bugün

Şu an bulunduğum Gaziantep şehrinin kendisine verilen "Gazi" ünvanını neler uğruna almış olduğunun bir örneği olan acı olay. Burada aynı zamanda bir semt ismi olduğu için Müşteri anaverilerini oluştururken sık sık adı geçiyordu. Ama olaydan bihaber olan her izmirli'nin düşünebileceği gibi ben de bu şehidimizi milli mücadele sırasında yitirdiğimiz askerlerimizden biri olduğunu düşünmüştüm. Olayın aslı ise çok daha acı imiş. Murat Menteş "Ruhi Mücerret" adlı kitabının ilk sayfalarında bu olaya değinmiş ve annesinin feracesini açmaya çalışan sarhoş Fransız askerlerinin suratına yer aldığı taşı attıktan sonra annesinin gözü önünde süngülenerek öldürülen Mehmet Kamil'in hikayesini Gaziantep'te olmama rağmen tesadüfen almış olduğum bir kitabın sayesinde öğrendim. Biz bu gibi insanların sayesinde, onların içimize ektikleriyle kurulmuş bir milletiz. Bu olay üzerinden yaklaşık 100 yıl geçmesine rağmen benim içimi bu yüzden hala dağlayabiliyor. Milli maneviyatımızı sağ salim koruyabilmek adına bu isimlerin sonsuza dek yaşatılması gerekir. Bu minik şehidin etkisiyle Gaziantep halkı kendi içinden bu sefer de savaşçı ruhlu imam Mehmet Sait'i çıkarmış ve bu kahramanın Fransızlarla olan mücadelesi o dönemde şehri ayakta tutacak morali ve umudu vermişti. Ne var ki imam Mehmet Sait de 28 Mart 1920 günü Elmalı Köprüsü üzerinde düşmanla mücadele sırasında şehit edildi. Ama verdiği mücadele sırasında yaptığı kahramanlıklar ve gösterdiği cesaret sayesinde artık Şahin Bey adıyla bilinir olmuştu. Ruhları şad olsun ve Gaziantepliler bu insanlarla ne kadar gurur duysalar azdır.
14 yaşındayken, yürüdükleri yolda önlerini kesen sarhoş fransız askerlerinin annesinin peçesini açmaya çalışmasına karşı çıkıp askerlere direndiği için annesinin gözleri önünde şehit edilmiştir.

Annesinin çığlıklarından civardaki tüm insanlar sokaklara koşmuş, fransız askerleri bir fırının içinde saklanmıştır korkudan. Antep müdafasının ilk şehididir.