bugün

(bkz: Şerefli hezimet) *
türk spor basını tarafından 80'li yıllarda literatürümüze sokulan deyim. gerçi o zamanlar yanlış kullanılmakta, türk milleti ve türk sporu sürekli aşağılanmakta idi. şöyle ki;

80'li yılları düşünelim 50-55 milyon nüfusa sahip bir türkiye, avrupa'nın her alanda en az 50 yıl gerisinde ve 5 milyon nüfuslu macaristan'la futbol maçı yapıyor, 1-0 mağlup oluyor, o dönemki şerefli basınımız da şerefli mağlubiyet nidaları atıyordu. koskoca bir ülkenin kendinden misli misli ufak bir ülkeye yenilmesi nasıl şerefli mağlubiyet olarak adlandırılır o yıllarda sorardım hep kendime.
ne zaman ki mustafa denizli avrupa şampiyon kulüpler kupasında monako ile oynanacak çeyrek final öncesi şansımız yüzde elli bir dedi işte o zaman sözde şerefli mağlubiyetler devri kapandı türk futbolu için.

peki o yıllardan sonra hiç mi şerefli mağlubiyetler görmedik?
evet gördük ama gerçekten şerefli mağlubiyetler gördük. misal galatasaray 90'lı yılların başında as roma ya yenilerek elendi. hiç şüphesiz bu bir şerefli mağlubiyetti. beşiktaşımız kök söktürdüğü barcelona'ya yenildi keza. ya trabzon? trabzonu nasıl unutabiliriz?

ve en nihayetinde fenerbahçemiz, dünyanın en zengin ve en pahalı kadrosuna sahip çelsi'ye yenildi, ama ezerek, çelsililerin bacaklarını titreterek yenildi.
hem de türkiye'ye en değerlisinden ülke puanları kazandırarak...
(bkz: bu gece çok mu duygulandım ne)
Son yıllarda yaşanan başarılardan sonra ülke sporundan silinmiş ancak 15.09.09 tarihli BJK - Man Utd. maçı sonrası yeniden türk medyasında oluşan aciz tavırdır. Baş aktörü yine mustafa denizlidir.
besiktaslilarin kendini kandirmasidir. yok oyle bir sey, puan veya puanlar alamdiysan bitti.
böyle bir sey yoktur. bu söz, asagilik kompleksi güdümlü bir sözdür. yani "biz nasilsa bir halta yarayamiyoruz, hic olmazsa iyice ezilip rezil olmadik" manasina gelmektedir.

kendine güven basarinin olmazsa olmaz bir unsurudur. isin basinda sen zaten bir kompleksle sahaya / maca / tartismaya / herhangi bir müsabakaya cikiyorsan, karsi taraf sadece bu bakimdan bile sana karsi bir avantaj kazanmis durumdadir. eger böyle bir kompleksin varsa, rakiple savasmaktan önce o kompleksle savasman, hic de yanlis olmayacak bir tavsiye olur.
süratli ve dün akşam iyi oynayan serdar özkanı çıkartıp tank gibi ağır yusufu oyuna sokarsan, sağ veya sol bekten başka bir yerde oynaması mümkün olmayan ekrem dağ ı ernst ile beraber ön libero oynatıp fink gibi daha fizikli, teknik ve uzaktan şut atabilen bir adamı unutursan, nihat gibi tecrübeli ve duran toplarda usta bir ayağı son 10 dakika oyuna sokarsan, aldığın mağlubiyete şerefli sıfatı layık görülemez, bu sıfat olsa olsa korkaklık olur, galip gelmeyi pekte sallamayan bir kadro ve karakterle ile oynayan manu yu zorla galip getirirsin. ne diyeyim sana mustafa denizli, sen galatasarayı şampiyon kulüplerde yarı finale kadar çıkaran adamsın, noldu sana böylede bu kadar yüreksiz oldun? keşke maçı saldırarak kaybetseydin de en azından insanların takdirlerini kazansaydın.
bu arada şerefli mağlubiyet: züğürt avuntusu
bursaspor taraftarına göre 20 ekim 2010 manchester united bursaspor maçı 'dır.
fark yemedik diye sevinmekteler, üç büyüklere "siz zamanında fark yediniz en azından biz yemedik" demekteler, laf sokmaktalardır. bir nevi "şerefli mağlubiyet" sendromu. ama kaç maçta daha golümüz yok, unutuluyor.
vah benim zavallı ülkem, bir zamanlar avrupa kupalarında finaller, dünya kupası ve avrupa şampiyonasında yarı finaller oynardık. şimdilerde ise başarısızlığı kıstas alıp, daha az başarısız olduk diye seviniyor, başkalarına laf sokabiliyoruz. sadece bursa için değil, avrupa'da başarısız olan tüm takımlar, ve milli takım için de söylüyorum. ne oldu da döndük yine 80'lere? şerefli mağlubiyetlere?
şerefli mağlubiyet alana 0,2 puan verilene değin kendi kendini kandırmaktır.

böyle olsaydı türk takımları açık ara her kupada şampiyon olurlardı. o kadar şerefli mağlubiyet aldık. 0,2 deyip de geçme.
eskiden babalarımızdan çokça duyduğumuz, 2000' li yıllarda zihnimizden silinen terim. futbol adamlığı ve sistemindeki aksaklıklar, sürekli kaos içindeki türk futbolu sayesinde dilimize ve zihnimize geri dönmüştür.
Galatasaray'ın kendi sahasında madrid'den 1 gol yiyerek yenilmesine türk medyasının bakışıdır.

Medyamız an itibariyle devam eden maça nasıl bakacak merak ediyorum.
mağlubiyetin şerefsiz olması için çift haneli mi olması gerekiyor?