat Kur'ân özellikle bu âyetle anlatıyor ki, peygamberlik bir arzu bir temenni işi değildir.

O hevadan (kendi nefsinden) söylemiyor; Kur'ân sadece bir vahiydir, ancak vahyolunur." (Necm, 53/3-4)

âyetiyle anlatılan peygambere temenni yakışmaz, çünkü vahiy tamamen hakkın emridir. Ümniyye'ye ise şeytan karışır. Başkaları şöyle dursun peygamber bile, insanlık gereği temennide bulunduğu vakit şeytan onun arzusuna şüpheler karıştırır. Ümniyye (temenni) ise, heves ve hayal ile isabetsizlikten kurtulamaz.

Demek ki peygamberlerin ismeti (masum olmaları) kesinlik ifade eden vahiy yönüyledir, yoksa ictihadıyla hareket ettiği zaman hata yapması mümkündür. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheleri giderir. Sonra da Allah âyetlerini tahkîm eder, muhkemleştirir. Hiçbir şekilde red edilmesi söz konusu olmayacak, hata ihtimali bulunmayacak bir tarzda kuvvetleştirir

ayetlere şeytanın karıştığı şüpheleri Salman Rüşdi gibi kalplerinde hastalık bulunanlarla kalpleri kaskatı kesilmiş bulunanlara bir mihnet ve bir azab vesilesi yapmak içindir. Çünkü bunlar hep kuruntulara kapılır ve temenniler peşinde dolaşırlar. "Gerçekten o zalimler haktan uzak, derin bir ayrılık içindedir." Araları o kadar açıktır ki, birleşip uzlaşmayı kabul etmez. Her biri başka bir kuruntu ile haktan uzaklaşmış şiddetli bir düşmanlık ve tam bir ayrılık içindedirler.

kaynak: Elmalılı M. Hamdi YAZIR, Kur'an-ı Kerim Tefsiri
müminleri neden bu kadar kızdırdığını anlayamadığım kitaptır.

yahu "şeytan ayetleri"ni salman rüşti tarafından uydurulmuş değil ki! en güvenilir islami kaynaklardan taberi'de ve daha bir çok kaynakta geçiyor... kaldı ki hacc 52 şeytan ayetleri vakasını açıkça doğruluyor.
Hz. Muhammed'in müşrikleri ikna etmek amacıyla, diğer 3 tanrıyı da kabul ettiğini gösteren ayetlerdir.

Tam olarak kanıtlanmamıştır, bildiğim kadarıyla.
okuyun, kenarda dursun biraz daha olgunlaşınca tartışılır.
bu meselenin korkulacak bir mesele olduğunu iddia eden tenekeler yine bu meselenin zaten konuşulmuş olduğunu biliyor olmalılar. herkes fikrini beyan etmiş.

ama bir iki zıpçıktı bu meseleleri bugüne kadar kimse konuşmamış da kendileri ortaya çıkarmış gibi ve bunları saldırı aracı kullanma gibi bir ukalalık peşindeler.

daha önce de söyledim, sen şimdi bu işleri manipüle ediyorsun ya, yarın öbür gün bi aslan çıkıp koruma kanununu kaldıracak elbet. bi yönetmen bir yazar çıkıp da rıza nur 'u baz alacak.

bunlar da demokratik yollardan olacak.

o gün ağlamak yok kedi!
salman rüşdi nin savunduğu şey, kökenin özel bir otoritenin özel bir alanı olmaktan çıkması için, köken karşısında adaleti gerçekleştiren eylem olarak edebiyattır. kökenin anlatısı, ortak ve dokunulmaz bir arşive emanet edilmiş olarak ya da yalnızca hakkı olanın dokunabileceği şekilde kalmamalıdır...

bu iktidarın herkese eşit ölçüde ait olması gerektiği cümlesi, önerilen anlaşmanın doğasını açıkça belirtmektedir; bir serbest kullanım anlaşmasıdır bu yapısöküm uygulamak alaya almak değiştirmektir. herkes buna kendi payınca katılır.
böylelikle, başlangıcın anısı olan kutsal emanet, tanrısal hukukun yargısından sıradan hukukun yargısına geçer.kökenin hakikati tamamen öznel bir hal alır. bu kişinin kökeniyle ilgili bir tür edebiyat hakkıdır.

ayrıca salman rüşdi şunu kabul eder ki: ''benim işaret etmek istediğim islam tarihi üzerindeki iktidarın kime ait olduğunu bilmek budur. benim romanım edebi anlamda bir yetenek olmasa da tarihi yeniden anlatma, tarihi düşünme, onu yapısöküm e uğratma anlamında önemsiz sayılamayacak bir teşebbüstür. ''der

fethi benslama - islam ın psikanalizi

edit: salt kurgusal bir roman yazmış üstelik çokta iyi olmadığını da kabul etmiş yazar; hergün sanal alemlerde trollük yapan neye/niçin inanmadıklarını bile bilmeyen küstüm oynamıyorumcu ateistlerden daha fazla zarar vermemiştir islamiyet e fikrimce.

13yy. a kadar rahatlıkla felsefesinin sorgulamasının yapıldığı yazıldığı islam a ait kaynakların günümüzde bile hala o yüzyıla ait olması salman rüşdi yi taşlayanların ayıbıdır en çok da.

bu eser dünyaya ölçüsüz bir şiddetin pompalandığı 90 ların ve körfez savaşı nın bahanelerinden biridir fikrimce. ne büyük çelişkidir ki artık sadece aptallığın pompalandığı günümüzde herşey rahatlıkla söylenebiliyor yazılabiliyor.
rıza nur'un hezeyanlarının memleketimizde zaten basıldığını bilmeyen malların "bak bir gün atatürk'ü koruma kanunu kalkıp, rıza nur'un hezeyanları basılırsa..." diye olmayan aklıyla gözdağı vermeye çalışmasına vesile olan ayetlerdir.

seni gidi cahil ve de yalancı yobaz seni...

rıza nur'un hezeyanları basıldı, henüz basılmayan şudur: (bkz: ebu cehil in hatıratı)

asıl bu basılırsa sen ne yapacaksın, onu düşün!...
Koskoca hadis kulliyatlarının altından kalkamayıp, içinde yığınlarca uyduruk hadis olduğuna inanmış bir ümmet şimdi başka bir rivayete inanacak, oda " ebu cehilin hatıralarına" öyle mi?

islam peygamberinin ve dostlarının düşmanının 1400 yıldır gizlediği ve bir kaç guzide kişinin sakladığı sır neymiş acaba!!!
(bkz: ebu cehil in hatıratı) linkini verdiğim halde, okumayıp, "neymiş?" diye soranları görmemize vesile olan ayetlerdir.

o kadar merak ediyorsan aç oku... bizde her şey belgesiyle göreceğin üzere...
Hiçbir geçmiş sırrın olmadığı, sadece " biliyorum ama söylemeyeceğim" diye bir şeyler varmış ayağına yatıldığı, iddea dan ibaret, uyduruk ayetlerdir.

Şöyle şöyle meseledir diye yazsana kardeşim!
ulan ne günlerdi be, humeyni katledilsin fermanını verdi, bir sürü kişiyi çevirdiler kitabı diye katlettiler.

mesela ne hemen anlatayım. muhammet allah ın kızları olan lat, menat ve uzzayı bir ayette övüyor. bunu mekkeli müşrikleri yanına çekmek için yaptığı söyleniyor, ardından sahabe buna tepki gösterince muhammed pardon kuzenim yazmış diyor. ( yani şeytan yazdırdı diyor ya da şeytan benim ağzımdan söyletti diyor gibi)

işte şeytan ayetleri budur.

19 Lât ve Uzza'ya

20 ve diğer üçüncüsü Menat'a ne dersiniz?

21 bunlar şefaatleri umulan yüce turnalardır.

işte ayetler de burada. burada üç putu övdüğü gerekçesiyle bunları kurandan atmışlar.
size meseleyi özetledim yavru kurtlar.
Salman rushdie'nin ana konusu esasında göçmenlik olan ses getiren romanı. Dünya genelinde Çomarlar bir anda hırgür çıkarmıslar bu bizim ülkeye de sirayet etmiştir. Sivas olaylarına yol açan sayısız gerilimden biri de budur zaten.

Müslümanlar artık neden bu kadar öfkelendilerse çevirmenleri falan öldürdüler bir iki yerde. Fikir üretmeyen beyin şiddet üretir tabi.

Bir de kafirun suresi var tabi. Herkesin kendi dinene deniyor orda ama peki nerede hani putlar? Onların dini de o. Kafirun suresinin inme zamanına bakmak lazım tabi bi. Hafızam beni yamultmuyorsa müşriklerin kuvvetli zamanında indi o.